Senin ve benim birlikte olabileceğimiz gibi çılgın bir fikre kapıldım . | Open Subtitles | تراودني تلك الفكرة المجنونة بأنني أنا وأنت قد نستطيع أن نكون سويةً |
Senin ve benim arabaların üstünde olmamıza ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك في أن نكون أنا وأنت علي سطح السيارة؟ |
Senin ve benim için burada yemek yemek arasında farklar var. | Open Subtitles | انه مختلف جداً لك ولي للاكل هنا |
Kira'nın bu dünyanın bir ihtiyacı haline geldiğini görüyorum... ama son günlerde Senin ve benim birlikte olabileceğimiz bir günün gelip gelemeyeceği hakkında düşünür oldum. | Open Subtitles | أدرك أن كيرا أصبح شديد الأهمية في مثل هذا العالم لكنني مؤخرا أصبحت أفكر في اليوم الذي نقدر أن نكون فيه أنا و أنت معا |
Peki, acaba Senin ve benim de yaratıcının varlığından bihaber olmamız mümkün müdür? | Open Subtitles | ...ثم , إذا هذا ممكن ...أن ربما أنت و أنا ...فقط غير مدركين |
Ve çoğu zaman, arkadaştırlar, Senin ve benim gibi. | Open Subtitles | وأغلب الأحيان, هما صديقان, مثلنا أنا وأنت |
Çünkü Senin ve benim taşıdığımız rozete saygısızlık etti. | Open Subtitles | لأنه يقلل أحترام الشارة التي نرتديها أنا وأنت |
Biliyorsun, buradaki insanlar, aynı Senin ve benim gibi. | Open Subtitles | أتعرفين .. الناس هنا يسبهوننا .. أنا وأنت |
İnsanların düşündüklerini okuyabiliyor. Senin ve benim alışveriş listesini okuyabileceğimiz şekilde. | Open Subtitles | بالطريقة التي أنا وأنت سنقرأ قائمة الأغراض في السوق |
Biliyor musun, sadece Senin ve benim burada yalnız olmamız güzel bir şey. | Open Subtitles | كما تعلم , انه نوع لطيف أنا وأنت فقط عدنا هنا |
"Hepsi Senin ve benim" | Open Subtitles | ♪ جميعها لك ولي |
"Hepsi Senin ve benim" Jim. | Open Subtitles | ♪ جميعها لك ولي جيم |
Senin ve benim burada önemli bir şey yaptığımızı anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفهم شيئًا أنا و أنت قمنا بشيء مهم هناك |
Senin ve benim aramamız gereken sorumlulukları olmayan bir kız olmalı ve ailesinin de iyi bir işyeri olmalı. | Open Subtitles | ما يجب أن نبحث عنه أنا و أنت هو فتاة لطيفة ليس لها أي ارتباطات فتاة تنتمي الى عائلة ذات خلفية جيدة في مجال أعمال السوق |
- O bizim Indy. Senin ve benim. | Open Subtitles | إنه ملكنا يا إندى أنت و أنا فقط |
Senin ve benim için zaman doldu göz göze bakarak. | Open Subtitles | قد حانت اللحظة بيني وبينك لننظر في عين بعضنا البعض |
Hiç Senin ve benim dünyadan ayrı bir Yerde olabileceğini düşündün mü? | Open Subtitles | هل تفكرين أن العالم انقسم إلى مكان فيه أنا وأنتِ فقط والآخرون في مكان آخر |
Geri döndüğünde, Senin ve benim kendi Noel'imiz olacak, sadece ikimizin. | Open Subtitles | عندما تعود... أنا وأنتَ سنحظى بعيد الميلاد الخاصّ بنا نحن فقط |
- Bir anlaşmamız var, Senin ve benim. - Eh, daha dikkatli okumalısın. | Open Subtitles | بيننا عقد، انا وانت - حسنا، كان يجب أن تقرأه بعناية أكثر - |
Onlar her erkeğin fantezisindeki billbordlar... Senin ve benim içinse... nakit para demek... | Open Subtitles | إنهن من أجل متعة كل رجل و لك و لي إنهن نقود |
Ancak belki de Senin ve benim için farklı bir şekilde olması gerekiyordur. | Open Subtitles | ولربما بالنسبة لكِ ولي يجب أن تكون الامور مختلفه |
Senin ve benim gibi sefiller sıradan ve güvenli bir yaşam sürüyor. | Open Subtitles | أنهم يحتاجونه من أجل أمان الناس العاديين مثلي ومثلك. |
Sadece Senin ve benim. | Open Subtitles | فقط مالك ومالي. |
Senin ve benim için gündüz ama yıldız için gece. | Open Subtitles | إنه الصباح بالنسبة لي ولك ولكنه المساء بالنسبة لتلك النجمة |
Yani Senin ve benim önümüzdeki 11 mayısta olacağını düşündüğümüz felaketin altında aslında küçük bir olayı gizli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | اذا.. الحادثة الخامسة التى نعتقد انا و انت انها ستحدث فى الحادى عشر من مايو ربما تكون فى الحقيقة متخفية كشىء صغير؟ |
"ya da Senin ve benim sevgim birbirine benzerse... hiçbir şey yavaşlamaz, hiçbir şey ölemez." | Open Subtitles | 0" " وأحببتنى بمقدار حبى لك ... 0 " |