Lordum, itiraz etmek zorundayım. Saygın dostum tanığın ağzına kendi sözlerini yerleştiriyor. | Open Subtitles | سيدى ، اٍننى أعترض ، اٍن صديقى يضع الكلمات على فم الشاهد |
tanığın söylediğine göre, oradan itibaren gidecekleri yere kadar 720 kilometre yolları varmış. | Open Subtitles | من هناك قال الشاهد أن عليهم قطع مسافة 450 ميل ليصلوا إلى وجتهم |
Ben bu tanığın ifade vermemesi için hiçbir geçerli sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لا أرى أى داع ألا تكون هذه الشاهدة مؤهلة للقيام بالشهادة |
Makul sebeplerle bir tanığın peşini bıraktığımız ilk sefer değil. | Open Subtitles | ألن تكون المرة الأولى من الإبتعاد من شاهد لأسباب ذكية |
Kusura bakmayın Dedektif ama bilmeniz gerekir ki korunan bir tanığın bilgileri gizlidir. | Open Subtitles | عفوا ، أيتها المحققة ، لكن معرفة بيانات الشهود ، حماية سرية تماماً |
Beck, kızınızı tanığın olmayacağını bildiği ıssız bir bölgeye götürüyor. | Open Subtitles | بيك أخذها لمنطقة معزولة حيث لا يوجد شهود. |
Senin tanığın müzmin bir suçlu. Son uyuşturucu davasından yakayı sıyırmak istiyor. | Open Subtitles | شاهدك مجرم معتاد يحاول الإفلات من تهمة تعاطيه المخدرات الأخيرة |
tanığın söylediğine göre, oradan itibaren gidecekleri yere kadar 720 kilometre yolları varmış. | Open Subtitles | من هناك قال الشاهد أن عليهم قطع مسافة 450 ميل ليصلوا إلى وجتهم |
tanığın kim olduğunu bilmiyorum, ama emin olun ki ben değilim. | Open Subtitles | لا أدري بالضبط من الشاهد لكنني أؤكد لك أنه ليس أنا |
Bu tanığın, davalıyla itham edildiği suçları işledikten sonra tanıştığını biliyor olmanız gerekir. | Open Subtitles | أنت تعلم أن هذا الشاهد لم يقابل المتهمه الابعدما قامت بالتهم المنسوبه لها |
Eski patronun çeneni kapalı tutarsan tanığın icabına bakacağını mı söyledi? | Open Subtitles | رئيسك القديم أخبرك إذا أبقيت فمك مغلقاً، سيهتم بأمر الشاهد عنك؟ |
Sayın Hâkim, Bayan Florrick tanığın cümlesini bitirmesine izin vermedi. | Open Subtitles | سيادة القاضيه ،والسيدة فلوريك لم تسمح الشاهد للإجابة بشكل كامل |
Sayın Yargıç, sadece kayıtlar için tanığın hayali bir mikrofona konuştuğunu belirtmek istiyorum. | Open Subtitles | سيادتك، أريد أن يتم تدوين ذلك أنّ الشاهد يتحدث لـ ميكروفون خيالي .. |
Mahkeme yalan söylemiş olabilecek bir tanığın söylediklerine dayanarak benim savunmamı sınırladı. | Open Subtitles | المحكمة حددت دفاعي بناءا علي شهادة الشاهدة التي ربما ارتكبت الشهادة الزور |
Bu sayı tanığın bir rekoru olduğunu belirtiyordu. | TED | الرقم يشير إلى أن هذه الشاهدة لديها سجل. |
Olasi bir tanığın peşine düşmenin tamamen zaman kaybı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انها تفكر ان البحث عن شاهد محتمل هو مضيعه تامه للوقت |
35. bölgedeki arkadaşımdan öğrenebildiğim tek şey yeni bir tanığın ortaya çıktığı oldu. | Open Subtitles | كل ما خرجت به من صديقي من التحريات هو أن شاهد جديد تقدم |
...dokuz tanığın yedisinin fikir değiştirmesi bir şey ifade etmedi. | Open Subtitles | أن نقض سبعة من الشهود لشهاداتهم لم يعن لهم شيئًا. |
Başka bir tanığın adamı sıradayken seçebilmesini anlıyorum. | Open Subtitles | لكنّي علمت أن واحدًا من الشهود ميّيّز في ذاك الوقت |
Ben dans salonunda, yarım mile ötede 50 tanığın gözü önündeydim. | Open Subtitles | كنت في قاعة الرقص، وعلى مسافة نصف ميل بعيدا، أمام 50 شهود. |
Anahtar tanığın, Vance Foster, ...yolsuzluk suçlamaları nedeniyle devlet tarafından araştırılıyormuş. | Open Subtitles | شاهدك الرئيس فينس فوستر كان يخضع للتحقيق من قبل الولاية بتهمة الاختلاس |
tanığın vardı ve kamu avukatın kaçmasına izin mi verdi? | Open Subtitles | كان لديك شاهدة إثبات وسمحت لها محامية الدفاع العام بالإفلات؟ |
Jüri, tanığın ifadesindeki son cümleyi dikkate almayacak. | Open Subtitles | هيئة المحلفين سوف تتجاهل البيان الأخير للشاهد |
Bir şeyi netleştirmeme izin ver, potansiyel bir tanığın kaçması için ona para mı verdin yani? | Open Subtitles | حسناً، فقط لأفهم هذا جيداً، دفعت المال لشاهد محتمل لتساعديها على الهرب؟ |
Johnny Crowder'la diğerleri öldürüldüğünde, Boyd'un yanında olan tanığın adını verdi. | Open Subtitles | لقد أعطاني شاهداً كان مع بويد عندما قُتل جوني كراودر والبقيّة |
Ama muhtemelen bu bilgilerin en işe yarar olanı tanığın konuştuğunuzu duyduğu şeyler. | Open Subtitles | و لكن ربما أكثر نفعا من تلك المعلومات هي المحادثة التي سمعها شاهدنا |
Cinayet saati için bir görgü tanığın yok. | Open Subtitles | ولا تملكين حجة غياب لهذه المسألة في الإطار الزمني |
Jüri tanığın son söylediklerini dikkate almasın, mahkemede almayacak. - Savcılık, soru soracak mısın? | Open Subtitles | لجنة المحلفين ستتجاهل الإدلاء الأخير للشاهدة و المحكمة بالمثل |
Görgü tanığın bile geçersiz sayılır. | Open Subtitles | لديك عذر غياب واهٍ. |
Kim birini öldürmek için üç tanığın olduğu kapalı bir alanı seçer ki? | Open Subtitles | وللأسف لدينا أربع شاهدين على الجريمة |