"tanığın" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الشاهد
• الشاهدة
• شاهد
• الشهود
• شهود
• شاهدك
• شاهدة
• للشاهد
• لشاهد
• شاهداً
• شاهدنا
• حجة غياب
• للشاهدة
• عذر غياب
• شاهدين

Lordum, itiraz etmek zorundayım. Saygın dostum tanığın ağzına kendi sözlerini yerleştiriyor.
سيدى ، اٍننى أعترض ، اٍن صديقى يضع الكلمات على فم الشاهد

tanığın söylediğine göre, oradan itibaren gidecekleri yere kadar 720 kilometre yolları varmış.
من هناك قال الشاهد أن عليهم قطع مسافة 450 ميل ليصلوا إلى وجتهم

Ben bu tanığın ifade vermemesi için hiçbir geçerli sebep göremiyorum.
لا أرى أى داع ألا تكون هذه الشاهدة مؤهلة للقيام بالشهادة

Makul sebeplerle bir tanığın peşini bıraktığımız ilk sefer değil.
ألن تكون المرة الأولى من الإبتعاد من شاهد لأسباب ذكية

Kusura bakmayın Dedektif ama bilmeniz gerekir ki korunan bir tanığın bilgileri gizlidir.
عفوا ، أيتها المحققة ، لكن معرفة بيانات الشهود ، حماية سرية تماماً

Beck, kızınızı tanığın olmayacağını bildiği ıssız bir bölgeye götürüyor.
بيك أخذها لمنطقة معزولة حيث لا يوجد شهود.

Senin tanığın müzmin bir suçlu. Son uyuşturucu davasından yakayı sıyırmak istiyor.
شاهدك مجرم معتاد يحاول الإفلات من تهمة تعاطيه المخدرات الأخيرة

tanığın kim olduğunu bilmiyorum, ama emin olun ki ben değilim.
لا أدري بالضبط من الشاهد لكنني أؤكد لك أنه ليس أنا

Bu tanığın, davalıyla itham edildiği suçları işledikten sonra tanıştığını biliyor olmanız gerekir.
أنت تعلم أن هذا الشاهد لم يقابل المتهمه الابعدما قامت بالتهم المنسوبه لها

Eski patronun çeneni kapalı tutarsan tanığın icabına bakacağını mı söyledi?
رئيسك القديم أخبرك إذا أبقيت فمك مغلقاً، سيهتم بأمر الشاهد عنك؟

Sayın Hâkim, Bayan Florrick tanığın cümlesini bitirmesine izin vermedi.
سيادة القاضيه ،والسيدة فلوريك لم تسمح الشاهد للإجابة بشكل كامل

Sayın Yargıç, sadece kayıtlar için tanığın hayali bir mikrofona konuştuğunu belirtmek istiyorum.
سيادتك، أريد أن يتم تدوين ذلك أنّ الشاهد يتحدث لـ ميكروفون خيالي ..

Mahkeme yalan söylemiş olabilecek bir tanığın söylediklerine dayanarak benim savunmamı sınırladı.
المحكمة حددت دفاعي بناءا علي شهادة الشاهدة التي ربما ارتكبت الشهادة الزور

Bu sayı tanığın bir rekoru olduğunu belirtiyordu.
الرقم يشير إلى أن هذه الشاهدة لديها سجل.

Olasi bir tanığın peşine düşmenin tamamen zaman kaybı olduğunu düşünüyor.
انها تفكر ان البحث عن شاهد محتمل هو مضيعه تامه للوقت

35. bölgedeki arkadaşımdan öğrenebildiğim tek şey yeni bir tanığın ortaya çıktığı oldu.
كل ما خرجت به من صديقي من التحريات هو أن شاهد جديد تقدم

...dokuz tanığın yedisinin fikir değiştirmesi bir şey ifade etmedi.
أن نقض سبعة من الشهود لشهاداتهم لم يعن لهم شيئًا.

Başka bir tanığın adamı sıradayken seçebilmesini anlıyorum.
لكنّي علمت أن واحدًا من الشهود ميّيّز في ذاك الوقت

Ben dans salonunda, yarım mile ötede 50 tanığın gözü önündeydim.
كنت في قاعة الرقص، وعلى مسافة نصف ميل بعيدا، أمام 50 شهود.

Anahtar tanığın, Vance Foster, ...yolsuzluk suçlamaları nedeniyle devlet tarafından araştırılıyormuş.
شاهدك الرئيس فينس فوستر كان يخضع للتحقيق من قبل الولاية بتهمة الاختلاس

tanığın vardı ve kamu avukatın kaçmasına izin mi verdi?
كان لديك شاهدة إثبات وسمحت لها محامية الدفاع العام بالإفلات؟

Jüri, tanığın ifadesindeki son cümleyi dikkate almayacak.
هيئة المحلفين سوف تتجاهل البيان الأخير للشاهد

Bir şeyi netleştirmeme izin ver, potansiyel bir tanığın kaçması için ona para mı verdin yani?
حسناً، فقط لأفهم هذا جيداً، دفعت المال لشاهد محتمل لتساعديها على الهرب؟

Johnny Crowder'la diğerleri öldürüldüğünde, Boyd'un yanında olan tanığın adını verdi.
لقد أعطاني شاهداً كان مع بويد عندما قُتل جوني كراودر والبقيّة

Ama muhtemelen bu bilgilerin en işe yarar olanı tanığın konuştuğunuzu duyduğu şeyler.
و لكن ربما أكثر نفعا من تلك المعلومات هي المحادثة التي سمعها شاهدنا

Cinayet saati için bir görgü tanığın yok.
ولا تملكين حجة غياب لهذه المسألة في الإطار الزمني

Jüri tanığın son söylediklerini dikkate almasın, mahkemede almayacak. - Savcılık, soru soracak mısın?
لجنة المحلفين ستتجاهل الإدلاء الأخير للشاهدة و المحكمة بالمثل

Görgü tanığın bile geçersiz sayılır.
لديك عذر غياب واهٍ.

Kim birini öldürmek için üç tanığın olduğu kapalı bir alanı seçer ki?
وللأسف لدينا أربع شاهدين على الجريمة