Dostun Brian, senin evinde 3 günlük bir tören düzenledi. | Open Subtitles | وقد أقام صديقك برايان شلبي ثلاثة أيام لذكراك في منزلك |
Ben seninle burada ve sonrasında senin evinde beraber olmak istiyorum. | Open Subtitles | إسمعي أريد أن أكون هنا معكِ، وفي وقت لاحق في منزلك. |
Biliyorsun, bunu bir kere de senin evinde yapmak isterim. | Open Subtitles | أتعلم؟ أريد أن أفعلها في منزلك في وقت ما |
Senle beraber senin evinde yaşıyor ve her şeye karışıyor. | Open Subtitles | أنت أخبرتني بنفسك هي تعيش معك بمنزلك كل شيئ بعم |
Annen, senin evinde kaldığında ona ne kadar iyi davrandığını anlattı. | Open Subtitles | قالت لي أمك كم كنتِ طيبة معها عندما بقيت في بيتك |
senin evinde seni mi yoksa anneannenin evindeki karınla kızını mı? | Open Subtitles | أزورك فى منزلك أم زوجتك و طفلتك عند الجدة؟ |
Diyorum ki, benim eşyalarımın senin evinde dağınıklık yaratmasını istemezsin. | Open Subtitles | انا اقول لك فقط لا اريد اشيائي تعم الفوضى في شقتك |
senin evinde gözaltıyı kabul edebilirim. | Open Subtitles | طبق الحجز الاحتياطي المنزلي في منزلك حسنا؟ أستطيع تدبير ذلك في منزلك |
Bak, senin evinde bu nasıl işler bilmiyorum ama biz, insanların özel hayatına saygı duyarız. | Open Subtitles | أنظر لا أعرف كيف تسير الأمور في منزلك لكننا نظن أنه من المهم إحترام خصوصيات الآخرين |
senin evinde su var, doğru mu Tom? | Open Subtitles | المعذره ؟ ؟ أنت لديك ماء في منزلك يا توم .. |
Birbirlerine düştüklerini sanıyoruz. Adam bugün senin evinde ölü bulundu. | Open Subtitles | أعتقد أنهم ينقلبون على بعضهم لقد عثر عليه ميتاً في منزلك اليوم |
Bana içki ısmarladın ve geceyi senin evinde geçirdim. | Open Subtitles | قدمت لي شراباً و قضيت الليلة في منزلك نقوم بأشياء |
Bavulları senin evinde duruyor. Orada kalsa da olur. | Open Subtitles | حقابها في منزلك ربما أيضاَ تريد البقاء هناك |
ve karın hakkındaki konuda ise, eğer senin daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, sadece bir kez senin evinde yaptık. | Open Subtitles | ... و فيمـا يتعلق بزوجتك إذا كان هذا ... سيحسـن شعـورك لقد حدث هذا في منزلك مـرة واحدة فحسب |
Kural 1: Onları sakın ıslatma. Başka bir deyişle, senin evinde duş almasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يتبللون أبداً بمعنى آخر ، لا تدعهم يستحمون في منزلك |
senin evinde değildim. - Farkettim. Çok sevimli bir çocuk. | Open Subtitles | لم أكن بمنزلك نعم ,لقد لاحظت ذلك ,إنه لطيف |
Bu sabah babanın senin evinde olacağını başka kim biliyordu? | Open Subtitles | من أيضاً عرف أن والدك سيكون في بيتك هذا الصباح؟ |
Bu ikisi nasıl yakınlaştılar senin evinde? | Open Subtitles | لقد علمت الان فقط ان قصة حبهم ولدت فى منزلك .. |
Aslında Koç'la ben senin evinde takılabilir miyiz diye soracaktık. | Open Subtitles | في الحقيقة.. المدرب وانا كنا نتسائل ما اذا كان بإمكاننا قضاء الوقت سوية في شقتك مرة اخرى؟ |
Bu görüntüler, birkaç ay önce senin evinde bulunan izleme cihazlarıyla çekilmiş. | Open Subtitles | هو أخذ بأجهزة المراقبة وجدت في شقّتك قبل بضع شهور. |
Bunu akşam yemekte konuşalım. senin evinde. | Open Subtitles | دعينا نتحدث فى الأمر على العشاء ، فى بيتك |
Önce senin evinde, sonra benimkinde, sonra yine benim. İkimiz de tek eşliliğin sana göre olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | , تلكَ كانت بضع زلّات , في شقّتكِ ثم في شقّتي , لتتكرر في شقّتي مُجددًا |
Çocuklar senin evinde yeni odan hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | الرجال في بيتكِ يتحدثون عن الغرفة الجديدة |
senin evinde elimde bir tabak yemekle yatak odana geldiğimi bir düşünsene? | Open Subtitles | أقصد, تخيل لو ظهرت في بيتكم و مشيت إلى غرفة نومك بطبق من الطعام؟ |
Bu hiç doğru gelmiyor bana, senin evinde başka biri. | Open Subtitles | لن يبدو الأمر طبيعياً ، شخص آخر يعيش في منزلكِ |
Demek istediğim, önceki gün Aniden koruluktaydım, sonra okulda ve daha sonrada senin evinde... | Open Subtitles | وجدت نفسي بالغابة فجأة ثم بالمدرسة ثم ببيتك |