ويكيبيديا

    "sağlamak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التأكد
        
    • أتأكد
        
    • لضمان
        
    • للحفاظ
        
    • لجعل
        
    • تأمين
        
    • أجعل
        
    • توفير
        
    • لتوفير
        
    • جعله
        
    • نجعلهم
        
    • تتأكد
        
    • نجعله
        
    • جعل
        
    • الحفاظ
        
    Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de dünyadaki en zengin ülkelerinin gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden emin olmak. TED وأحد الأشياء التي نستطيع فعلها لإيقاف الحروب وإحلال السلام هو التأكد من أن أغنى دول عالم تساعد الدول النامية.
    Benim işim herkesin olabildiğince iyi bir yazar olmasını sağlamak. Open Subtitles وظيفتي أن أتأكد أن يصبح الجميع في صفي افضل الكتاب
    Gerekli duyarlık miktarını sağlamak için pilotun uçakla birlikte inmesi gerekecek. Open Subtitles لضمان التفجير لابد من ان يهبط بها الطيار في المكان المحدد
    Ama bu yeteneği, türümüzün korunmasına katkı sağlamak yerine kendin için kullandın. Open Subtitles ولكن بدلًا من استخدام هذه المهارة للحفاظ على جنسنا استخدمتها لمساعدة نفسك
    İnanıyorum ki, bilgisayarları akıllıca kullanmak matematik eğitiminin işe yaramasını sağlamak için altın bir fırsat. TED اعتقد ان الاستخدام الامثل للحواسيب هو الحل الانجع لجعل تعليم الرياضيات ينجح
    Yapmanız gereken düşman olmayanları ayırıp güvenliğini sağlamak. Bir de bunun stresine giremem! Open Subtitles مهمتكم هي تأمين وعزل النّيران الصديقة، لا يمكنني التأكيد على هذا بما يكفي
    Karşımdakinin beni anlamasını sağlamak için tuhaf bir yoldu. Open Subtitles كانت هذه طريقة غريبة لكى أجعل نفسى مفهوماً
    Bu koalisyon herkesin kaliteli göz bakımına erişmesini sağlamak adına harekete geçen 53 devlet başkanıyla sözleşme yapmak için bir araya geldi. TED وقد اجتمعت هذه التحالفات هذا العام، لعقد اتفاق مع 53 رئيس حكومة، التزموا الآن باتخاذ إجراءات نحو توفير العناية بالبصر والعينين للجميع.
    Amacımız, bir şeyler üretmeye dair buradan giderken, geldikleri vakte kıyasla daha bilinçli olmalarını ve eğlenirken de bir şeylerin çözülebileceğinin farkına varmalarını sağlamak. TED هدفنا هو التأكد من أنهم سيغادروا مع إحساس أفضل لكيفية صنع الأشياء عن وقت وصولهم والتصديق الداخلي العميق بأنه يمكنك معرفة الأشياء المحيطة بالتدرب
    Mümkün olan en fazla sayıdaki yavrunun, kendilerinin de üreyebileceği kadar uzun yaşamasını sağlamak. Open Subtitles التأكد من أن اكبر عدد ممكن من الصغار سيتمكن من العيش مدة كافية ليتكاثر بدوره
    Hayır, Haley'nin nedimelerinden birisi olarak... onların birlikte kalmasını sağlamak benim işim. Open Subtitles كلا, لانه بما اني وصيفة العروس لـ هايلي فـ التأكد من بقائهما معاً ..
    Bu şey tehlikeli. Görevim, bu geminin güvende olmasını sağlamak. Open Subtitles إنها خطيرة إنه عملي أن أتأكد أن هذه السفينة آمنة
    Kocan ile yapacağımız bu değiş, tokuş işleminin, süprizlere mahal bırakmadan gerçekleşmesini sağlamak için biraz kendi işime bakmalıyım. Open Subtitles حتى أتأكد من أن لا تكون ... هناك مفاجآت وبأن عملية التبادل هذه مع زوجكِ قد تمّت كما وعدت
    Kısa sürede, henüz kurulmuş, kırılgan ülkemizin düzenli eyalet milislerine erişimini sağlamak adında İkinci Değişiklik maddesi yazıldı. TED وبإيجاز، كُتب التعديل الثاني للدستور لضمان أنّ دولتنا حديثة العهد والهشّة باستطاعتها الوصول إلى ميلشيات حكومية منظّمة.
    Uzaktan kumanda edilen araçların diğer gemilerden etkilenmemesini sağlamak için oldukça hızlı gidiyoruz. TED نذهب بسرعة كبيرة لضمان أن المركبات لن تتأثر بأي سفن أخرى.
    İşin büyük bölümü özel sektör tarafından yapılacak, bu durumda güvenliği sağlamak için stratejik bir iş bölümü yapılması gerekiyor. Open Subtitles سيتم إنجاز معظم العمل بواسطة القطاع الخاص إذن سيكون هناك قسم إستراتيجى للعمالة للحفاظ على السرية المطلوبة
    Ve sonra Seattle da bu uygulamayı kullanmaya karar verdi, şehir sakinlerinin tıkanmış rögarları temizlemelerini sağlamak için. TED ومن ثم قررت سياتل استخدامه لجعل المواطنين ينظفون مصارف مياه العواصف المسدودة.
    Bu durumda, eğer aşı istiyorsak teşvik veya bir takım sübvansiyon sağlamak zorundayız. TED وفي هذه الحالة, إذا اردنا اللقاحات, يجب علينا تأمين حوافزٍ أو بعض أنواع المعونات.
    Sevdiğim adamın beni tekrar sevmesini sağlamak için New York'ta deli gibi dolanıp duran birisi olduğumu. Open Subtitles شخص ما يجري في نيويورك بجنون أحاول أن أجعل الرجل الذي أحبه أن يحبني
    2015'te bu 25 milyondan fazla insanın evlerine enerji sağlamak için öğünlerini atlamasına sebep oldu. TED في عام 2015 تسبب ذلك في عدم تناول 25 مليون شخص لوجباتهم ليتمكنوا من توفير الطاقة لمنازلهم.
    Ardından muhafaza edilen anahtarlar kuvvetli veri koruması sağlamak için kullanılabilecektir. TED يمكن استعمال الأرقام المحتفظ بها حينها لتوفير حماية معلوماتية قوية جدًّا.
    Ama bir konsepte sahip olmak ayrı, onun işe yaramasını sağlamak ise tamamen ayrı bir şeydir. TED ولكن أن يكون لشيء ما مفهوم، فهذا شيء منفصل تماما عن جعله ينجح.
    Onların bunu yapmalarını sağlamak için, davadaki bütün görüşleri yok etmeliyiz. Open Subtitles لكي نجعلهم يقوموا بذلك، يجب علينا أن نُزيل كل سمة متعلقة بالقضية من خلال الطعن بالحالة الطبية و بِشهودهم
    Yapabileceğin tek şey, onu çok sevdiğini ve bunu hiçbir şeyin değiştirmeyeceğini anlamasını sağlamak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمكنك عمله هو أن تتأكد أنها تعرف أنك تحبها وأنه لا شيء سيغير هذا أبداً
    Esinti hissini sağlamak için... ..parktaki eski vantilatörü kullanalım. Open Subtitles لكي نجعله يشعر بالهواء عليه فلنستخدم تلك القديمة المتوقفة عند الحديقة
    Amacımız da bu. İnsanların yardım almaktan kaçınmaması, daha kolay yardım almasını sağlamak. TED وهذا هو الهدف، جعل الأمر أسهل للناس للحصول على المساعدة من تجنب المساعدة.
    Ama bu alanları halka açmak kolay olmadı ve öyle kalmalarını sağlamak daha da zor. TED ولكن تخصيص هذه المساحات للاستخدام العام لم يكن بسيطًا، وسيكون من الصعب أكثر الحفاظ عليها بهذه الطريقة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد