ويكيبيديا

    "sudan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الماء
        
    • السودان
        
    • المياه
        
    • الماءِ
        
    • المياة
        
    • للسودان
        
    • بالماء
        
    • للماء
        
    • دردشة
        
    • السودانية
        
    • بالسودان
        
    • ماءٍ
        
    • للمياه
        
    • غير مهمة
        
    • تنتشلون
        
    Yüzeye çıktım ve o an tek istediğim şey sudan çıkmaktı. TED وخرجت حينها وكل شيء في بالي كان ان اخرج من الماء
    Buhar, sudan 1000 kat fazla hacme sahiptir bu nedenle muhafaza binalarının boyutları rektöre göre çok daha büyüktür. TED يأخذ البخار حيزاً أكبر من الماء السائل ب1000 مرة لذا تصبح بناية الاحتواء النووي كبيرةً جداً مقارنة بحجم المفاعل.
    Hayatta kaldı ve yanan petrolle dolu buzlu sudan yüzerek geçti. Open Subtitles نجا من حادثة السفينة وسبح عبر الماء المتجمد المغطى بالنفط المحروق
    Burma zincirlenmiş halde, Zimbabve ise bir insanlık trajedisi, sudan'da önleyebileceğimiz savaşlardan ötürü binlerce insan sebepsiz yere katloldu. TED بورما في الأغلال، زيمبابوي هي مأساة إنسانية، وفي السودان مات الآلاف من الناس بغير ضرورة لحروب كان بمقدورنا منعها.
    Güney sudan'ın Nil nehri kıyısında bu sığır kampında yaklaşık bir hafta geçirdim. TED قضيت حوالي أسبوع في مخيم دينكا للماشية. على ضفاف النيل في جنوب السودان.
    Umuyorum ki en azından yetişkinler kirli sudan uzak duruyorlardır. TED وانا أامل ان البالغين من الاسماك يتفادون هذه المياه الملوثة
    Ben yukarı çıkıp senin uyuduğunu görüp ona bildirinceye kadar sudan bile çıkamazdı. Open Subtitles لم يكن يخرج من الماء إلا بعدما أصعد و أتأكد من أنك نائمة
    Sadece basit bir vampir olsaydı, sudan geçmek onu öldürürdü. Open Subtitles إذا كانت مصاصة دماء عادية فإن الصليب و الماء سيقتلانها
    O zaman, üşütmeden sudan çık artık, seni koca aptal. Geliyorum. Open Subtitles حسناً, أخرج من الماء قبل أن تصاب بالبرد أيها الأحمق الكبير.
    Bir şeyin beni sudan çıkarıp ona geri verdiğini söyledi. Open Subtitles لقد رأى فى الواقع شيئاً يرفعنى من الماء ويأخذنى إليه
    sudan çıkmış balık gibiyim. Daha önce hiç bu kadar hissetmemiştim. Open Subtitles أنا سمكة خارج الماء أنا أبداً ما أحسسته أكثر من اليوم.
    Ve bu da suç mahallinde, cesedi sudan çıkarttıktan sonra çektikleri fotograf. Open Subtitles وهذه تمّ إلتقاطها من مسرح الجريمة مباشرةً بعد إنتشال الجثة من الماء
    Dinleyin beni, üzerinde sudan başka bir şey olmayan basılı kağıt sattım sadece. Open Subtitles انصت إلي, لقد بعته ورقاً فارغاً بدون اي شيء غير الماء والطابعات عليه
    Yani sen, bu köpek ayılarla ve kurtlarla dövüşüyor ama sudan korkuyor diyorsun. Open Subtitles إذاً أنت تقول أن هذا الكلب يحارب الدببة والذئاب ولكنه يخاف من الماء
    Buz sesi sudan üç kat, havadan 15 kat daha hızlı iletir, yani belki de onları buz aracılığıyla duyabiliriz. Open Subtitles الجليد ينقل الصوت بثلاثة أضعاف سرعة الماء و 15 ضعفا من سرعة الهواء، لذا من الممكن سماعهم من خلال الجليد.
    sudan'a girin - 2.600.000 km kare çöl ve çalılık alan. Open Subtitles ادخل السودان ، مليون ميل مربع من الصحراء و الاشجار القصيرة
    Uranyum madeni sudan'dan İran'a götürüldü. Sonra sudan'a yüksek derecede arıtılarak geri getirildi. Open Subtitles اليورانيوم الخام ، شُحن من السودات الى ايران ويوعد الى السودان وهو مُخصّب
    Bilinen tek fotoğrafı bu bu da sudan'da bir İHA tarafından çekildi.. Open Subtitles تلك الصورة الوحيدة المعروفة له أخذت بواسطة طائرة بدون طيار فى السودان
    Onu sudan çıkardıklarından beri, tamamıyla farklı bir insan oldu. Open Subtitles منذ أن أخرجوها من المياه .. أصبحت شخص أخر تماماً
    Siz bana, sudan kaynaklanan tek bir şikayet, kayıtlı tek bir hastalık göstersenize. Open Subtitles قدموا لي شكوي رسمية واحدة, أو حالة مرضية موثقة ناتجة عن هذه المياه
    Elleriniz başınızın üzerinde olarak derhal sudan çıkın. Open Subtitles إخرجْ مِنْ الماءِ بأيديكَ مَرْفُوع اعلي مستوي رأسك
    Peki bu sudan yapılma şeyin tehlikeli olduğunu nereden biliyoruz? Open Subtitles إذاً كيف نعرف أن شيء المياة هذا خطير فعلاً ؟
    Ah, Kahire'de, sudan Genel Valisinin atanmasıyla ilgili Hidiv'e baskı yapması için Sör Evelyn Baring'i göreceğim. Open Subtitles سأرى سير ايفلين بارينج فى القاهرة انه سيضغط على الخديوى ليعينك الحاكم العام للسودان
    Biz aslında sudan oluştuysak, su ile çevriliysek, neden çok fazla su içmeye ihtiyacımız var? TED إذا كنا أساساً مخلوقين من الماء و محاطين بالماء ، لما لا يزال علينا شرب الكثير من الماء ؟
    O mayoyla yüzmek istemediğimi söyledim ama elimden tutup suya sürükledi tamamen suya girdim sudan çıktığımda çıplak görünüyordum. Open Subtitles لقد قلت له أننى لا أريد الإستحمام بها و لكنه أمسك بيدى و ظل يجرنى إلى الماء بطوال الطريق للماء
    Buradaki fark, biriyle yüzeysel bir havadan sudan konuşma yapmak ile gerçek, derinden bağlı ve göz teması olan bir şekilde sohbet etmek arasındaki fark. TED إنها تشبه الفرق بين خوض دردشة صغيرة سطحية مع أحدهم ونقاش أصيل مترابط بعمق وجهًا لوجه.
    Hükümetim bütün sudan işlerinden feragat ediyor. Open Subtitles حكومتي تنبذ كل تأثير على الشؤون السودانية.
    Bu ülkede arkadaşça bir düşünceyken sudan'da zalim bir söz. Open Subtitles جملة ودّية بهذا البلد ولكنها تهكّم قاسي بالسودان
    Kuraklıkla baş edebilirler ama sudan tamamen bağımsız yaşayamazlar. Open Subtitles يمكنهم التغلب على مسألة الجفاف، لكن لا يسعهم المواصلة من دون ماءٍ كلياً
    Balinalar, sudan çıkmış olan yavruları almazlar, ama hızları onları karaya sürükleyebilir ve sonra sıkışıp kalma tehlikesi ortaya çıkar. Open Subtitles تهاجم الحيتان الصغار التي خرجت للمياه لكن أحياناً يمكنهم نشاطهم من الصعود للشاطئ حيث هناك خطر حقيقي من أن تعلق هناك..
    sudan olu adam cikarmak size mi kaldi? Open Subtitles لماذا تنتشلون الأموات من النهر؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد