ويكيبيديا

    "stresi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التوتر
        
    • الضغط
        
    • ضغط
        
    • الإجهاد
        
    • توتر
        
    • إجهاد
        
    • ضغوط
        
    • الضغوط
        
    • ضغوطات
        
    • بالتوتر
        
    • الإجهادِ
        
    • الاجهاد
        
    • الأجهاد
        
    • بتوتّر
        
    Açıkçası, yüksek tansiyon iyi değil. Sakin kalması gerekiyor. stresi azaltın. Open Subtitles ارتفاع ضغط الدم ليس أمراً جيداً عليها التريث قليلاً وتخفيف التوتر
    İklim değişikliği. Hayatımızdaki, çevremizdeki ve gezegenimizdeki stresi azaltmaya çalışıyoruz. TED يتغير الطقس ونحاول أن نقلل التوتر في حياتنا الشخصية وفي مجتمعاتنا وفي كوكبنا.
    Üzgünüm. Şu an bana verdiğin stresi daha fazla kaldıramıyorum. Open Subtitles أنا آسفة أنا لا أتحمل الضغط الي توقعه عليّ الآن
    Siz stresi bu şekilde gördüğünüzde vücudunuz da size inanır ve stres tepkileriniz daha sağlıklı hale gelir. TED وعندما ستنظرون إلى الضغط بهذا الشكل، فإن جسدكم سيصدقكم، فتصبح استجابتكم للضغط أكثر صحة.
    Odaya oksijen veriyor, düşünmemi sağlıyor stresi azaltıyor. İhtiyaçları da basit. Open Subtitles يملىء الغرفة بالأكسجين, يساعد على التفكير يخفف من الإجهاد, آحتيجات بسيطة
    Peki ya sizi uyanık tutan tüm bu etkenler aslında uykusuz kalma stresi yaratıyorsa? TED لكن ماذا لو كان الشيء الذي يؤرقك هو توتر حول الأرق؟
    Yaşam stresi envanteri yapıldığı dönemde, uzun vadeli bir ilişki evliliğe denkti. TED ‫عندما تم إعداد قائمة إجهاد الحياة،‬ ‫وقتها كانت العلاقة طويلة الأمد‬ ‫تعادل إلى حد كبير الزواج.‬
    Yoksa bitmemiş bir işin stresi veya gireceğiniz bir sınav ya da istemediğiniz bir aile toplantısı? TED أم التوتر حيال عمل لم تنجزه، أم اختبار على الأبواب، أم لقاء عائلي لعين؟
    Peki, stresi avantajınıza dönüştürmek ve en çok önem verdiğinizde sakin ve kendinizde olmak için neler yapabilirsiniz? TED إذن ما الذي يمكنك القيام به لتحويل التوتر لصالحك والهدوء والتماسك عندما يتطلب الأمر ذلك؟
    Şaşkınlıkla sınıftan çıktı ve eski sevgilisine çarptı ve stresi iyice arttı. TED فخرج متعثر النفسية من فصله و أخذ يهرع لرؤية حبيبته الدائمة مما رفع مستوى التوتر لديه
    Çikolata yemek, öğrencilerdeki stresi azaltır. TED تناول الشوكولاتة يقلل التوتر لدى الطلاب.
    On yıldan fazla bir süredir stresi kendimi kurtarmam gereken bir şeytana benzettiğimi söyledim bu yüzden bir müdahale toplantısı daha gerçekleştireceğiz. TED قلت بأني أمضيت عقدا من الزمن أشيطن الضغط لتخليص نفسي منه، لذا سنقوم بتدخل أخر.
    Ve ortaya şöyle bir şey çıkıyor ki: yaşadığımız stresi türü ve rahatlamış bir durumda kalabilmek için vücudumuzun düzenli çalışması aşırı derecede kim olduğumuza bağlı. TED لكن يتضح أن نوع الضغط الذي نعايشه وسواء استطعنا البقاء فى حالة استرخاء وقتاً كافياً لنحافظ على أجسادنا تعمل بكفاءة يعتمد ذلك كثيراً على من نكون.
    Günlerdir kimse seni öldürmeye çalışmadı. Bunun stresi ezici olmalı. Open Subtitles لا أحد حاول قتلك منذ أيام لابد وأن الضغط النفسي قد تراكم
    Belki de siz de iklime bağlı travma öncesi stresi olan birisiniz? TED هل يمكن أن تعاني أنت من ضغط ما قبل الصدمة المتعلق بتغير المناخ؟
    Davanın stresi, vurulmuş olmanın getirdiği travma Jack'in kişiliği. Open Subtitles ضغط القضية ، الصدمة إطلاق الرصاص عليه ، شخصيته
    İşinin çok stresli olduğunu biliyorum, o yüzden stresi azaltmak istiyorum. Open Subtitles أعلم بأنك عملك يكون مجهداً جداً لذا أريد أن أساعد لأخفف الإجهاد
    stresi azaltmaya birebir. Şiddetle tavsiye ederim. Open Subtitles بالتأكيد ستساعد لتخفيف الإجهاد ، أوصي بها بشدة
    Bu şu eski evlilik öncesi stresi oğlum. Open Subtitles أنه مجــرد توتر عصبــي قبل الزواج أبــني
    Günün stresi gerçekten de üzerime biniyor. Open Subtitles أتعرفون أن إجهاد هذا اليوم قد بدأ ينطبع علىَ
    Anne mükemmeliyetçilerin stresi ve çatışmayı hayatlarından uzak Open Subtitles أمي هل تعرفين أن الأشخاص الذين ينشدون الكمال لديهم ضغوط و صراعات أكثر منكِ
    Dışlanan toplumların zaten karşı karşıya kaldığı stresi arttırıyor. TED فإنه يزيد من الضغوط التي تواجهها المجتمعات المهمشة
    stresi yok, zorluğu yok. Günde sekiz saat çalışıyorum. Open Subtitles لا ضغوطات ، لا صراعات أعمل في نوبة 8 ساعات
    stresi sonuç olarak düşünme eğilimindeyiz ama ben onu bir kültür olarak görüyorum. TED نحن نميل للتفكير بالتوتر كعاقبة لأمر ما، ولكنني أراه كثقافة.
    İnsan vücudunun stresi kaldırmak konusundaki kapasitesi sınırlı. Open Subtitles الجسم الإنساني لَهُ قدرة محدودة للتغلب علي الإجهادِ.
    Bizimle konuşan kişinin sesindeki stresi ölçecek. Open Subtitles الصوت فى الاجهاد يقيسون سوف الاخر الطرف على
    Soygunun stresi, Franks'in doğal olarak kalp krizine mi sebep oldu? Open Subtitles أتعتقد بأن الأجهاد والضغط النفسي نتيجة السطو هو كان السبب الرئيسي في موته؟
    Süper bir tatil, çocuklar. Köyün bütün stresi üstümden akıp gidiyor. Open Subtitles يا لها من عطلة سعيدة يا شباب أشعر بتوتّر كبير يحيط بي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد