Bunun için çok küçüksün. Bu silahla ne işin var? | Open Subtitles | انت بحجم كوز الذرة ، ماذا تفعلين بهذا المسدس ؟ |
Şu silahla bana daha önce gelmemiş olman çok yazık. | Open Subtitles | سيئة للغاية أنت لم تأت لي عاجلا مع هذا السلاح. |
Ama yine de silahla avlamadığım bir havan türü var... | Open Subtitles | لكن لا زال هناك نوع من الحيوانات لم أصده بسلاح |
Küçük kalibreli, otomatik bir silahla masada vurulmuş. Öne doğru düşmüş. | Open Subtitles | لقد تم قتلها على الطاولة بواسطة مسدس بيستول ذو قطر صغير |
Ona istediğin yakınlıkta durabilirdin... ve o gece Thursby'den aldığın silahla vurdun onu. | Open Subtitles | كان بأمكانك الوقوف قريبا منه بقدر ما تشائين.. , وان تقتليه بمسدس اخذتيه من ثورزبى تلك الليلة, |
Ama saat 15: 10'da ve elimde silahla ben arkandayken. | Open Subtitles | لكن عندما تحين الساعة 3: 10 وسأكون خلفك حاملا بندقية |
İki kez sopa yedin, boğazlandın, silahla darbe aldın kobay fareler gibi kafayı sıyırana dek uyuşturucu verildin... | Open Subtitles | لقد ضُربت مرتين على رأسك, خُنقت, وضربت بالمسدس بغباء وحقنونى بالأبر فى ذراعى حتى غدوت مجنونا هكذا كنت اُحدث نفسى |
Bir daha karşıma elinde silahla oturacaksan geldiğini görmesem iyi olur. | Open Subtitles | إذا جلست وأنت توجه المسدس إلي مرة أخرى فعليك أن تباغتني |
Bu gece sizlere bu silahla ve sıradan bir adamın 24 saatte onunla neler yaptığına dair bir hikâye anlatmayı planladık. | Open Subtitles | الليلة, سوف نروى لكم قصة عن هذا المسدس وماذا فعل به انسان عادى فى خلال 24 ساعة |
Siz piyano ile pratik yapıyorsunuz, ben silahla. | Open Subtitles | مثلما تتدربين على البيانو انا اتدرب على المسدس |
İkisi de aynı kesici silahla öldürüldü. Muhtemelen diğerleri de. | Open Subtitles | نفس السلاح ذو النصل قتلهم هما الإثنان ربما الآخرين أيضاً |
Eminim ki bu silahla ikinci bir vuruşun öldürdüğünden haberin vardır.. | Open Subtitles | أنا واثقة أنك تعي أن طلقة ثانية من هذا السلاح ستقتل |
Birisi üzerine keskin bir silahla gelmiş, yani büyük bir evet. | Open Subtitles | شخص ما قتلها بسلاح حاد لذا سأقول: نعم إنها ضحية قتل |
Doğum gününde neden hep küvette, elinde bir silahla, cenin pozisyonunda oluyorsun? | Open Subtitles | لماذا تنتهي دائما في حوض الحمام في الموقع الجنيني تمسك بسلاح ناري؟ |
Sydney'nin yerini öğrenebilmek için onu silahla tehdit ettiğini söyledi. | Open Subtitles | أنت صوبت مسدس الى وجهه ليخبرك على مكان احتجاز سيدنى |
Kapıya doğru yaklaşmış ve sen kocasının bedeninin yanıbaşında elinde silahla duruyormuşsun. | Open Subtitles | فجائت من هذا الممر. وكنت تقف فوق جثة زوجها هنا, ومعك مسدس |
Bir subayı silahla tehdit mi ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل أعتبر هذا يا سيدى , أنك تهدد ضابط صديق بمسدس يا سيدى |
Bir subayı silahla tehdit mi ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل أعتبر هذا يا سيدى , أنك تهدد ضابط صديق بمسدس يا سيدى |
Ancak eski bir silahla, silahlı birliklerin en iyi nişancısı bile hedefi vuramazdı. | TED | ولكن مع بندقية قديمة لا يمكن لأفضل قناص في القوات المسلحة أن يصيب هدفه |
Sakinleştirici silahla salak! Bu maymun bir hazine. | Open Subtitles | بالمسدس المسكّنَ، أبله ذلك القردِ يساوي ثروة |
Valinin emri ile kumarhaneye silahla girilmesi yasaklanmıştır ve hepsi dışarıdaki varile koyulacaktır. | Open Subtitles | يُمنع إستخدام الأسلحة بأمر من الحاكم يُمنع دخول جميع الأسلحة النارية داخل المقمرة |
Wharton, bu insanlara, ellerindeki tek silahla kendilerini savunmak dışında seçenek bırakmamış. | Open Subtitles | يسار وارتون هؤلاء الناس لا إختيار لكن إلى قاوم بالسلاح الوحيد عندهم. |
Evet, kurbanın kulağını neredeyse koparan atış bulduğunuz tüfeğe uygun bir silahla yapılmış ama ölümcül vuruş 22 kalibreden gelmiş. | Open Subtitles | أجل والضحية كان يصاب في أذنه برصاصة عيار أكبر متوافق مع البندقية المكتشفة لكن الطلقة القاتلة جاءت من عيار 22 |
Soygun, silahlı soygun saldırı, ölümcül silahla saldırı, silahlı soygun. | Open Subtitles | السطو, السطو المسلح أعتداء, أعتداء بأستخدام أسلحة مميتة, والسطو المسلح |
Küçük bir macera gibi. Daha önce hiç bir silahla ateş etmedim. | Open Subtitles | إنها كمغامرة صغيرة لم أستخدم سلاحاً من قبل |
Sonra eve dönmüş ve orada silahla öldürülmüş şekilde bulunmuş. | Open Subtitles | لكنه عاد إلى المنزل وهناك عُثر عليه مقتولاً رمياً بالرصاص |
Koşan bir tavşanı 3$'lık silahla vurabilirim. | Open Subtitles | أقصد , انا أستطيع إصابة أرنب وهو يجري ببندقية رخيصة لدي مشكلة مع الأحرف فقط |
Silah kazalarını önlemek çocukları erken yaşta silahla tanıştırmaktan geçer. | Open Subtitles | حوادث المسدسات يمكن اجتنابها عن طريق تعريف اولادك بالمسدسات مبكرا |