Yarasa gibisin. seni görmeye geldik. Ve saçımı kesmen gerek. | Open Subtitles | لقد أتيت لرؤيتك و أريدك أن تصففي لي شعري أيضا |
Ben de seni görmeye gelmek üzereydim, ama beni görmek istediğinden emin değildim. | Open Subtitles | كنت على وشك القدوم لرؤيتك لكني لم أكن متأكد إذا كنت تريدين رؤيتي |
Yeğenimin ölümüyle bağlantısı olan çocuğu merak edip seni görmeye gelmiştim. | Open Subtitles | لقد كنت أشعر بالفضول ،من هو الولد الذي لهُ صلة بقضية قتل إبنة أختي لهذا أتيت لرؤيتك |
Her çarşamba ve cumartesi saat 3:00'te seni görmeye geleceğim. | Open Subtitles | وسآتي لرؤيتكِ كل يوم أربعاء وسبت بالساعة 3: |
Yedi okyanusu geçmeli ve seni görmeye gelmeliyim. | TED | عليّ أن أقطع المحيطات السبع. لابد أن آتي لأراك. |
Öyleyse, neden Robert uzaktayken Hammond'un seni görmeye gelmesini istediğini açıklamalısın. | Open Subtitles | اذن, يجب ان تفسرى سبب طلبك له بالحضور لرؤيتك فى غياب روبرت |
seni görmeye hep gelmiyorum. Bir yıldan uzun zamandır görüşmedik. | Open Subtitles | أنا لا أحضر دائما لرؤيتك انا لم أراك منذ أكثر من عام |
Hastanede seni görmeye gelen o insanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين هؤلاء الشخصين الذين أحضرتهما لرؤيتك في المستشفى؟ |
- Brandon, Büyükanne! Büyükanne seni görmeye gelmiş! İçeri gel, büyükanne! | Open Subtitles | براندون , إنها جدتك أتت لرؤيتك تفضلى أيتها الجدة |
Alışverişe geldim yalanını söyleyemeyeceğim. seni görmeye geldim. | Open Subtitles | بإمكاني الكذب وأقول أني نزلت للتسوق لكني جئت لرؤيتك |
Ah, aslında, bilmiyorum. O burada çalıştığınızı söylemişti. Tatildeyim ve seni görmeye geldim. | Open Subtitles | قال إنك تعلمين هنا أنا هنا فى أجازة و أتيت لرؤيتك |
- Kral Benny seni görmeye geldi mi? | Open Subtitles | أنا سأكون بالخارج الملك بيننى هنا لرؤيتك |
seni görmeye gelirken, bir yolcu aldım. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي لرؤيتك والراكبة سقطت في حضني |
seni görmeye gelirken, bir yolcu aldım. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي لرؤيتك والراكبة سقطت في حضني |
seni görmeye gelmezsem ömrümün geri kalanında bundan pişmanlık duyacağımı anladım. | Open Subtitles | أدركتُ بأنه في حالة لم آتي لرؤيتكِ فسأندم على هذا لبقيّة حياتي |
Buraya seni görmeye değil, paramı almaya geldim. | Open Subtitles | أنا لم آتي الى هنا لرؤيتكِ لكن للحصول على المال |
Buradan çıkınca seni görmeye gelirim. Bol bol eğleniriz! | Open Subtitles | عندما أخرج من هنا , سآتي لأراك يمكننا أن نلهو |
Beni sinirlendirmeye devam edersen, bir daha seni görmeye gelmem. | Open Subtitles | إن استمريتي في إزعاجي هكذا ,فلن أعود لزيارتك بعد الآن |
-Paula, 3 kere seni görmeye geldi değil mi? | Open Subtitles | جاء بولا بيل أن أراك ثلاث مرات، هل هذا صحيح؟ |
..bütün hafta boyunca çalışıyorum, pazartesi ise, seni görmeye geliyorum. | Open Subtitles | . . ماعدا يوم الإثنين، وأنا سأتي لرُؤيتك يوم الإثنين |
Her hafta sonu seni görmeye geleceğimi mi? | Open Subtitles | أكنتَ تظنّ أنّي أطير كلّ عطلة أسبوع لرؤيتكَ ؟ |
Sakın delirdiğimi düşünme ama seni görmeye gelmek için hazırlanırken hatıralar dört bir yanımı sardı ve bak ne buldum. | Open Subtitles | حسناً , لا تظنوا انني مجنونة لكن عندما كنت اخطط لآتي لأراكِ لقد أصابتني الحنّية وانظري ماذا وجدت |
Burada geçirdiği birkaç aydan sonra kendini daha iyi hissetmeye başladı ve seni ne kadar çok özlediğinden bahsetti. Sonra Sylvan'a seni görmeye gitti. Sadece kalan eşyaları için dönmüştü. | Open Subtitles | بدأت تقول كم كانت مشتاقة لك ثم عادت إلى سيلفان لتراك كانت قادمة لأشياءها فحسب |
Patronum bir daha buraya seni görmeye gelirse burada ol. | Open Subtitles | إذا جاء الرجل مجدداً إلى هنا ليراك فإحرص أن تكون هنا |
Güzel. Kulağa güzel geliyor. Geçen gece seni görmeye bara gittim. | Open Subtitles | يبدو جيداً ، لقد ذهبت للحانة ليلة أمس لكي أراك. |
Anne, çok büyük bir arabayla seni görmeye gelmiş. | Open Subtitles | يا أمى.. شخص جاء لمقابلتك فى سيارة كبيرة جدا |
Aslında ben seni görmeye gelmiştim. | Open Subtitles | في الواقع، جئتُ لمقابلتكِ |
Öyle her şeyi bırakıpta seni görmeye ülkenin bir ucuna gelemem. | Open Subtitles | لا استطيع ان اترك كل شيء واحلق بعيداً عن البلد فقط لكي اراك |
seni görmeye geldi mi? | Open Subtitles | هل أتي ليراكِ ؟ |