- Mutlu olmalısın. Benim odam bu, senin odan o. İyi geceler. | Open Subtitles | أستمتع بوقتك , هذة غرفتى وهذة غرفتك , ليلة سعيدة |
Ve işte bu oda, küçük ama... güzel, senin odan. | Open Subtitles | هنا توجد غرفة صغيرة لكنها جيدة سوف تكون غرفتك |
senin odan olup olmadığından emin değildim. | Open Subtitles | انا فقط لم اكن متأكدة اذا كانت هذه غرفتك او لا |
-Odam merdivenlerin başındaydı. -Biliyorum. Orası hep senin odan olarak kaldı. | Open Subtitles | ـ غرفتي كانت في أعلى السلالم ـ أعلم , وبقيت غرفتكِ دائماً |
senin odan soğuk olur, benimkine gel. | Open Subtitles | . سيكون الجو بارداً فى غرفتك . تعالى إلى غرفتى |
Orası senin odan, senin bir parçan. Görmek istiyorum. | Open Subtitles | , إنها غرفتك , إنها جزء منك . أريد ان أراها |
senin odan soğuk olur, benimkine gel. | Open Subtitles | . سيكون الجو بارداً فى غرفتك . تعالى إلى غرفتى |
Orası senin odan, senin bir parçan. Görmek istiyorum. | Open Subtitles | , إنها غرفتك , إنها جزء منك . أريد ان أراها |
Baban seni gecenin bir yarısı uyandırır ve "Annen aslında şişmanlamamıştı ve burası da artık senin odan değil" deyiverir. | Open Subtitles | ابوك استقيظ في المساء وقال امك في الحقيقه لم تكن سمينه وهذه لم تعد غرفتك بعد الان |
Biliyorum, senin odan babalara yasak kutsal topraklardan farksız | Open Subtitles | أعرف أن غرفتك كأرض مقدسة محرمة على الآباء و لكنى اعتقدت أنه بإمكانى أن أصنع لك بعض الرفوف |
Zamanının çoğunu burada geçireceksin. Burası senin odan olacak. | Open Subtitles | سوف نقضي الكثير من الوقت هنا وهذه ستكون غرفتك |
Bir ev daha var ve orada senin odan olacak ama şimdilik sadece tahtalar var duvarlar yok bu yüzden bir süre daha burada kalacağız. | Open Subtitles | هناك منزل اخر حيث سيكون لك غرفتك الخاصة ولكن ذلك,الان, مجرد خشب بدون جدران لذا ستبقين هنا لفترة |
Burası benim yatak odam, ve bahsettiğim gibi senin odan. | Open Subtitles | اذاً , هذه هي غرفة نومي ولكي لا انسى, هذه هي غرفتك الخاصة ليست سيئة, اليس كذلك؟ |
Dikiş odası olmuyor öyle. Hâlâ senin odan. | Open Subtitles | ذلك لا يجعل منها غرفة خياطة، مازلت غرفتك |
Evet, hastane yatağı senin odan için çok büyük. | Open Subtitles | أجل، فإن سرير المشفى واسع بالنسبة لحجم غرفتك |
Peki, Burası artık senin odan değil, bizim odamız. | Open Subtitles | أنها ليست غرفتك لوحدك, أنها غرفتنا جميعاً. |
Şey, bu senin odan ve ben sadece ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | , انها غرفتكِ لم أعرف ما أرتديه فحسب |
Burasının senin odan olduğunu biliyorum, ama rica etsem yataktan ilk sen çıkar mısın? | Open Subtitles | أعرف أنها غرفة نومك, لكن هل تمانع أن تغادر السرير أنت أولاً؟ |
Burası Alan'la senin odan mı? | Open Subtitles | إذاً، هذه غرفتكَ أنت و(آلان)؟ |
Bu senin odan. Hoşuna gitti mi? | Open Subtitles | هذه غرفتُكِ هَلْ تَحْبّيُها؟ |
Kurallarımda gevşeme olmuş ama sanırım artık burası senin odan. | Open Subtitles | هذا تغاضي عن قواعدي لكن أظنها حجرتك الآن |
- Ayakta duruyorum. - Benim odam solda. senin odan sağda. | Open Subtitles | ـ يمكنني الوقوف ـ غرفة نومي عل اليسار وغرفتك عل اليمين |