Bizi buraya taşımış, efendim, herkesi bir seferde böylece daha rahat ederiz diye. | Open Subtitles | لقد حملنا إلى هنا يا سيدي واحد في كل مرة لنكون أكثر راحة |
Bir seferde bu kadar çok erkekle birden sevişebilen bir kız tanımıyorum. | Open Subtitles | أبدا لم أعرف فتاة ضاجعت هذا العدد من الرجال فى مرة واحدة |
Önerim. Bana baktığı tek seferde de kötü bir elektrik vardı. | Open Subtitles | إقتراحي, و المرة الوحيدة التي نظر فيها إليْ كان هنالك شعور. |
Belki gelecek seferde seni en çok inciten eski sevgilinden konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما في المرة القادمة يمكننا الحديث عن السابقين .الذي آذاك كثيرا |
Bu, senin bir seferde kabul edebileceğinden çok daha fazla. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليك أن تتقبل كل شئ دفعة واحدة |
Birlikte çalıştığımız iki seferde de... Sen yanıldın ve ben haklıydım. | Open Subtitles | كل مرّة عملنا فيها معًا كنتَ على خطأ وكنتُ على صواب |
Yeni bir haber yok dediğim her seferde onun bir parçasının öldüğünü gördüm. | Open Subtitles | وكل مرة أخبرها فيها أننا لا نملك جديداً ، أرى جزءاً منها يموت |
İkinizi de gördüğüm son seferde, rehber üniformalarında bir sorun vardı. | Open Subtitles | آخر مرة أياً منكما ، كان هناك مشكلة مع زي المرافقين |
Tek seferde sadece bir cüzdan alabiliyorum çünkü biri iade etmem için zorluyor. | Open Subtitles | يمكنني فقط الحصول على محفظة واحده في كل مرة لأن شخصاً يجعلنني أعيدهم. |
Gezegenimizin şiddetli bir değişimden geçtiği her seferde yeni bir yaşam fırsatı doğar. | Open Subtitles | حيث أنه في كل مرة تمر الأرض بتغير شديد يفتح معه باب للحياة |
Artık kaymak istediği her seferde ağrı kesiciler alması gerekiyor. | Open Subtitles | والآن هي بحاجة لمسكن للألم في كل مرة تتزلج فيها. |
Gizli işler çevirdiği son seferde, kucağında bir bebekle gelmişti. | Open Subtitles | ،في آخر مرة كان بهذه السرية ظهر حاملاً طفل معه |
Gelecek seferde, son bölümde gezegenimizin en üstün yırtıcılarının koşullarını inceleyeceğiz. | Open Subtitles | في المرة القادمة، في الحلقة الأخيرة، نَفحص صحة مفترسي كوكبنا الكبار. |
Tek bir dişi tek seferde yaklaşık olarak yüzden fazla yumurta bırakır, yaşamı boyunca 500 kez civarında yumurtlayacaktır. | TED | ستضع الأنثى الواحدة نحو 100 بيضة في المرة الواحدة، وحوالي 500 في عمرها. |
Yüzüncü seferde ise, kendi adıma konuşuyorum, duyarsızlaşmıştım. | TED | وفي المرة المائة، على الأقل بالنسبة لي، لم أعد أفكر في الأمر. |
O yüzden, zor bir durumun içerisinde olduğunuz bir sonraki seferde, hatırlayın, hepimiz öleceğiz. | TED | لذا، في المرة المقبلة عندما تلاقي صعوبة مع وضع ما، تذكر، نحن كلّنا سنموت. |
Öyle oldu ki, bir seferde gece yarısından sabahın beşine kadar okuyup bitirdim. | TED | وكما حدث، قرأته من منتصف الليل حتى الخامسة صباحا دفعة واحدة. |
Bu kancayı bana sapladığın ilk seferde bana zarar vermediğini öğrenmiş olmalıydın. | Open Subtitles | ظننتك تعلّمت مِنْ طعني بهذا الخطّاف أوّل مرّة إنّه لا يلدغ أبداً |
Ama sanırım bu sefer, beşinci sınıfta olduğu gibi, üçüncü seferde turnayı gözünden vurmuştum. | Open Subtitles | لكن مثل الصفّ الخامس أعتقد أنني نجحتُ في المرّة الثالثة |
Ev ödevinizi iyi yapmalı, tek seferde işi hatasız halletmelisiniz. | Open Subtitles | وعمله بشكل صحيح من المره الاولى. كيف تلاعبت معه ؟ |
Bu adamı öldürmek için ne kullandıysa, tek seferde kafatasını parçalamış. | Open Subtitles | مهما إستعمل لقتل هذا الرجل حطم جمجمته بضربة |
Eğer ikinci seferde reddedilmek yerine Teğmen'i baştan çıkarabilirse... | Open Subtitles | إذا نجحت فى إغواء الضابط بدلاً من رفضها للمرة الثانية |
"Ulysses kullandığı iki seferde de tutarlı orgazmik tepki verdi." | Open Subtitles | كلا المرتين , كانت لديها استجابة للنشوة ثابتة مع اليوليسيس |
Demek ki cinayet silahı tek seferde iki delik açıyor. | Open Subtitles | مما يعني أن سلاح الجريح يتسبب بطعنتين في نفس الوقت. |
İIk seferde seni işe almadığı için o karıyı pişman et. | Open Subtitles | اجعلي تلك السيدة بأن تشعر بالاسف الشديد لانها لم تعيينك في المقام الأول. |
İlk altı seferde kırılmadı. Ama o denemekten vazgeçti mi? | Open Subtitles | لم تنكسر في المرات الست الأولى ولكن هل إنسحب من المحاولة؟ |
Daha önce bir seferde bu kadar perdede şarkı söyleyebilen biriyle karşılaşmadım. | Open Subtitles | لم يسبق لي الالتقاء بشخص يمكنه الغناء بعدة مقامات في آن واحد |
Bence bir seferde bir şeyle uğraşmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نتعامل مع شيء واحد على حدى |
Hastalar yalan söyler. Genellikle her seferde bir yalan söylerler. | Open Subtitles | المرضى يكذبون لكن كذبة واحدة عادةً بالمرة |