Bizce kuvvetle muhtemel, gerçek saldırganı bilmelerine rağmen kovuşturmaya devam ettiler. | Open Subtitles | نعتقد بإن هناك احتمال بإنهم عرفوا حقيقة المعتدي ولكنهم تابعوا القضية |
Ama girdiğinde Lana'nın gizemli saldırganı kayıplardaymış. | Open Subtitles | وأكتشف أن المعتدي الغامض على لانا هرب بالإنتقال |
Lori saldırganı tanımlayamadığından çıkmaza girdiler. | Open Subtitles | وبما ان لوري لم تتمكن من التعرف على المعتدي اذا هم في نهاية ميته |
saldırganı tarif eder misiniz, Dedektif? | Open Subtitles | أيُمكنكِ أن تصفي المُعتدي عليكِ، أيّتها المُحققة؟ |
Yani, demek istediğim, bu neden saldırganı orta yapılı orta boylu olarak tarif ettiğini açıklayabilir. | Open Subtitles | وهذا سيفسر لماذا وصفت مهاجمها بطول 5.5 وبنية متوسطة |
Bu da üçüncü bir saldırganı işaret eder ve belki de belki de bir tür törensel cinayettir. | Open Subtitles | تلك تشير إلى مهاجم ثالث وربما، ربما أن هذا هو نوع من القتل الطقسي |
saldırganı bir çeşit intikam meleği olduğunu iddia etmemiş miydi? | Open Subtitles | ألم يقل مهاجمه أنه نوع من أنواع الملائكة المنتقمين؟ |
saldırganı muhtemelen ağaçlara doğru fırlattı. | Open Subtitles | على الأرجح قام المعتدي برميه بين الأشجار |
Ve saldırganı kurbanın direkt üzerine yerleştirmek geri sıçramaya ve eğim yönüne uygun. | Open Subtitles | المعتدي مباشرة فوق الضحية متوافق مع الإنفجار الإرتدادي |
Depoda saldırganı görmüş olabilecek herhangi bir tanık bulacağım. | Open Subtitles | سأبحث عن أي شهود في المستودع ربما شاهدوا المعتدي |
Efendim, saldırganı tanımlamaya çalışır mısınız? | Open Subtitles | سيدي , إذا أمكنك , هلا تفضلت ووصفت المعتدي ؟ |
Şanslıyız ki, Neler olduğunu gördüm, ve saldırganı etkisiz hale getirebildim. | Open Subtitles | ومن حسن الحظ رأيت ماكان يجري وكنت قادر على نزع السلاح وإخضاع المعتدي |
Kadının ifadesinde saldırganı yakalayan adamın bir rahibe benzediği yazıyor. | Open Subtitles | وفي شهادتها، قالت بأن المعتدي عليها تم جره بواسطة رجل يشبه الكاهن .. |
Peder saldırganı üstümüzdeki sokakta yakalıyor. | Open Subtitles | الكاهن جرّ المعتدي إلى الزقاق الذي فوقنا |
saldırganı tırmalamış olabilir. | Open Subtitles | وقالت إنها قد خدش المعتدي عليها. |
Bu yüzden, saldırganı tarif edemiyoruz. | Open Subtitles | لذلك، ليس لدينا وصفا من المعتدي عليها. |
Çalışanlar saldırganı teşhis edemediler ama güvenlik kayıtları bu adamın, şirket mülküne binlerce dolar değerinde zarar vermeden önce fabrika ustabaşısına saldırdığını doğruluyor. | Open Subtitles | الموظفين لم يتعرفوا على هوية المُعتدي ولكن كاميرات المراقبة تؤكد أن هذا الرجل اعتدى على رئيس العمال قبل أن يُدمِّر مُعدات خاصة بالشركة |
Sonra o saldırganı, gözlerimin önünde öldürdü. | Open Subtitles | وقتل ذلك المُعتدي .. مات على الفور , أمامي مباشرةً |
saldırganı bulacağınıza hiç ihtimal vermiyordu. | Open Subtitles | أعلم أنها لم تتوقع أن تجد مهاجمها |
- Yani saldırganı tanıyor muymuş? | Open Subtitles | إذًا فقد عرفت مهاجمها ؟ |
Yüzündeki ifadeden anlıyorum ki, polis Lana'nın saldırganı ile konuşamamış. | Open Subtitles | بالنظر الى وجهك لم تستطع الشرطة إرغام مهاجم (لانا)على الكلام |
Çünkü saldırganı tanıdığını gösterebilir. | Open Subtitles | لأن ذلك يعني انه غالبا كان يعرف مهاجمه |
Tırnaklarının altındaki iz saldırganı tırmalamasıyla olabilir, ama başka... | Open Subtitles | الأثر على أظافره ربما من خدش المهاجم لكن عدى عن ذلك |
Kendisinin ifadesine göre, "saldırganı herhangi bir şekilde teşhis edecek durumda değil"miş, doğru mudur? | Open Subtitles | وفقاً لإفادته كان غير قادر على الإخبار بهوية الذي هجم عليهم أيّا كان ,هل هذا صحيح ؟ |