| Aslında efendim, herşey biz duştayken bazı salakların devriye gezmemesine bağlı. | Open Subtitles | حسنا سيدى الامر برمته يعتمد على حقيقة واحدة .. هى ان بعض الحمقى لا يقومون بالحراسة جيدا حينما نستحم. |
| Silahlı salakların temiz evime girmesine izin vermem. | Open Subtitles | لن أدع مجموعة من الحمقى يحملون أسلحة أن يفتشوا منزلي النظيف |
| Şahsen, siz salakların birbirinizi öldürmesine göz yumardım ama işler çığırından çıkabilir böylece. | Open Subtitles | بصراحةٍ، كنت لأميل إلى ترككم أيّها الحمقى تقتلواْ بعضكم البعض، لكنّ ذلك يمكن أن يصبح فوضويًّا. |
| Ricky gibi salakların tek derdi arabalar, gitarlar ve barlardır. | Open Subtitles | الأغبياء مثل ريكي يهتمون فقط بالسيارات و الحانات و الغيتارة |
| Buraya, salakların düşüncelerini duymamak için geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا إلى هنا لكي لا نسمع آراء المغفلين. |
| Bu benim işim ve bazı salakların bunu mahvetmesini istemiyorum! | Open Subtitles | هذا عملي، وأنا لا أريده أن يفسد من بعض البلهاء ماذا قلت؟ |
| "buradaki salakların ne kadar geri zekalı olduklarına inanamazsın. | Open Subtitles | لايمكن ان تتخيلي تخلف هولاء الفتيات الغبيات |
| Yönetici salakların seni neden ortak yapmadıklarını sorup duruyor. | Open Subtitles | هو دائماً يسأل لماذا الحمقى المسؤولون لم يجعلوك شريكاً حتى الآن |
| Lütfen ama. Sen de diğer tüm salakların düştüğü gibi onun tuzağına düştün. | Open Subtitles | بحقّك، لقد هويت في شِركها مثلما هوى كلّ فردٍ من أولئك الحمقى |
| O salakların çocuklarından birini kucağına almak istemiyorsan sus. | Open Subtitles | اصمتي، إلا إذا كنتِ تريدين أن تجدي نفسك لديكِ طفل من أحد هؤلاء الحمقى |
| Tüm ülkede söylentilerin peşinde koşan salakların olduğunu bile duymuştum. | Open Subtitles | و سمعت ايضاً أنه بعض الحمقى رحلوا يطاردون الإشاعات عبر البلاد. |
| Ciddiyim ben. Tek yapmamız gereken, bu tişörtleri bir içkiye yirmi dolar veren salakların gittiği yeni bara götürmek. | Open Subtitles | بجد,نحتاج فحسب أن نأخذ بعضاً منها إلى تلك الحانة حيث الحمقى يدفعون عشرون دولار للمشروب |
| O salakların ne dediği umurumda değil, o hisseler bir bok etmezler. | Open Subtitles | يا فتى , لا أهتم لما يقوله هؤلاء الحمقى حصصهم لن تساوي الأوراق التي طبعوها |
| Çünkü bana bu salakların seni patron yaptıkları söylendi. | Open Subtitles | لإنه تم إخباري أن هؤلاء الحمقى جعلوك الرئيس |
| Bu iş kesinlikle bu salakların yaz işi. | Open Subtitles | إنها بمثابة عمل صيفي لهؤلاء الحمقى |
| Etrafta salakların dolaşıp, aile arabalarını kurcalamalarını istemiyorum. | Open Subtitles | الآن.. لا يمكنني القبول ,بهؤلاء الأغبياء الذين يسرقون الميني فانات بالشيم والمفك |
| Sadece bir kere siz salakların bana iyi haber getirmesini isterdim. | Open Subtitles | لمرة واحد فقط, أتمنى منكم أيها الأغبياء أن تحضروا لي أخبارًا جيدة |
| Öte yandan, erkek salakların sayısı da çok daha fazla. | TED | و عندما---وكما يوجد الكثير من الرجال الأغبياء فى العالم. |
| Sanırım bu salakların hepsi seni John Wayne olduğuna inandırmış. | Open Subtitles | أظن أنك أقنعت أولئك المغفلين من حولك أنك بطل |
| Bu salakların hepsini sokmak istiyorsundur kesin. | Open Subtitles | لا بد أنك تريد لدغ كل هؤلاء المغفلين |
| Washington'daki salakların beni zorlamasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لا أعتقد أنها كافياً بالنسبة لأولئك البلهاء في واشنطن. |
| Bu salakların yaptığı gürültü yüzünden konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التركيز في وجود الضوضاء التي تحدتها هؤلاء الغبيات بالخارج. |