Galip olan o namussuzlara saldırmak, adamlarımıza daha fazla zarardan başka birşey vermez. | Open Subtitles | الهجوم على القلاع المصممة على الانتصار سوف لن يكبد رجالنا إلا الإصابات الكبيرة |
Eğer bize hep birlikte saldırmak için bir fırsat yakalarlarsa, ölü eti oluruz. | Open Subtitles | لانهم إذا تمكنوا من الهجوم علينا من كل ألآتجاهات فسنكون فى عداد الموتى |
Bak, ben de saldırmak istemiyorum ama bizim görevimiz bu. | Open Subtitles | أنظر , لا أود أيضا مهاجمة القاذفة ..لكن ذلك واجبنا |
Hükumet güçleri, milis barındıran bir kasabaya saldırmak için ormana girdiler. | TED | ذهبت القوات الحكومية للغابة للهجوم على مدينة تضم ميليشيات |
Tarihin bize anlattığı gibi, Naziler tarafından Yahudilere saldırmak için kullanıldı. | TED | فالتاريخ يخبرنا، فقد إستخدمه النازيين لمهاجمة اليهود. |
saldırmak için ne kadar beklersek herkes o kadar gerilir. | Open Subtitles | وكلما انتظرنا وتأخرنا عن الهجوم كلما ازدادت رغبة الناس بالانسحاب |
Neden mi? Çünkü hiçbir ulus komşusunun saldırmak üzere olup olmadığını kesin olarak bilmiyor. | TED | لماذا؟ لأن لايمكن لأي أمة ان تعرف على وجه اليقين ما إذا كانت جارتها على وشك الهجوم. |
Yayılıyor. Konağına saldırmak için bizim bildiğimizden çok daha fazla stratejisi var. | TED | إنّه يتمتّع بأساليب كثيرة لتجنّب الهجوم |
Baylar, Japonlar'ın bugün 13:00'te veya kısa bir süre sonra saldırmak niyetinde olduklarına inanıyorum. | Open Subtitles | أيها السادة ، أنا مقتنع بأن اليابان تنوى الهجوم . اليوم بعد الواحدة بقليل |
Demek ki bu yüzden 29 Nisan'da şubemize saldırmak için çok heveslilerdi. | Open Subtitles | ربّما يكون الخاتم هو سبب حرصهم على مهاجمة مكتبنا يوم 29 نيسان |
Binlerce gemilik bir güce yetersiz gücümüzle saldırmak intihar olur. | Open Subtitles | إن مهاجمة جيش يزيد عن ألف سفينة بجيشنا الضئيل انتحار. |
Bize Afganistan konusunda saldırmak için her yerde gezdirecekler kadını. | Open Subtitles | سيقومون بالتباهي بها في الأرجاء مهاجمة إيانا في قضية أفغانستان |
Atilla bize saldırmak için bir bahane arıyordu ve sayende bir bahanesi oldu. | Open Subtitles | أتيلا كان يبحث عن ذريعة للهجوم علينا وانت أعطيتيه واحدة. |
Bir Jedi, Güç'ü bilgi ve savunma için kullanır... ..saldırmak için değil. | Open Subtitles | الجيداى يستخدم القوى للمعرفة والدفاع ولا يستخدمها أبدا للهجوم |
İlk yapacakları topluma saldırmak, onlar da bunu yapıyor. | Open Subtitles | وحين تحين لهم أي فرصة لمهاجمة المجتمع فسيفعلونها بلا تردد |
Herhalde özgürlük bu demek- düşmana saldırmak için, ... öncelikle kendinize vurmak.. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو معنى تحرير الذات حتى تهاجم عدوك، يجب أولاً مهاجمة نفسك بشدة |
Aynı gruptayız. Sana saldırmak zorunda kalabilirim. | Open Subtitles | نحن في نفس المجموعة ربما يجب عليّ مهاجمتك |
Ya bu yaratık Martha'ya saldırmak için getirildiyse? | Open Subtitles | الذي إذا هذا المخلوق ولّد لكي يهاجم مارثا؟ |
Pablo! Kızlar şehirde hapishaneye atıldılar, hemen saldırmak gerekir. | Open Subtitles | بابلو , لقد اخذوا كسجناء يجب علينا ان نهاجم |
Savaşçı Şef. Şanını korumak için saldırmak zorunda. | Open Subtitles | لابد أن يأمر قائدهم بالهجوم حفظا لماء الوجه |
Roma'ya saldırmak bana saldırmak demek ve bunu asla yapmaz. | Open Subtitles | مهاجمه روما يعنى مهاجمتي وهو لن يفعل ذلك |
Güneş battıktan sonra yüzen yığınlara saldırmak için derinliklerden diğer yırtıcı hayvanlar geliyorlar. | Open Subtitles | بعد أن تغرب الشمس، تصعد أنواع أخرى من المفترسات من الأعماق لتهاجم الفرائس الهائمة. |
Birine durup dururken acımasızca saldırmak istemedim. Şey gibi-- | Open Subtitles | لم أرغب أن أهاجم شخصاً بوحشيةوكأنني.. |
saldırmak istediğinizde bile kendinizi durdurarak bu durumu yararınıza çevirebilirsiniz. | TED | حتى عندما تريد الاعتداء على أحدهم، تستطيع منع نفسك وتحويل غضبك لشيء أكثر إيجابية. |
Durdurulduğu zaman ve ayinleri basamadığı zaman, kalemimi, ona saldırmak için değil, onu savunmak için oynatacağım. | Open Subtitles | لم يتوقف هناك, وتابع إلى تدمير الطقوس الدينية لوددت بكل سرور أن أدافع عنه بدلاً من مهاجمته |
Ağaçların arkasına saklanıp saldırmak için bekliyor olmalı. | Open Subtitles | لابد انه اختبأ بين تلك الأخشاب وانتظر حتى يهجم |