Mektupta ayrıca bir soru vardı. Sanırım o soruyu şimdi cevaplamış oldum. | Open Subtitles | في تلك الرسالة كان هناك سؤال أيضًا أعتقد أننيّ أجبت عليه الآن |
Okulda sormak istediğim bir soru vardı. | Open Subtitles | هناك سؤال اردت ان أسالك به سابقا في المدرسة |
Hala cevaplanması gereken bir soru vardı. | Open Subtitles | وكان هناك سؤال واحد يجب أن تتم الأجابهعليه. |
Bunca senedir ona sormak için ölüp bittiğim bir soru vardı. | Open Subtitles | و خلال كل هاته السنين كان هناك سؤال واحد؟ أود طرحه و بشدة؟ |
Bu gecenin planlandığı gibi gitmediğini biliyorum ama, sana sormak istediğim çok önemli bir soru vardı. | Open Subtitles | اسمعي، أعرف أن هذه الليلة لم تسير كما كان مخطط لها. لكن كان هناك سؤالاً مهماً أريد أن أسأله لكِ. |
Aslında, sana sormak istediğim bir soru vardı. | Open Subtitles | في الواقع، هناك سؤالاً كنت أود أن أسأله لكِ. |
Bunca senedir ona sormak için ölüp bittiğim bir soru vardı. | Open Subtitles | و خلال كل هاته السنين كان هناك سؤال واحد؟ أود طرحه و بشدة؟ |
Bir dedektiflik romanı veya Shakespeare tiyatrosu yazmak için tek bir soru vardı: | Open Subtitles | في رواية بوليسية, أو دراما شكسبيرية, هناك سؤال واحد |
Yağmurlar geri döndüğünde konseyin yüzleşmesi gereken bir soru vardı. | Open Subtitles | عندما عاد المطر كان هناك سؤال على المجلس مواجهته |
Yağmurlar geri döndüğünde konseyin yüzleşmesi gereken bir soru vardı. | Open Subtitles | "وعندما عاد المطر"، "كان هناك سؤال يجب على المجلس مواجهته". |
Sana hep sormak istediğim bir soru vardı. | Open Subtitles | . هناك سؤال لطالما أردت أن أسئله |
Çocuklar, Barney'yi tanıdığımızdan beri her zaman aynı şekilde cevaplandırdığı bir soru vardı. | Open Subtitles | "يا أطفال، في وقت معرفتنا بـ(بارني)، هناك سؤال واحد يُجاوبه نفس الإجابة" |
Bass Sanayi'nin idaresini tekrar ne zaman ele alabileceğim ile ilgili zor bir soru vardı. | Open Subtitles | هناك سؤالاً عالقًا في ذهني "عن متى سأستعيد تولّي مقاليد الإدارة في مصانع "باس |