Eğer siz hepiniz bir kaç gün ayırırsanız bizi Som Sarover'de ziyaret etmek için, orda küçük bir evimiz var birkaç gün beraber, çok güzel olurdu. | Open Subtitles | ماذا لو قضيتم معنا بضعة أيام لزيارتنا في سوم ساروفار، لدينا بيت صغير هناك، ان قضينا بضعة أيام سوية، سيكون ذلك رائع جدا |
Madhupur'da, ilişki kurduk. Som Sarovar'de, biz bi arkadaşlık bulduk. | Open Subtitles | "في مادهوبور، أصبحت بيننا علاقة، في سوم ساروفار، عقدنا صداقة" |
Som balığı taze ve tok ve birazcık fazla pişmiş. | Open Subtitles | كان السلمون طازجاً ومتماسكاً ومستوي أكثر من اللازم بقليل. |
Bir deniz lokantası bulup Som balığı yiyelim. | Open Subtitles | لنجد مطعماً للمأكولات البحرية ونتناول البعض من السلمون الأحمر |
Altın madeninde bulmuş olmalı. Som altın bu. | Open Subtitles | بالتاكيد فى منجم ذهب، لان هذا حقيقته.ذهب خالص |
Bir altın. Ön yüzünde Kral'ın sureti olan bir Som altın. | Open Subtitles | إنه سفرن، عملة من الذهب الصلب والملك بنفسه مصوّر من الأمام |
Ve Som balığı. Son yakaladığımın midesinden çocuk çıkacak sandım. | Open Subtitles | وأخر سمكة سلمون حصلت عليها توقعت أن تخرج من فم جالب النحس |
Poonam, çabuk gel. Biz yine Som Sarover'e gideceğiz. | Open Subtitles | تعالي بسرعة يا بونام، سوف نذهب إلى سوم ساروفار مرة أخرى |
Som, siz ayrıldıktan sonra ilaç almaya son vermişti. | Open Subtitles | سوم, تعرفين أنه توقف عن تعاطى المخدرات عندما انهارت العلاقه بينكما |
Krishnakant esasında Som Sarovar'e ait | Open Subtitles | ينتمي كريشناكانت أساسا إلى سوم ساروفار |
Som, "Kara Akrep" in dövmeleri hakkında ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | سوم, مرأيك في وشم العقرب الأسود? |
Som Sarovar, üzümler nerde yetişiyor? | Open Subtitles | سوم ساروفار، حيث ينمو العنب؟ |
Som Sarovar bir daha ki ay? | Open Subtitles | سوم ساروفار الشهر القادم؟ |
Gidip güzel bir deniz restorantı bulalım ve biraz kırmızı Som balığı yiyelim. | Open Subtitles | لنجد مطعماً للمأكولات البحرية ونتناول البعض من السلمون الأحمر |
- Aşağı doğru düğmeli, donuk Som balığı renginde.. | Open Subtitles | ومن هو زر لأسفل، مثل لون سمك السلمون تلاشى؟ |
Bu zamanlarda, Som balığı sürülerini görebilirsin. | Open Subtitles | حول هذا الوقت يمكنك أن ترى مدارس السلمون |
Tamam şapşallar, bakalım bu gece kim Som balığı yiyecek kim karga. | Open Subtitles | -حسنا ً , يا حمقى -دعونا نرى من سوف يأكل السلمون الليلة |
Şunun adına Som Balığı Katliamcıları desek daha doğru olur. | Open Subtitles | ربما نحن يجب أن نسميها مذبحة السلمون عوضاً |
Evet, bu paha biçilemez taş ve mücevherlerle donatılmış Som altın ama her WWE süperstarı size bunun sadece parıltıdan ibaret olmadığını size söyler. | Open Subtitles | أوه. نعم, انه ذهب خالص مرصع بالأحجار الكريمه والجواهر التى لاتقدر بثمن. |
Sandığımız gibi Som altından yapılmamış olması hayal kırıklığına uğratsa da, olsun ya! | Open Subtitles | إنه لم يُـصنع من ذهبٍ خالص كما ظننا والذي كان بمثابة خيبة أمل لنا، ولكن ما زالت رؤيته أمرًا رائعًا |
Yeni üretilen bir top Som bronzdan yapılmış bir top mermisini yeterli miktarda barut yardımıyla şaşırtıcı bir güçle fırlatabilirdi. | Open Subtitles | وجيل جديد من المدافع المصنوعة فى قوالب من البروم الصلب وتحشى بكمية مناسبة من مسحوق البارود لأعطاء المدفع قوة دفع مذهلة |
Amcamın balıkçı teknesindeki Som balığı gibi çırpındı. | Open Subtitles | إلى الأعلى و الأسفل تتخبط في المكان مثل سمكة سلمون على قارب عمي للصيد |
Som balığı à la maréchale midir? | Open Subtitles | مـاهي شرائح السالمون علي طريقة الماريشال؟ |
Sandığımız gibi Som altından yapılmamış olması hayal kırıklığına uğratsa da, olsun ya! | Open Subtitles | لم يصنع من الذهب الخالص كما ظننا وكان ذلك نوعاً من خيبة الأمل، لكنه ما زال.. |