Odasına girdim, orada utangaç bir kız yatıyordu, saçları dökülmüştü, kelliğini saklamaya çalışıyordu. | TED | دخلت لغرفتها، وكان هناك فتاة خجولة، كانت صلعاء، وكانت تحاول إخفاء هذا الصلع. |
- Sayın Hakimler, itiraz ediyorum. Bir şey saklamaya çalışıyor. | Open Subtitles | لسيادتكم , لدى إعتراض قوى إنه يحاول إخفاء أمر ما |
Şirketten sır saklamaya çalışıyorsan kendinin de bir gün parçalara ayrılabileceği gerçeğini kabullenmelisin. | Open Subtitles | إذا حاولت إخفاء أي سر عن المنظمة توقّـع أن عاقبة ذلك تقطيعك إربـاً |
Kızılı yeniden görmek çok güzel. Artık saklamaya da gerek yok. | Open Subtitles | من الجيد رؤية الأحمر مجدداً لا فائدة من إخفائه بعد الآن |
Evet. Ne saklamaya çalıştıklarını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا , أعني , وصلنا إلى معرفة ما كانوا يحاولون إخفاءه. |
Hepsini kontrol ettireceğim o yüzden bir şey saklamaya kalkma. | Open Subtitles | سألقي نظرة عليهم لذا لا تحاول ان تخفي اي شيء |
Katil cinayeti saklamaktansa kurbanın kimliğini saklamaya daha fazla özen gösterdi. | Open Subtitles | بذل القاتل جهداً إضافياً لكي يخفي هوية الضحية أكثر من الجهد الذي بذله في عملية القتل بحد ذاتها |
Eğer Crixus benden bir şey saklamaya çalışırsa, hemen bana söyle. | Open Subtitles | إذا عرفت أنه يحاول إخفاء شئ، أعلميني فوراً حاضر يا مولاتي |
Bu bizimle alakalı ve onunla benden bir şeyler saklamaya devam edemezsin artık. | Open Subtitles | هذا الأمر عنّا نحن وعنها، ولا يمكنكِ إخفاء أي شيء عني بعد الآن. |
Onu, zihnimizin gizli bölgelerinde saklamaya çalışıyoruz ancak hiçbir yere gitmiyor. | TED | نحاول إخفاء هذه المشاعر داخل خفايا أنفسنا، ولكن تظل موجودة. |
O kadar suçlu hissettim ki bu başarısızlığı, sohbetlerimden ve özgeçmişimden yıllarca saklamaya karar verdim. | TED | شعرت بالذنب وقررت إخفاء هذا الفشل من مناقشاتي وسيرتي الذاتية لسنوات. |
Buda genelde bir şeyleri saklamaya çalışan insanlarda görülen bir davranış tarzıdır. | Open Subtitles | إنه شيء اعتاد عليه الأشخاص الذين يحاولون إخفاء شيء ما |
Sovyet yönetimi krizi halkından saklamaya çalıştı fakat haberler yayılıyordu. | Open Subtitles | قادة الاتحاد السوفيتي سعوا ،إلى إخفاء الأزمة عن شعوبهم ولكن الأخبار كانت تتناثر |
Bize söylemeniz gerekiyor, bu alanda birinin saklamaya çalıştığı en kötü şey ne olabilir? | Open Subtitles | ولكنك يجب أن تخبرنا, عن أسوأ شيء يُمكن أن يودّ إخفائه شخصٌ بهذا المكان؟ |
Bu da gösterge tablosunun altına saklamaya çalıştığı radar tespit cihazı. | Open Subtitles | هناك كاشف الرادار الذي حاول إخفاءه تحت الوثبة |
Yolculuğumuz sırasında benden bir şey saklamaya çalışırsanız, cezanız bu olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون عقابك إن حاولت أن تخفي عني أي شيء خلال رحلتنا |
Arturo Bandini, dahi, görmüş geçirmiş adam, sikini saklamaya çalışmadan sahilde yürüyüşe çıkamıyor. | Open Subtitles | آرتور بانديني أذكى رجل في العالم لا يستطيع أن يمشي على الشاطئ من دون أن يحاول بأن يخفي قضيبه |
Ortada büyük bir sorun olduğu ve benden saklamaya çalıştığınız belli. | Open Subtitles | تتصرفين كما لو أن أزمة ما قد وقعت وتعملين على إخفائها عني |
Aynı şeyi ben de bir şeyler saklamaya çalıştığım zamanlar yapıyorum. | Open Subtitles | أفعل نفس الشيء في بعض الأحيان عندما أحاول أن أخفي شيئاً |
Çin Hükümeti halkından sır saklamaya inanmıyor. | Open Subtitles | الحكومة الصينية لا تؤمن بإخفاء الأسرار عن شعبها |
Zihinsel bir eksikliği yoktu, hareket kabiliyeti sorunu vardı ve durumunu saklamaya hiç çalışmadı. | Open Subtitles | 'لا يوجد عجز الفكرية ، انها مشكلة المهارات الحركية 'وانه لا يحاول لإخفاء حالته. |
On yıldır aldatma üstüne aldatma. Artık saklamaya bile çalışmıyor. | Open Subtitles | على مدار السنين، علاقة محرّمة تلو أخرى، ولا يحاول إخفاءها |
- Yani silahları size getirdi nereye saklayacağınızı gösterdi ve isteğiniz dışında silahları saklamaya mı zorladı? | Open Subtitles | لذا هو أحضرهم لك، وأخبرك أين تخفيهم، وأجبرك على إخفائهم ضد رغبتك؟ |
ve eğer ölmeden hemen önce bir çukur kazıyorsan, derim ki saklamaya çalıştığın şey buna değer bir şeydir. | Open Subtitles | و إن رأيت ضرورة دفن شئ قبل موتك بالضبط فبالتأكيد ما تخفيه هام جداً |
Kabul ettim. Yani, ben yıllardır ve yıllardır bir sır saklıyordum, o yüzden alışkanlık haline gelmişti, bir sır olarak saklamaya devam etmek. | TED | اعني, لقد كتمت السر لسنين وسنين وسنين إذَا كانت كيد اخرى أمدها, لأستمر في كتمان السر |
Yaşlılar saklamaya çalışır, ve bütün gençler de bilmez. | Open Subtitles | كبار السن يحاولون إخفاؤه, وليس جميع الصٍبية يعلمون بشأنه |
Biliyorsun, asıl hatası kağıdını koltuktaki yastığın altına saklamaya çalışmasıydı. | Open Subtitles | خطئها الكبير كان محاولة أخفاء الغلاف تحت وسادة الأريكة |