ويكيبيديا

    "sunan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تقدم
        
    • مذيعة
        
    • مذيع
        
    Şimdi, bu gerçek bir teklif ve gerçekten bu yatırımı sunan şirketler var, ama beni ilgilendiren tarafı çok farklı. TED الآن، هذا اقتراح جدِّي، وهناك العديد من الشركات التي تقدم مثل هذا الإستثمار، ولكن ما يثير اهتمامي بالأمر مختلف تمامًا.
    Ama size dışardaki bir görüntüyü, içine kendinizi yerleşiterek sunan birçok aynanın aksine, bu aynalar boş dönüyorlardı. TED لكن بعكس أغلب المرايا التي تقدم لك منظرا خارجيا لنفسك مثبتا في مكان، هذه المرايا تعود خاوية.
    Bütün bu parçalar Basquiat’ın huzursuz ve üretken zihninin fiziksel kanıtlarını sunan bir ağ oluşturur. TED وجميع هذه اللوحات تُكون شبكة تقدم دليلًا ماديًا على عقل باسكيات الخصب الذي لا يهدأ.
    Bir de kanal 9'da hava durumu sunan kız var ki... Open Subtitles بالأضافة الى مذيعة الاحوال الجوية على القناة التاسعة
    Hey, Kent hâlâ hava durumu sunan kızların hangi şehirde olduklarını tahmin etme yarışmanız var mı? Open Subtitles ( كينت) ، أما زال لديكم المسابقة.. حيث نخمن المدينة التي بها مذيعة النشرة الجوية؟
    Sanırım bir de şu Kanal 9 da haber sunan bayan vardı. Open Subtitles و"مذيعة الاخبار من القناة التاسعة"
    Mesela hava durumunu sunan adamın adını asla hatırlayamıyorum. Open Subtitles مثل انني لا استطيع تذكر اسم مذيع الطقس الذي أعجبني
    Selam. Haberleri sunan Logan Fell'i gördün mü? Open Subtitles (مرحباً, أرأيتَ(لوغانفِل , مذيع ألأخبار ؟
    İki sedye, üç hemşire meşrubat sunan yaşlı bir hanım ve bol bol da sandalye olacak. Open Subtitles سيكون هنالك سلتين مهملات, وثلاث ممرضات على الاقل سيدة كبيرة في السن تقدم المشروبات, والكثير من الكراسي
    Bakin, biz bütün hizmetleri birarada sunan ayakta kalmis birkaç firmadan biriyiz, ...eger büyümezsek, müvekkillerimiz büyüyen firmalara gidecektir. Open Subtitles نحن من الشركات القليلة الباقية التي تقدم خدمات شاملة وإن لم نتوسع فسيتركنا عملاؤنا إلى شركة تتوسع
    Oysa böyle bir özelliği vatandaşlarına sunan bir demokrasi yok Ne yasama çalışması ne de bütçe için bunu kullanan birilerini görmek imkansız. Bizim namımıza ve paramızla yapılmasına rağmen. TED ليس هنالك ديمقراطيه في اي مكان في العالم تقدم هذه الميزه لمواطنيها سواء في التشريع أو الميزانيات، على الرغم من هذه الامور تمت مع موافقتنا وبأموالنا.
    Hayvanlara polenlerin taşınması karşılığında birtür tatlı -- enerji verici-- madde sunan bitkiler görüyoruz. TED حيث تقدم النباتات لتلك الحيوانات بدائل " سكرية " لكي تحمسها مقابل قيامها بنقل حبوب اللقاح
    Burası, sabah yayını Kalabalıkta Bir Yüz'ü sunan Kuzeydoğu Arkansas'ın sesi KGRK radyosu. Open Subtitles هذه إذاعة " ك.ج.ر.ك " ، صوت شمال شرق آركانساس تقدم لكم سمة الصباح "وجه فى الزحام "
    Hava durumu sunan kız. Open Subtitles مذيعة الأحوال الجوية !
    Akşam haberlerini sunan Rick mi? Open Subtitles ريك) مذيع الأخبار المسائية ؟ )

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد