Maçları kaçırmadığını biliyorum. State Salonu'nda yarın bir dövüş var. | Open Subtitles | اعرفه انه لا يفوت مباراة , ستقام غدا مباراة في مسرح الولاية |
Taksi sürücüsü onu Empire State binasına götürmüş. | Open Subtitles | فأخذها سائق التاكسي إلى مبنى حاكم الولاية |
Sadece bir doları kaldıysa, Empire State binasının en tepesine çıkar. | Open Subtitles | و إذا لم يكن يمتلك إلا دولارا واحدا فعليه ان يذهب إلى قمة مبنى إيمباير ستايت |
İyi sayılabilecek bir okuldu, ...ama Penn State iyi kadar sayılmaz. | Open Subtitles | كانت جامعة جيدة لكن ولكنها ليست جامعة بين ستايت |
Daha sonra State TV'de çocuk programına geçmiş. | Open Subtitles | ثم انتقل إلى برامج الأطفال لمصلحة تلفزيون الدولة ثم أصبح أفضل فأفضل |
Eğer daha derine inip üzüntü denizinde yüzmek, kendini kaybetmek istersen bana gidip "the Garden State" film müziklerini dinleyebiliriz. | Open Subtitles | اذا كنت تريد أن تغوص فى احزانك تعالى معى الى البيت نستمع الى : جاردن ستات زأغانى : |
Az önce Blue Mountain State'in... ...Clementine Üniversitesi ile Louisiana'da Cypress Stadı'na çıkacağı haberini aldık. | Open Subtitles | نحنفقطحصلتعلى كلمة أن دولة الجبل الأزرق وسوف المواجهة ضد كليمنتين جامعة لالسلطانيةشجرةالسروفيلويزيانا. |
Peter O' Leary, Michigan State'ye hala gitmekle ilgileniyor mu? | Open Subtitles | بيتر الاري, اما زلت مهتماً بالذهاب لجامعة الولاية ؟ |
Blue Mountain State'ten bir vurulma bildirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أودّ أن أبلغ عن طلق نار في . جبل الولاية الأزرق |
İstediğin gibi State caddesine park edip buraya taksiyle geldim. | Open Subtitles | توقفت في شارع الولاية وأخذت سيارة أجرة إلى هنا، كما طلبتي. |
Ceset, State Park içinde yoldan pek de uzak olmayan piknik alanında. | Open Subtitles | الجثة في مُتنزّه الولاية قرب منطقة التنزّه ليست بعيدة عن الطريق. |
Hayır, eve yakın olmak için State'e gittim. | Open Subtitles | كلا ذهبتُ لجامعة الولاية لاكون قربية من المنزل. |
State'i geçti. | Open Subtitles | تتجه غربا في شارع واشنطن و ستعبر حدود الولاية |
Empire State'teki bir şirkette hademeyim. | Open Subtitles | إسمع, أنا بوّاب في شركة أمريكان كالكولايتر, في مبنى إمباير ستايت |
Empire State Binası tam zamanında tamamlanmalı. | Open Subtitles | مبنى الآمباير ستايت يجب أن ينتهي في الوقت المحدد |
Buradaki anten direği, Empire State Binası'nın görkemini taçlandıracak. | Open Subtitles | وهنا, القطعة المتوجة لبناء الآمبير ستايت, السارية بنفسها |
Evet, Empire State Binası'nın altındayız. Daha önceden çözmüştüm. | Open Subtitles | أجل, مبنى الآمباير ستايت, نحنُ تحته لقد عرفتُ ذلك من قبل |
Dinleyin, hazır buradayken, ve henüz siz ya da maymun sıfatlı kuzenlerinizden herhangibiri patlatmadan önce, Empire State binasını ziyaret etmenizi öneririm. | Open Subtitles | اسمع ، بما انك هنا, انصحك بزيارة مبنى الامباير ستايت, قبل ان يقوم ابناء عمومتك بتفجيرة. |
Hadi be. Sikin Surmack ve State sokaginda. | Open Subtitles | نعم الحق، انه في زقاق صغير في السير ماكين الدولة. |
Tepesinde anten var. Pencereleri... Orası Empire State binası. | Open Subtitles | الذي عليه أنتانات في أعلاه و النوافذ ذلك مبنى الإمبير ستات |
Ama bu kamusal fonksiyonlar alınınca, Park bir "State actor" konumuna geliyor. | Open Subtitles | ولكن من خلال تولي هذه الوظائف العامة، بارك أصبحت فعليا "ممثل دولة" |
Valley State'de güvenlikçiye kaptırdım. | Open Subtitles | سرقها مني رجل أمن في جامعة فالي ستيت أمس |
Empire State Building'e kadar. | Open Subtitles | وذلك عندما تم بناء الولايه الكبير |
30 ağaç kesicisi Washington State'de tıraşlama kesimi işinde çalışıyor. | Open Subtitles | ثلاثون عاملا فى قطع الأشجار يعملون بعقد مع ولاية واشنطن |
bu 7305 empire State binasına yetecek kadardır. | TED | ما يكفي لملء 7305 مرة مبنى إمباير ستيت يوميا. |
247 milyon dolar veren 5 State Magicball Jackpot'dan bahsediyorsun. | Open Subtitles | هذه هي الجائرة الكُبرى للخمس ولايات بـ247 مليون. |
Benimle Sevgililer Gününde Empire State binasının tepesinde buluşmak istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تقابلني على قمة الإمباير ستيت في عيد الحب |
Penn State* bursu almaya hak kazandı. | Open Subtitles | الفريق الرسمي. لقد حصلت على منحة الى جامعة بين |