ويكيبيديا

    "sularda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المياه
        
    • مياه
        
    • المياة
        
    • المياهِ
        
    • مياة
        
    • وضعًا مبهمًا
        
    • التي تلعبها
        
    • الأعماقِ
        
    - Berbat,bu sığ sularda bize rehberlik edecek bir deniz subayına ihtiyacımız var Open Subtitles شاق ,نحن نحتاج الى ملاح ملاح يعرف طريقه فى تلك الغابه من المياه
    Annem, fırtınalı sularda yol alan bir firkateynin gücüne sahipti. Open Subtitles والدتي كانت قوة من حراثة الفرقاطة عن طريق المياه العكرة.
    Büyük Beyaz, tüm denizlerde varlığını sürdürebilir ama genellikle ılık sularda ve en sevdiği besin alanlarının yakınlarında bulunur. Open Subtitles مجال القرش الأبيض يمتد خلال جميع بحار العالم لكنه يوجد أغلب الاوقات في المياه المعتدلة بجوار مناطقه المفضلة للتغذية
    Aradım, ama uluslararası sularda olduğu için bir şey yapmayacaklarmış. Open Subtitles فعلت, لكنها مياه دولية لذا, لقد أخذوا ملاحظة عنها فقط
    Helikopterle aktif bir yanardağ gezisi, veya kristal berraklığında sularda yunuslarla beraber yüzmek. Open Subtitles حول بركان ودخانه في هليكوبتر او السباحة في مياه نقية جدا مع الدلافين
    O sularda 3 gün boyunca hiçbir iz bulamadan gezindim durdum. Open Subtitles ابحرت في هذه المياه لثلاثة أيام من دون أن اصطاد شيئاَ
    Görünüşe göre, kumsaldaki yumurtalar, yırtıcı hayvanlardan daha fazla korunur ve denizdeki soğuk sularda olacağından daha hızlı gelişirler. Open Subtitles يبدو أن وضع البيض على الشاطئ أكثر أمناً من الضواري ويتطور بأسرع من تطوره في المياه الباردة في البحر
    Sen daha dünyada yokken, ben bu sularda balık avlıyordum. Open Subtitles أنا أصطاد في هذه المياه من قبل أن تولد أنت
    Erkek sürüsü sığ sularda yayılarak spermlerini bir süt bulutu gibi saçıyor. Open Subtitles مجموعات الذكور تتحرّك عبر المياه الضحلة ويُخرجون منيّهم في سحوب لبنيّة واسعة
    Balıklar sığ sularda tek sıra olduklarında foklar şanslarını deniyorlar. Open Subtitles بينما توجه الأسماك الى المياه الضحلة، تحصل الفقمة على فرصتها.
    Bu etraftaki sularda bulabileceğiniz bir midye. Ve onu kayaya bağlayan ipler zamanlanmış...tam olarak iki sene sonunda çözünmeye başlıyorlar. TED هذه محارة تستطيع أن تجدها في المياه هنا. والخيوط التي تمسكها بصخرة موقوتة.. لسنتين تحديداً، ثم تبدأ بالذوبان.
    Fakat sığ sularda gerçekleşiyorsa 'dalga sığlaşması' adı verilen olay ortaya çıkar. TED لكن عندما يصل إلى المياه الضحلة، يحدث ما يسمى بالأمواج الضحلة.
    Belki de bu yaşlı okyanus canlılarının en etkileyici olanı Güney Kutbu cam süngeridir. O da buz gibi sularda 1000 yılı aşkın bir sürede hayatta kalabiliyor. TED ربما أكثر ساكنات المحيط المسنّة هذه إثارةً للإعجاب هو الإسفنج الزجاجي في القطب الجنوبي، والذي يمكنه البقاء على قيد الحياة لأكثر من 10000 سنة في المياه المتجمدة.
    Pasifik'in kuzey batısının fırtınalı kıyılarının ötesindeki soğuk sularda katil balina sürüleri yaşar. TED قبالة الساحل الوعر من المحيط الهادئ الشمالي الغربي، تسكن جماعات من الحيتان المياه المتجمدة
    Ama balıklar geri döndüğünde ve kestaneleri yiyerek popülasyonu kontrol altına aldığında, şu işe bakın ki, sığ sularda kelp ormanları büyümeye başladı. TED ولكن عندما عاد السمك وبدأ بالاقتات عليه وعلى تجمعاته بدات غابات عشب البحر المنخفضة بالنمو في المياه الضحلة.
    Bu mercan, bu sığ sularda 1954'teki deprem olana kadar mutlu mesut büyüyordu. TED ومن حسن الحظ أن الشعب المرجانية بدأت تتزايد في تلك المياه الضحلة، حتى 1954، عندما وقع الزلزال.
    Bu karadan çok uzakta, ekvatoral Atlas'ta, uluslararası sularda, yaklaşık bir kilometre derinlikte bulunan bir deniz dağında alınan bazı olağanüstü görüntüler. TED هذه صور مذهلة قادمة من جبل بحري على عمق كيلومتر تقريبا في مياه دولية في الأطلسي الإستوائي، بعيدا عن اليابسة.
    ...Ama Antartica'ya üç yolculuktan sonra,♪... ...sıcak sularda çalışmanın belki daha güzel olabileceğine karar verdim. TED و لكن بعد ثلاث رحلات للقطب الجنوبي، قررت أنه قد يكون من الأفضل أن أعمل في مياه أكثر دفئاً.
    Bu yerlerden birinin adı Kaplan Plajı idi, kuzey Bahamalar'da, kaplan köpekbalıklarının sığ sularda toplaştığı bir yer. TED واحد من المواقع تلك يدعى نمر الشاطىء في جزر البهاما الشمالية حيث نمر القرش يقع في المياة الضحلة
    Yukarıdaki güneş ışıklı sularda dolaşan yaratıkların yağdırdığı, bir deniz karı bu. Open Subtitles الثلج البحري، بقايا مِنْ المخلوقاتِ عَجّ في المياهِ المضاءة بنور الشمسِ فوق.
    Kötü sularda yüzüyoruz. Çok kötü sularda. Open Subtitles "لنقل أننا هنا في مياة عميقة يا "بوارو عميقة جداً
    Laurel, bilinmeyen sularda yüzüyoruz. Kendini en kötüsüne hazırlamanı öneririm. Open Subtitles (لورل)، إنّنا نواجه وضعًا مبهمًا الآن، وأقترح أن تتهيأي للأسوأ.
    Doğru, bazıları bunu etkili bir metod olarak görebilir, ama tehlikeli sularda yüzüyorsun, Frank. Open Subtitles أعتقد أن أحدهم سيجد وسيلة فعّالة لمعرفة هذا لكن هذه لعبة خطرة التي تلعبها يا(فرانك)
    Büyük sürüler kışı geçirdikleri derin bölgelerden göç ederek bu zengin sularda beslenmeye gelir. Open Subtitles تُهاجرُ الأسرابُ الضخمةُ مِنَّْهُاْ عبر الشتاء في الأعماقِ للتَغْذِية في هذه المياهِ الغنيةِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد