ويكيبيديا

    "siyahi bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أسود
        
    • سوداء
        
    • السود
        
    • سود
        
    • البشرة السوداء
        
    Kurban, saldırganın siyahi bir erkek ve kaygan olduğunu söylemişti. Open Subtitles الضحية قالت المهاجم كان رجل أسود بالغ وكان ملمسه زلقا
    Çin Mahallesi'nde genç siyahi bir çocuk elleri kesilerek öldürüldü. Open Subtitles تم قتل صبي أسود في الحي الصيني وتم تشويه جثته
    siyahi bir genç daha telafi edilemeyecek bir şekilde cezaevine gönderildi. Open Subtitles شاب أسود آخر رُمي من غير رجعة إلى السجن الصناعي المعقد
    2012 yılında siyahi bir kadın doğum sırasında beyaz bir kadına göre 10 kat fazla ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. TED امرأة ذات بشرة سوداء في سنة 2012 واجهت خطر الوفاة أكثر من 10 مرّات عند الولادة مقارنة بامرأة ذات بشرة بيضاء.
    Eğer siyahi bir kadının gerçek ismi Destiny olsaydı, ona bunu sormazdınız. Open Subtitles أنت لن تسأل أمرأة سوداء أسمها ديستني إذا كان ذلك فعلاً أسمها
    İş yeri veya sınıfınızda biri olabilir, ibadet ettiğiniz yerde, bir yerlerde, siyahi bir genç adam olabilir. TED ربما يكون أحد ما في العمل، في الصف، في مكان عبادتكم، في مكان ما، هناك بعض الشباب السود هناك.
    Tersten gidelim. siyahi bir şarkıcısın nereye gidersin? Open Subtitles دعونا نعكس هذا، أنتم مغنون سود أين ستذهبون؟
    Bizim önümüzdeki otoyolda bir kaza oldu, meğerse iki beyaz kamyon şoförü, göçmen ve siyahi bir aile arasında olmuştu. TED وحادث أمام الطريق السريع، تبين أنه لسائقَي شاحنة من ذوي البشرة البيضاء وعائلة مهاجرة تصادف أنهم من ذوي البشرة السوداء.
    Ülkedeki en iyi kardiyotorasik cerrahlarından biriyim ve siyahi bir adamım. Open Subtitles أنا واحد من أفضل جراحي القلب في البلاد وأنا رجل أسود
    Şüpheli 18 ile 20 yaşları arasındaki siyahi bir erkek. Open Subtitles المشتبه به , ذكر أسود البشره في أواخر سن العشرين
    Görevin sadece birkaç soru sormaktı ama siyahi bir adamı ağaca astın. Open Subtitles وتم تكليفي بطرح بعض الأسئلة. لقد شنقت رجلٌ أسود من شجرةٍ ما.
    Adliye sarayının merdivenlerinden çıkarken, oranın yaşlıca siyahi bir temizlikçisi vardı. TED وعندما اقتربت من قاعة المحكمة ، كان هناك رجلٌ أسود كبير السن والذي كان الحاجب في تلك المحكمة.
    Beyaz ağırlıklı özel okullara giden siyahi bir öğrenci olarak, ırksal basmakalıp düşünceleri yansıtan tutum ve davranışlarla karşılaştım. TED كطالب أسود يذهب لمدرسة أكثرها طلاب بيض، اعتدت على التصرفات التي تعكس الأفكار العنصرية
    195 cm boyunda siyahi bir oğlum var. siyahi bir adamla evlendim. TED أملك ابنًا أسود طوله 6.5 إنشًا. كنت متزوجة من رجل أسود.
    Aynı yıl, siyahi bir kızla seks yapma hayalini gerçekleştirdi. Open Subtitles في العام ذاته، حقق حلمه بممارسة الجنس مع فتاة سوداء.
    Sonra siyahi bir kızla çıktım ve babası deli gibi gülüyordu. Open Subtitles اوه, اه, بعدها واعدت فتاة سوداء, ووالدها كان يضحك بجنون, يارجل.
    Oradaki çoğu çocuk daha önce siyahi bir çocuk görmemişti. Open Subtitles العديد من الاطفال هناك لم يرو فتاة سوداء من قبل
    Televizyon ekranında ölümlerimizin görüntüleri var, Twitter zaman tünelimizde, Facebook zaman tünelimizde, ama bunun yerine siyahi bir hayatı hayal etsek? TED لدينا صور قتلانا على التلفاز وعلى التويتر، وعلى صفحات الفيسبوك، ولكن ماذا لو عوضًا عن تصور حياة السود
    Çünkü tüm siyahi aktörler gibi, benim de isteksiz beyazlara bir şeyleri yaptırmak için tavsiye veren bilge siyahi bir adam rolünde çok deneyimlerim vardır. Open Subtitles لأنه ككل الممثلين السود لدى الكثير من الخبرة للعب دور شخص أسود حكيم يدفع الأشخاص البيض المترددين لعمل أشياء
    22 numaralı forma giyen genç siyahi bir çocuk gördüm,başı dik duruyordu. Open Subtitles رأيت الأطفال السود يرتدي رقم 22 وفخور بذلك.
    Bir baktık ki, neredeyse 250 yıl önce Londra'da vuku bulmuş, ilginç bir dava var, Somerset, Stweart'a karşı, siyahi bir kölenin yasal sistemi kullanarak tüzel şeyden gerçek kişiliğe geçtiği bir dava. TED و اتضح هنالك حالة مثيرة للاهتمام التي وقعت منذ ما يقرب من 250 عاما في لندن تسمى سومرست مقابل ستيوارت، اين عبدا سود استعمل النضام القانوني و انتقل من شئ اعتباري الى شخصية اعتبارية.
    Bebek ölüm oranını düşürmek konusunda büyük adımlar atmış olsak da, siyahi bir bebeğin hayatının ilk yılında ölme riski hala beyaz bir bebeğe kıyasla neredeyse üç kat daha fazla. TED وبالرغم من أننا خطونا خطوات هائلة في خفض معدل وفيات الرضع، إلا أن الرُضّع ذوي البشرة السوداء يُواجهون تقريبا ثلاثة أضعاف خطر الوفاة في سنتهم الأولى مقارنة بالرضع ذوي البشرة البيضاء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد