İçinde sanki sosis varmış gibi görünüyor, ama sebze doldurmuşlar. | Open Subtitles | يبدو انه هناك في داخلها خبز, لكنه في الحقيقة خضروات |
Bir et yiyorsun sonra üç tane de sebze, buralarda ünlüdür. | Open Subtitles | هذا ما يسمى عندما يأخذ كل شخص قطعة و ثلاثة خضروات |
Gidip biraz sebze alacağım ve buğdaylı şehriye ile karışık kızartma yapacağım. | Open Subtitles | لذلك سوف اقوم بشراء بعض الخضار واعمل خضار مقليه مع مكرونه النودلز |
Hayır, vitamini bol sebze çorbasını... tuvalete kusmak için yere kapaklanmışsın... ve bana 49 cent borçlusun. | Open Subtitles | .. أنت معاقب لأنك شربت واستفرغت حساء خضار اللذيذ في المرحاض |
sebze ve zeytinyağı yiyen insanlarda daha az kırışıklık var. | TED | أن الناس الذين يأكلون الخضروات وزيت الزيتون لديهم تجاعيد أقل. |
olurdu. Ardından onlara benim kültürümden bir sebze yemeği olan malakwangdan bahsederdim. | TED | ثم أخبرتهم عنه، أنه طبق خضروات فاخر من ثقافتي. |
Burada bunu bilerek seçtim çünkü bu sebze satın alan bir adam. | TED | هنا تعمدت أن أختار هذه لأنه رجل يشتري خضروات. |
Diğerlerinde, et, patates, bira ve sebze gibi şeyler var. | Open Subtitles | الأخرى بها لحم ، طماطم بيرة ، خضروات ، أشياء كهذه |
Meyve, sebze konserveleri var ayrıca, balık ve et ve her çeşit tahıl ürünleri. | Open Subtitles | لدينا فواكه معلبه و خضروات أسماك معلبه و لحوم حبوب حاره و بارده |
Şu sandıkları çıkarın burdan! Burası sebze bahçesi değil. | Open Subtitles | إبعد تلك الصناديق من هنا هذة ليست مزرعة خضروات |
Müşterilerime k...ç adı verilmiş ve genleriyle oynanmış bir sebze yedirmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريديني أن أقدم لزبائني خضار معدلة جينيا على اسم مؤخرة؟ |
Korkarım ki çok kötü haberlerim var. Senin karın sebze olacak. | Open Subtitles | أنا أخشى أنه لدي أخبار سيئة جداً زوجتك ستكون خضار |
Bayan, biz elimizde piyasa araştırması olmadan eve sebze bile almayız. | Open Subtitles | ..مدام لا نستطيع الحكم بدون خطه تسويقيه .لسنا نشتري خضار |
Üzerinde taze mal reklamı olan bir tırın gerçekten de sebze taşıdığını sanırdım. | Open Subtitles | دائماً ما كنت أعتقد أن الشاحنات ذات الثمانية عشر عجلة صاحبة أعلان خضار طازج كانت حقاً تنقل الخضروات |
Daha önce gördüğünüz, istasyondaki otoparkın köşesini aldık ve herkesin paylaşması ve ürün toplaması için sebze yatakları yaptık. | TED | أخذنا زاوية من مواقف السيارات في المحطة الذي رأيتموه، و زرعنا العديد من الخضروات للجميع ليتشاركوا ويقطفوا من صنيعهم. |
Pazartesi görsel yemekler, Cuma sebze günü, Pazar da sıfır yemek mi? | Open Subtitles | تغذية بصرية يوم الاثنين عصير خضراوات يوم الجمعة ولا طعام يوم الأحد؟ |
Tahıl, sebze ve meyveyi temel alan bitkisel beslenme ve çok az hayvansal gıda her zaman daha az kanser, inme ve koroner damar hastalığı ölümüyle ilintili. | Open Subtitles | هي رسالة واحدة. طعام نمط الغذاء النباتي المصدر، بشكل رئيسي البقول و الحبوب الخضروات و الفواكه، |
Sen biliyorsun. Ben biliyorum. sebze Lazanya biliyor. | Open Subtitles | تعرف ذلك وأعرف ذلك والـ لازانيا النباتية يعرف ذلك. |
Şimdi, Ford elimizde şimdilik soya fasulyesi ve sebze var. | Open Subtitles | الان فورد كل ما لدينا في المستقبل القريب , الخضار |
Mağazadaydım ve bir sepet meyve sebze alıp, mağazanın ön tarafındaki kasaya doğru yürüdüm. | Open Subtitles | كنت في المتجر أنتقي سلة فاكهة وخضروات ومشيت إلى آلة تسجيل المدفوعات عند واجهة المتجر. |
Peki bunu eve sebze alan adama ne zaman söylemeyi düşünüyordun? | Open Subtitles | متى كنت تنوي أن تقول للشخص الذي يشتري البقالة ؟ |
Eğer vejetaryensen, Burt'le konuşup onun sebze tabağını senin et tabağınla değiştirebilirsin. | Open Subtitles | أنا متأكده بأنك تستطيعي محادثة بيرت ليبادلك قسمه للخضروات مقابل شريحتك المشوية |
Hangi toprak türünde hangi sebze ya da hangi ağacın yetişeceğine bakmak için indikatör bitkiler kullanıyoruz. | TED | نحن نستخدم مؤشرات النباتات لنرى ما نوع التربة، أو ما الخضروات التي ستنمو، أو ما الأشجار التي ستنمو هنا. |
Botanik öğrencileri ve profesörleri her açık alana sebze dikmekte yardım ettiler. | Open Subtitles | طلبة المدارس و أساتذة علم النبات ساعدوا فى زرع كل أرض ممهده بالخضروات |
Bir kutu puding Ve bir kutu karışık sebze, lütfen | Open Subtitles | وعاء حلوى إسفنجية و وعاء خضر منوعة ، من فضلك |
İyi notlar alırdın odanı derli toplu ve düzenli tutar, sebze tüketirdin. | Open Subtitles | منذ أن كنتي صغيرة كنت دائماً عظيمة حصلتي على درجات عالية ، تبقين غرفتك نظيفة ، أنتي نباتية |
Eskiden böyle görünürdü; şimdi daha çok böyle, her yerden biten meyve ve sebze ve otlarla... | TED | كانت تبدوا هكذا، والآن تبدو هكذا، فواكه وخضار وأعشاب تنتشر في جميع أرجاء المكان. |