ويكيبيديا

    "sabırsızlanıyordu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تتطلع
        
    • يسعها
        
    • يستطع الانتظار
        
    • تُطق
        
    Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyordu ama görüntü meselesine çok takıldığımız için böyle bir yere uyum sağlaması konusunda kendisine olan güvenini kırdım. Open Subtitles كانت تتطلع للقائك، لكن لأننا تورطنا في أمرٍ أحمق، جعلتها تشعر بعدم الأمان من التناسب مع مكانٍ كهذا
    Herhalde dostluğundan keyif atmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles حسنٌ، أعتقد بأنّها كانت تتطلع لمرافقتك والإستمتاع بذلك
    SAT sınavları için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles كانت تتطلع لإختبارات القبول بالجامعات
    Ondan kurtulmak için sabırsızlanıyordu tatlım. Open Subtitles إنها لم يكن يسعها الإنتظار حتى تتخلص منه، يا عزيزي
    Onlardan kurtulmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles لم يستطع الانتظار حتى يتخلص منها
    Ama kahretsin sizi karnından atmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles لم يُسمح لها أن تستخدم تنظيم الحمل لكن تبًا هيَ لم تُطق الإنتظار لتخرجك من بطنها
    Biliyorsun bunun için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles ستعود كانت تتطلع لذلك
    Birinden bebek yapmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles لم يسعها نيل طفل إحداهن.
    Kahraman olmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles لم يستطع الانتظار
    Kahraman olmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles لم يستطع الانتظار
    Thomas Cheyenne'den ayrılmak için sabırsızlanıyordu. Burasının cennet olduğunu söylerdi. Open Subtitles (توماس) لم يستطع الانتظار لمغادرة "شايني" قال بأنّه أحبّ المكان كان يمثل له الجنة
    Dedim ki zavallı sarhoş kocasından kaçmak için sabırsızlanıyordu. Open Subtitles قلت.. لم تُطق الإنتظار لتبتعد عن زوجها السكير البائس
    Evet, senden kurtulmak için de sabırsızlanıyordu. Open Subtitles لم تُطق الإنتظار لتبتعد عنك أيضًا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد