ويكيبيديا

    "sormuş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سأل
        
    • سألت
        
    • سألتني
        
    • سأله
        
    • سألتك
        
    • سألته
        
    • سألها
        
    • سألهُ
        
    • وسألها
        
    • وسأل
        
    • وسأله
        
    • وليرد
        
    • طلب منها
        
    • سائلاً
        
    Sonra da saldırıya uğrayıp uğramadığını sormuş ve şüpheli olup olmadığını. Open Subtitles ثم سأل إن تم الاعتداء عليها وإن كان لدينا مشتبه به
    Arkadaşlar ile vedalaşırken, birine gereksiz bir soru sormuş ve onun verdiği cevapla çok ilgilenmiş. Open Subtitles بينما كان يودع أصدقائه سأل أحدهم سؤال عادي جدا لكنه شعر بحماسة غامرة ليجيب
    Anneye, çocukların odunları ormana taşımada yardım edip edemeyeceğini sormuş. Open Subtitles و سألت الأم فيما اذا كان ابنها بامكانه تقديم المساعدة و حمل الحطب من الغابة
    Dün gece uyanıp bebeğini sormuş. Open Subtitles مساعدو الطبيب قالوا بأنّها سألت لطفلها الرضيع ليلة أمس
    Bana bu soruyu birkaç ay önce sormuş olsaydınız cevabım "yapmam" olurdu. Open Subtitles لو أنك سألتني نفس السؤال منذ عدة أشهر كانت إجابتي لتكون لا
    Mimarı, krala bunu hangi malzemeden inşa edilmesini istediğini sormuş. Open Subtitles سأله المهندس المعماري من ماذا يريد أن تكون مادة البناء
    Bu soruyu ben sana sormuş olsaydım, sen nasıl cevaplardın? Open Subtitles ـ كيف ستجيب على هذا السؤال إذا سألتك بنفس الطريقة ؟
    Öldükten sonra, ruhlar dünyasında rastladığı karısı nedenini sormuş. Open Subtitles بعد أن مات قابل زوجته في عالم الروح وقد سألته لماذا
    Çocuklardan biri bilardo oynamak isteyip istemediğini sormuş. Open Subtitles احد الفتيان سألها ان كانت تريد ان تلعب البلياردو
    Lars'a şarap isteyip istemediğini sormuş. Lars şöyle demiş: Open Subtitles سأل إذا كان لارس يرغب بكأس من النبيذ لكن لارس أجاب:
    Yasaklı bir ilacın, birinin vücudunda belirlenebilir olarak ne kadar süre kalacağını sormuş olabilir. Open Subtitles قد سأل إلى متى ستظلّ بعض العقاقير المحظورة من الإكتشاف في جسد شخص ما
    Birilerine sormuş olmalı. Open Subtitles لم أقل له أي شيء لابد أنه سأل في الأنحاء
    Doug Duncan bugün Brian'a seni sormuş. - Sanırım senden hoşlanmış. - Sahi mi? Open Subtitles دوغ دونكان سأل براين عنكي اليوم اعتقد انه قد راق له الموعد معكي
    Birisi "Şişmanlık sperm kalitesini etkiler mi?" diye sormuş. Open Subtitles سأل شخص ما هل صحيح أن كَوْنك سميناً يقلل من كفاءة الحيوان المنوي ؟
    Tina bir gün küçükken, babasına kendi vücudunun nerde olduğunu sormuş? Open Subtitles وذات يوم عندما كانت صغيرة سألت والدها أين يوجد علم الإنسان في جسدها
    Pekala, birkaç yöneltici soru sormuş olabilirim... Open Subtitles حسنا ، ربما أكون قد سألت بعض الأسئلة ، لكن
    ..her şeyin yolunda olup olmadığını ya da aptalca bir şey sormuş. Open Subtitles سألت إن كان كل شيء بخير أو شيء غبي
    Yaşamak isteyip istemediğimi sormuş, ben de evet demiştim. Open Subtitles سألتني فيما لو أردت الحياة وأجبتُ بـ نعم
    İlk karşılaştığımızda bana sormuş olsaydın veya geçen sene, veya hatta dün. Open Subtitles لو كنت سألتني هذا في بداية لقائنا او العام الماضي او حتى بالامس
    "ve yolda karşılaştığı bir adam ona nereye gittiğini sormuş." Open Subtitles و في طريقه التقى رجلا سأله الى اين انت ذاهب
    Kurabiye ister misin diye sormuş muydum? Open Subtitles مهلا, هل سألتك اذا كنت تحب بعض البسكويت؟
    Harika bir kadın kulübe gelip ormana gitmek isteyip istemediğini sormuş. Open Subtitles جاءت إمرأة رائعة إلى النادي، سألته إذا كان يريد الخروج إلى الغابة
    Sence Lenny bunu ona sormuş mudur yoksa dövmeyi görüp direk bıçakla girişmiş midir? Open Subtitles تعتقد ليني سألها عن سبب عملتها تلك أو هو فقط رأى التاتو فأخرج سكينه؟
    Birisi kurbanlarını nasıl kontrol edebildiğini sormuş. Open Subtitles احدهُم سألهُ كيف يقوم بإختيار ضحاياه.
    Adamın biri kafasını suya sokup boğulmanın nasıl bir şey olduğunu merak edip etmediğini sormuş. Open Subtitles .. دفعهـا بقوة إلى المياهـ وسألها ، هل تسائلتِ يومًا عن شـعوركِ وأنتِ تـغرقيـن ؟
    İyi olup olmadığını ve neden ağladığını sormuş. Open Subtitles لقد سأل ان كانت بخير وسأل لماذا تبكي
    deyip, asistanın çağırıp, sormuş ,"Sence burada ırkçılığın en güçlü olduğu bölge neresi?" TED واستدعى مساعده وسأله , أين تقولون ,في هذه المنطقه ,أن العنصريه أكثر فتكا ؟
    E-mail'de sormuş; bebeğin eşyalarını da istemiyorum. Open Subtitles وليرد على بريده الالكترونى ولا أريد أى من متعلقات الطفلة
    Aslında önce babama sormuş. Evet demiş. Sonra da Debbie'ye sormuş. Open Subtitles فى الواقع هو طلب من أبى فوافق بعدها طلب منها
    Kapıları çalıp insanların iyi haberler duymak istemelerini sormuş olman gibi! Open Subtitles كما لو أنك يجب أن تطرق على الأبواب سائلاً الناس لو كانوا قد سمعوا الأخبار السارة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد