dediğini hatırlıyorum. Türkiye'de şuan bütün mültecileri saydığınızda iki milyon üç yüz bin ya da buna yakın bir rakam var. | TED | ولكن تحتوي تركيا حاليا على ما يقارب 2مليون و300 ألف شخص أو شيء من هذا القبيل، إذا قمت بحساب عدد اللاجئين. |
Anneannem gibi kadınların Türkiye'de yaptıkları bir başka şey de aynaları kadifelerle örtmek veya ters çevirerek duvara asmaktır. | TED | أمر آخر تفعله نساء كجدتي في تركيا هو تغطية المرايا بقماش من القطيفة, أو تعليقها على الجدران وهي مقلوبة. |
Sizi burada teste tabi tutmayacağım ama aralarında en yüksek olanı Türkiye, Polonya, Rusya, Pakistan ve Güney Afrika. | TED | لن أضعكم في امتحان هنا، ولكنها تركيا هي الأعلى في نسبة وفيات للأطفال، و بولندا وروسيا وباكستان وجنوب إفريقيا |
- Sen ona bakma. Türkiye'de herşey mümkündür. Seni kaçakçılıktan suçlamayabilirler. | Open Subtitles | كل شيء محتمل في تركيا انهم قد لا يعاقبونك على التهريب |
Duyduğum ve de şahsen inandığım bir hikayede Türkiye'deki günleri anlatılıyor. | Open Subtitles | قصه اخبرها لي بعض الفتيان.وهي التي اصدقها من ايامه في تركيا |
Almanya'nın, Türkiye'nin, İngiltere'nin Ortadoğu'da ilerlemesine karşı, dayanmasına ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | إحتاجت ألمانيا صمود تركيا ضدّ التقدّم البريطاني فى الشرق الأوسط |
Türkiye sizinle gurur duyuyor diye, sizi hala oturuyor musunuz? | Open Subtitles | بينما الأطفال يهتفون إن تركيا فخورة بكم إنهم يصرخون بالخارج |
Türkiye ucuz, ama Hırvatistan ilk buluştuğumuz yer, o yüzden iyi olacak. | Open Subtitles | تركيا رخيصه لكن كرواتيا حيث ألتقينا أول مره لذا هذا سيكون لطيفاً |
Gezegenin en büyük petrol ve gaz kaynaklarından bazıları Türkiye'nin doğusunda Orta Asya'dan Afganistan'a uzanan hat üzerinde yer alır. | Open Subtitles | بعضا من أكبر حقول النفط و الغاز في العالم موجودة في شرق تركيا في حزام عبر آسيا الوسطى حتى أفغانستان |
Çinliler'in ve Ruslar'ın Türkiye'den daha fazla teklif vereceğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرف أن الصينيين والروس سيخرجون تركيا من المزايدة ليحصلوا عليه |
Sırbistan'daki havaalanını, Moskova, Paris arası hızlı tren hattını, Türkiye'deki gaz boru hatlarını, Makedonya'daki bir otoyol köprüsünü o destekliyor. | Open Subtitles | مطارات في صربيا، خط سكة حديد سريع بين موسكو وباريس وخطوط أنابيب غاز في تركيا ورسوم عبور الجسر في مقدونيا. |
Türkiye'nin Ermeni topluluğu içinde daha birkaç ay önce yaşandı. | TED | في المجتمع الارميني في تركيا منذ عدة شهور |
Bu ülke benim ülkem; Türkiye. | TED | وهي الدولة التي قدمت منها .. انها تركيا |
Türkiye asla sömürgeleştirilmedi. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra bağımsız bir ulus olarak kaldı. Bunu akılda tutmamız gerekir. | TED | لان تركيا لم تُستعمر لذا بقيت دولة مستقلة بعد اندثار الامبرطورية العثمانية ولهذا |
İkincisi ve en önemlisi, Türkiye, bir demokrasiye bahsettiğimiz tüm ülkelerden daha erken dönüştü. | TED | ويضاف الى ذلك .. امرٌ اكثر اهمية ان تركيا تحولت الى دولة ديموقراطية قبل العديد من الدول التي نتحدث عنها |
1950'de Türkiye ilk özgür ve adil seçimlerini yaptı. Daha otokratik, laik rejim böylece sona erdi, ki bu rejim Türkiye'nin doğuşuydu. | TED | ففي 1950 جرت اول انتخابات حرة في تركيا والتي انهت عصر الاستبداد العلماني وكانت تلك الانتخابات بداية انطلاقة تركيا |
Türkiye'deki dindar Müslümanlar, politik sistemi oy kullanarak değiştirebileceklerini gördüler. | TED | ووجد المحافظون الاسلاميون في تركيا ان التصويت هو الوسيلة الوحيدة للتغيير في تركيا |
İkincisi, son yirmi yıl içinde, küreselleşme sayesinde, pazar ekonomisi sayesinde, orta sınıfın yükselmesi sayesinde, Türkiye'de, benim tanımımla İslami çağcılığın yeniden doğuşunu gördük. | TED | كما انه في العقدين الأخيرين .. وبفضل العولمة واقتصاد السوق وبفضل نمو الطبقة الوسطى رأينا في تركيا ما اسميه انا اعادة ولادة الحداثة الاسلامية |
Çünkü Türkiye'den bir ürün alırsanız veya başka bir yerden, etiketi Türkçe değil, öyle ise bu yerel bir ürün değil. | TED | لأنه إذا وصلكم أي إنتاج من تركيا أو غيرها ليس مكتوبًا عليه باللغة التركية فإنه ليس إنتاجًا محليًّا. |
Bana Türkiye kıyılarında ki Ermenilerin durumunu aratırmayı planladığınız söylendi. | Open Subtitles | قيل لي أنك تخطط للتحقيق محنة الأرمن على الساحل التركي. |
Türkiye'deki üslerimizden birindeki çalıntı silahlar bölümüne girilmesine yardım etmiş. | Open Subtitles | ساعد فى اقتحام حلقة الاسلحة المفقودة من احد قواعدنا بتركيا |
Bunun yerine, tekstil fabrikalarını kurmak için Türkiye ve Meksika'yı seçtiler. Çünkü eğitim seviyeleri %25 ile %30 arasındaydı. | TED | فلقد اختاروا المكسيك وتركيا عوضاً عن ذلك لنصب مصانع القماش لأن مستوى تعليمهم كان حوالي 25 إلى 30 بالمئة |
Khosrow, dağlardan saklana saklana önce Türkiye'ye oradan İsveç'e kaçtı. | Open Subtitles | خوسرو هرب الى تركيا عبر الجبال ومنها الى السويد |
Ülke olan Türkiye, hindi değil. | Open Subtitles | في تركيا لا يوجد ديك رومي. |
Türkiye' nin yaşam dolu renkleri, akıl almaz bir hızda ölüm rengine dönüştü. | Open Subtitles | الألوان اللامعة لتركيا قد أفسح مكانًا للون الموت بالسّرعة العالية بشكل غير معقول |