ويكيبيديا

    "sebepleri" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أسباب
        
    • أسبابه
        
    • الأسباب
        
    • دوافع
        
    • أسبابها
        
    • دافع
        
    • لأسباب
        
    • اسباب
        
    • الدافع
        
    • الاسباب
        
    • أسبابك
        
    • اسبابهم
        
    • سبب وجيه
        
    • دوافعه
        
    • دوافعهم
        
    Hayır, büyük sorunları çözemememizin sebepleri daha karmaşık ve daha derin. TED لا، أسباب أننا لا نستطيع أن نحل المشاكل الكبيرة هو أكثر تعقيدا وأكثر عمقا.
    Askerlerin Mars'a gitmek istemelerinin stratejik sebepleri var gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أن الجيش كان لديه أسباب إستراتيجية للرغبة فى الذهاب إلى المـريخ
    Herkesin kendine göre sebepleri var. Open Subtitles كلّ شخص لديه أسبابه ولسنا بحاجة إلى معرفتها
    Bir kez bile bir kez o sebepleri benimle paylaşma zahmetine girmedin. Open Subtitles أنت ولا مرة واحدة ولا مرة ازعجت نفسك في مشاركتي بتلك الأسباب
    Ama para bulmak için sebepleri var. Evine el koyulacak. Open Subtitles ‫ولكن لديه دوافع للرغبة في المال ‫وستُسحب منه ملكية شقته
    O zamanlar yönetimin bu karara ilişkin sebepleri vardı ve şirket aslında konuyu çok iyi idare etti. TED في ذلك الوقت، كانت لدّى الإدارة أسبابها لهذا القرار، وفي الواقع تعاملت الشركة بشكل جيد للغاية.
    Belki de böyle davranmak için sebepleri vardır. Ne olmuş yani bir çizgiyi aşmışsa? Open Subtitles ربما لديها أسباب تجعلها تتصرف بهذه الطريقة وماذا لو تخطت بعض الحدود
    Ama birileriyle beraber olmamak için sebepler aradıkça, o sebepleri daima bulursun. Open Subtitles ما أعنيه هو لو أنك دائماً ما تبحثين عن أسباب حتى تبعدى بها نفسك عن كل شخص تحبينه فستبقين كذلك للأبد
    Akut kas kasılmalarının başka sebepleri de var. Open Subtitles يوجد عدة أسباب بديلة للتقلصات العضلية التوترية الحادة
    Uzunca bir süre, krallığımın kuzey tarafındaki rahatsızlıkların sebepleri hakkında yanlış bilgilendirildiğimi düşündüm. Open Subtitles لسنوات عديدة أعتقد أن معلوماتي كانت خاطئة عن أسباب الاضطرابات في الشمال من مملكتنا.
    Dördü de benimle çalışmak istiyor ama dördünün de benimle çalışmak istememeleri için sebepleri var. Open Subtitles أربعتهم يريدون العمل لديّ لكنّ أربعتهم لديهم أسباب لئلا يرغبوا في العمل لديّ
    Elbette, Sayın Hâkim, sadece Martin Joyce'un intihar etmesinin başka sebepleri olabileceğini kanıtlamaya çalışıyorum. Open Subtitles طبعاً, حضرة القاضي, أنا أحاول فقط إثبات أن من الممكن أن يكون هناك أسباب أخرى وراء انتحار مارتن جويس.
    Hepsinin de gerçekten iyi sebepleri var. Ama yine de inciniyorum. Open Subtitles و الجميع يكون لديه أسبابه الوجيهه ، و رغم ذلك لا أتقبلها
    Onun da kendine göre sebepleri var. Sen de şayet aramızda ortak bir zemin arıyorsan, belki de var. Open Subtitles ولديه أسبابه ، ولكن إن كنت ابحث عن شئ مشترك بيننا فربما يكون هذا
    En iyisi seçimlerini sorgulamayalım. Eminim kendince sebepleri vardır. Open Subtitles دعونا لانشك بقراراته أنا متأكد أن لديه أسبابه
    Tüm bu kısıtlamalar ilgili sorunun yalnızca belirtileri, sebepleri değil. TED كل هذه القيود تعالج أعراض المشكلة فقط، وليس الأسباب.
    Başka bir deyişle onun veya bir başkasının fedakârlık kapasitesinin sebepleri neydi? TED بعبارة اخرى، ما هي دوافع قدرته أو قدرة أي شخص آخر على الإيثار؟
    sebepleri her neyse, senin iyiliğin için olduğuna inanabiliriz. Open Subtitles مهما كانت أسبابها لكنها كانت على ثقه ان هذا سيكون لمصلحتك
    İkisinin de güçlü sebepleri var ve 12 saat içinde biri suçlanacak. Open Subtitles كل واحد لديه دافع قوي و في حولي 12 ساعة أحدهم سيحاكم
    Herkesin diğer insanlar ile ilişkileri vardır ve bu ilişkilerle ilgilenmeleri için çeşitli sebepleri vardır. TED الجميع لهم علاقات تربطهم بالآخرين، وهم مهتمون بتلك العلاقات لأسباب عديدة
    Erkeklerin yatarken giysilerini çıkarmasının başka sebepleri de var Jethro. Open Subtitles حسناً,هناك اسباب اخرى لماذا الرجال يأخذون ملابسهم من اجل النوم ,جيثرو.
    Babanın sebepleri vardı. Bu cinayetlerden bir tek o karlı çıkıyor. Open Subtitles لدى والدك الدافع هو الذى تمكنه الإفادة من جرائم القتل هذه
    Ve ben bunun neden böyle olduğuyla ilgili sebepleri düşündüğümü hatırlıyorum. TED و اتذكر هذا جعلني افكر بكل الاسباب لماذا كانت تلك هي الحالة
    Küçük bir kardeş istemenizin sebepleri nedir? Open Subtitles وما هي أسبابك برغبتك للحصول على أخ صغير؟
    Gerçekten mi? Kulağa adil gelmiyor. Kendilerine göre sebepleri var. Open Subtitles حقاً, هذا لا يبدوا عادلاً - لديهم اسبابهم -
    Anlıyor musunuz? Hayatına birilerinin kastı olduğunu düşünmek için geçerli sebepleri var. Open Subtitles لديه سبب وجيه للظنّ بأنّ هنالك تهديد صريح و وشيك على حياته.
    Katilin sebepleri ne olursa olsun, mutlaka sizin hayatlarınızı incelememiz lazım. Open Subtitles مهما كانت دوافعه من الضروري النظر إلى كل جزء من حياتك
    Bana kalırsa her birinin bunu yapmak için kendine has sebepleri vardı. Open Subtitles اود القول ان كل منهم لديهم دوافعهم الخاصة لفعل ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد