Ve dünyadaki tüm web sayfaları arasında 55 trilyon bağlantı var. | TED | وهناك 55 تريلليون رابط بين كل الصفحات على الإنترنت في العالم. |
Şu anda içinde bulunduğumuz ikinci basamak, sayfaları bağlama fikriydi. | TED | المرحلة الثانية التي نحن فيها الآن هي فكرة تشبيك الصفحات. |
Onu bulmam gerek. - Katalogdaki sayfaları George için ayırdın mı? | Open Subtitles | هل احضرت الصفحات من الكتالوج لجورج, فهو يريد رؤيتهم هذا الصباحِ |
evren önünüze açılmış bir katalog gibidir ve sayfaları çevirdikçe: | Open Subtitles | هذا مثل أن يكون الكون كله بمثابة الكاتالوج لك وتقلب خلال صفحاته وتقول ـ أود المرور بتلك التجربة ـ |
Kendinden memnun olarak öteki sayfaları da yırtar ve mektubu tutarlı hale getirir. | Open Subtitles | وبمنتهى الحرص, قامت بتمزيق الصفحة الأخرى للخطاب |
Yanında bir de havlu bulundurursun, böylece sayfaları çevirmeden önce parmaklarını kurutabilirsin. | Open Subtitles | .. وتضع منشفة بالجوار، كي كي تجفف أصابعك قبل أن تقلب الصفحات |
gerçektende sayfaları katlamış olmanın dışında birşey yapmadım. | TED | وأنا حقا لم أفعل أي شيء أكثر تعقيدا من جعل الصفحات مطوية |
konuştu, eksik sayfaları yazdı. | TED | بدأ يكتب عنه، بدأ بكتابة الصفحات المفقودة. |
Bu sayfaları özgürleştirip, sayısallaştırdığımızı düşünün, sonra da büyük, birbiri ile bağlı, küresel bir depoda sakladığımızı. | TED | إذاً، تحرير هذه الصفحات وتخيلوا رقمنتها، حسناً، ثم تخزينها في مخزن عالمي متشابك الوصلات. |
Kitabı alıp, sayfaları yırttık, hatırlıyor musunuz? | TED | تذكروا أننا أخذنا الكتاب، مزقنا الصفحات ورميناها؟ |
Hangi sayfaları ilk önce deneyeceğimizi açıkça görüyoruz. | TED | وهنا نرى بوضوح أي الصفحات الإلكترونية نود تجربتها أولاً. |
Mars Rovers'ımız olsa, bununla sayfaları çevirebileceğimizi düşünürdünüz. | TED | اذا كان بامكاننا الحصول على مستكشفات المريخ, فسوف تظن انه يمكنك تقليب الصفحات |
Fakat o zaman sayfaları çevirmek oldukça zor bir hal alıyordu ve ciltlere de uymuyordu. | TED | و لكنه في الواقع تبين أن تقليب الصفحات عمل صعب و المجلد ليس هناك |
sayfaları çevirmek okuyucunun deneyimi ve bu deneyimden de ben sorumluyum. | TED | تقليب الصفحات هي تجربة القراء وأنا مسؤول عن هذه التجربة |
Size 24 saatte istediğiniz sayfaları ulaştıracağım. Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | أعطوني 24 ساعة وسوف أسلمكم الصفحات التي تريدون, 24 ساعة فقط |
sayfaları bulamazsak, onlara canlı olarak ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إذا فشلنا فى إستعادة الصفحات المفقودة من برودى فسنحتاجهم أحياء |
sayfaları ıslatmasını söyle. Sorular yüzeyde belirecek. | Open Subtitles | سيكون عليك ان تبلغه بان يبلل الصفحات بالمياه فتطفو الاجابات على السطح |
Eğer kayıp sayfaları arıyorsan zamanını boşa harcama. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن الصفحات المفقودة فأنت تهدر وقتك لقد أكلتهم |
sayfaları çevirip durdum ve karşıma bir şifre çıktı. | Open Subtitles | لقد كنت اقلب صفحاته وأتضح لي أنه كتاب مشفر |
Benim yaşımda ağzında fazla tükürük kalmıyor, bu yüzden sayfaları çevireceğim zaman parmağımı yalamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | في عمري هذا، لم يتبق عندي الكثير من اللعاب، لذا عليك أن تلعق ابهامي قبل أن أقلب الصفحة. |
sayfaları tek tek alacak, okuyacak, sonra da geri vereceksiniz. | Open Subtitles | عليك أخذ صفحة واحدة في كل مرة وإعادتها بعد أن تقرأيها |
Öyleyse, basılmış çizgi roman sayfalarına benzeyen çizgi roman sayfaları vardı ve bu sayfalara ses ve hareket eklediler. | TED | وكان ما فعلوه هو, الحصول على صفحات الرسوم المتمثلة كصفحات رسوم مطبوعة, ويضيفوا كل تلك الأصوات والحركة. |
Yeni sayfaları kusursuz okudu. | Open Subtitles | و أعتقدتُ بأن قرأتها للصفحات الجديدة كانت ممتازة |
Klozetin üzerinde sayfaları çevirerek başlar. | Open Subtitles | تبدأ بتقليب صفحاتها على المكتب |
Sarı sayfaları aç . | Open Subtitles | إحصلْ على الدليل التجاري. |