Ama artık imkansız. Senden nefret ediyorum çünkü beni kaldırmaktan acizsin. | Open Subtitles | الآن هذا مستحيل أكرهك لانك لم تعد قادر على التأثير فيّ |
Johnny ve ben kumsalda olacaktık orda Senden nefret ediyorum | Open Subtitles | هناك يفترض أن نعيش أنا و جوني قرب الشاطئن أكرهك |
Seni çok sevdiğimi biliyorsun ama bu yaptığın için Senden nefret ediyorum. | Open Subtitles | و أنت تعلم كم أنا أحبك, و لكني أكرهك لجعلي أرى ذلك. |
Senden nefret eden Eben'e iyi davranıp beni dışlamaktan söz ediyorsun. | Open Subtitles | ستكون طيبا مع ايبن الذى يكرهك و تتحدث عن اطلاق سراحى |
Onu öldürdüğün için Senden nefret etmiştim, ama artık ölüm istemiyorum. | Open Subtitles | انا اكرهك وأريدَك ان تقَتلَ، و لا أُريدُ اكثر من ذلك. |
Hayır, değilsiniz. O Senden nefret ederdi. Bunu ben yaptım. | Open Subtitles | كلا ، لقد كانت تكرهك ، لقد جعلت هذا يحدث |
Herkes Senden nefret ettiğimi sanıyor, sen gidince kimse bana bakmıyor. | Open Subtitles | ،الناس يعتقدون بأنّني أكرهك لذا لن يشكّ بي أحدًا بخصوص اختفائك |
Senden nefret etmiyorum ama bu gitmemi engellemez. Hala iddiaya girmek istiyor musun? | Open Subtitles | لا ، أنا لا أكرهك ولكننيسأرحلبالطريقةنفسها. |
Defol! Senden nefret ediyorum! Keşke ölseydin. | Open Subtitles | إذهب بعيداً ، أنا أكرهك أتمنى أن أراك ميتاً |
Senden nefret etmiyorum. Sadece ne oldu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أكرهك فقط أريد أن أعرف مالذي حدث لها |
Bu yüzden Senden nefret ediyorum. Beni fazlasıyla kızdırıyorsun. | Open Subtitles | أنا أكرهك لهذا الأمر انكَ تجعلني أتصرف معك كطبيبة |
Senden nefret ettiğimi söyledim, ve o günden beri hiç konuşmadık. | Open Subtitles | قلت أيضاً أنني أكرهك ولم نتكلم منذ ذلك الحين |
-Babanın benden nefret ettiğini hissediyorum. -O Senden nefret etmiyor, tatlım. | Open Subtitles | ـ أشعر أن أبوك يكرهنى ـ إنه لا يكرهك يا عزيزى |
Ebeveyn olduğunda evladının Senden nefret etmesinin ne demek olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | حين تصبحين والدة يوما ما ستتفهمين شعور الحصول على إبن يكرهك |
Senden nefret etmiyorum senin yüzünden dönüştüğüm kişiden nefret ediyorum. | Open Subtitles | انا لا اكرهك انا اكره ذلك الشخص الذي جعلتني بسببك |
Kaç kere sana, taa içten Senden nefret ettiğimi söyledim? | Open Subtitles | كم مرة أخبرتك انى اكرهك و كنت مقتنعة بذلك؟ |
Artık Senden nefret ediyor. İnsanlar onları terk ettikten sonra iyilik yapmazlar. | Open Subtitles | هي تكرهك الآن، الناس لا يسدون لك الخدمات بعد أن تهجرهم |
Ama Senden nefret edemezdim, bu yüzden nefretim delice bir korkuya dönüştü. | Open Subtitles | لم أستطيع أن أكرهكِ ، لذا فقد تحولت كراهيتي إلى خوف مجنون |
İnsanların Senden nefret etmesi iyi bir his olmasa gerek. | Open Subtitles | . و لا يسرني قط أن الناس كما تعرف يكرهونك |
Birbirimizi sevdiğimizden o kadar emindim ki Senden nefret ettiğimin farkına varamadım. | Open Subtitles | لم أعلم أني كرهتك ، كما أني لم أكن متأكدة من حبنا لبعضنا البعض |
Artık Senden nefret etme enerjisini bile yitirdim. | Open Subtitles | لكن الان فقدت القدرة حتى على كرهك مجدداً |
Ama şunu bil ki, hayatı boyunca Senden nefret edecek bir çocuk bırakıyorsun arkanda. | Open Subtitles | لكن يجب أن تعرفي أنكِستتركينطفلة... قد تكرهكِ بقية حياتها |
Hiç Senden nefret eden birisini sevdin mi seni her gün inciten birisini? | Open Subtitles | هلسبقلكِأنأحببتِشخصًا يكرهكِ.. يؤذيكِ كل يوم؟ |
İyi ama insanlara aptal olduklarını söylersen, onlar da genelde Senden nefret ederler. | Open Subtitles | لو قلتي للناس أنهم أغبياء فعادة سوف يكرهونكِ |
Senden nefret ediyorum! Aşağılık puşt! | Open Subtitles | أكرهكَ أيّها الحقير |
Ne zaman-- Senden nefret edeceğiz, işte o zaman kendimizin karanlık yönünden nefret edeceğiz. | Open Subtitles | ...عندما... عندما نكرهك فنحن نكره الجانب المظلم من أنفسنا |
Hayatının kontrolünü ele alırsan, insanlar Senden nefret ediyorlardı | Open Subtitles | هو أن يتم إرغامك على أن تعيشها مع أناس يكرهوك |
Pek parlak bir başlangıç yapmadığımız söylenebilir. Dürüst olmak gerekirse, Senden nefret ettim. | Open Subtitles | لنقل أنّنا لم تكن بيننا تلكَ البداية المثالية، فإنّ وددت الحق، فإنّي كرهتكَ |