Onu düşman zannettim. sana bir özür borçlu olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أني أدين لك بإعتذار كنت تحاول إنقاذي |
Sanırım dün akşam öylece kaçıp gittiğim için sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | أعتقد أني أدين لك بإعتذار لتركي لك ليلة أمس |
Ne karın ağrısı bir sınıf! Baba, sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | يا له من ألم في الفصل أبي أنا أدين لك باعتذار |
Jefferson, anlaşılan sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | حسنا، جيفرسون، يبدو أنني مدين لك باعتذار. |
Cesedin döşeme boyunca patinaj yapmasına üzülmekle birlikte galiba sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | أعذريني، ولكن من طريقة اندفاع الجسم على الارض اعتقد انني أدين لكِ باعتذار |
Dinle, biliyorum beni gerçekten tanımıyorsun, ama başkası gibi davrandığım için sana bir özür borçlu olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | وأصغِ ، اعرف أنكِ لاتعرفيني على الإطلاق ولكني أشعر أني مدين لكِ باعتذار على تقمص شخصية أخرى |
Ben , sana bir özür borçluyum ama ben açıklamak için zaman yok. | Open Subtitles | أنا مدين لكِ بأعتذار, أعلم هذا ولكن ليس لديّ الوقت لأشرح |
sana bir özür borçluyum Kitty. Korkarım hiç de abartmıyormuşsun. | Open Subtitles | أدين لكِ بإعتذار يا عزيزتي أخشى بأنه تبين بأنكِ لا تبالغين |
Sanırım bunun için sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | هل تعلم, أعتقد بأني مدين لك بإعتذار على كل هذا من أجل ماذا؟ |
Ama evlat, en çok sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | لكني يا بني، أنا مدين لك بإعتذار أكثر منهم |
sana bir özür borcum olduğu kadarını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر ما يكفي لأدرك أنني أدين لك بإعتذار |
Eve doğru gidiyordum ve sana bir özür borçlu olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | كنت ذاهباً للمنزل وأعتقدت أني أدين لك بإعتذار |
Rahatsız edici fetişlerin bir kenara, ahmak gibi davrandığım için sana bir özür borçluyum ama bunu ödemesi gerekenin oğlum olmadığnı düşünüyorum. | Open Subtitles | بدون مقدمات، أدين لك باعتذار بسبب تصرفي بحماقة لكن لا أعتقد أن ابني من عليه تحمل الضرر بسبب ذلك |
Jules, sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | ربما كان لدينا فرصة ،ولكنها كلها مجرد تكهنات جولز ، أنا مدين لك باعتذار كنت على خطأ |
Bu gece yaptığı yanlıştı ve sana bir özür borçlu. | Open Subtitles | لقد أساء التصرف تجاهك الليلة ويدين لك باعتذار |
sana bir özür borçluyum. Sana da saldırdı, değil mi? | Open Subtitles | ـ أدينُ لكِ باعتذار ـ هاجمكِ أنتِ أيضًا و أليس كذلك؟ |
Sonra da şöyle bir düşündüm ve sana bir özür borcumun olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ثمّ فكّرتُ بالأمر، و أدركتُ أنّي مدينةٌ لكِ باعتذار. |
Önemli değil. sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | هذا لا يهم ، آه أنا أدينُ لكِ باعتذار |
Dinle, sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | اسمعي، انا ادين لكِ بأعتذار.. |
Galiba sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | اعتقد أنني أدين لكِ بإعتذار أتقصد بسحرك لي بإغوائك الخبيث |
Görünüşe göre sana bir özür borçluyum, kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لذا من الواضح اننى ادين لك بأعتذار واشعر بالسوء |
- sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | ـ أنا مدين لك بالاعتذار ـ هذا ليس صحيحاً |
Galiba sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | - نعم. ماذا عَنْ ذلك؟ - يَبْدو مثل أنا أَدِينُك إعتذارَ. |