Önemli olan tanışmış olmamız ve aramızda her şeyin mükemmel gitmesi. | Open Subtitles | مايهم بأننا تقابلنا وكيف هذا الشيء جيد بالنسبة لنا |
tanışmış mıydık? | Open Subtitles | هل تقابلنا من قبل ؟ حسناً ، سأقوم بضربها |
Twelve Oaks'da yüzbaşı Butler ile tanışmış mıydın Scarlett? | Open Subtitles | هل قابلت الكابتن بتلر في تولف أوكس يا سكارليت ؟ |
tanışmış olabiliriz ama pek akılda kalıcı bir tipin yok. | Open Subtitles | من الممكن أننا التقينا لكن لا تتمتع بوجه جدير بالذكر |
Üvey babası David Sadler, Becky ile Katrina sayesinde tanışmış olabilir, değil mi? | Open Subtitles | زوج ام كاترينا ديفيد سالدر الذي قابل بيكي من خلال كاترينا، أليس كذلك؟ |
Bir gün çok güzel bir kızla tanışmış. | Open Subtitles | الذي التقى ميكى الرائعة التى كانت، أوه، جميلة جدا. |
Eşi ile 15 yaşında bir garsonken Michigan'da küçük bir barbekü dükkanında tanışmış. | TED | التقت بزوجها عندما كانت في الخامسة عشر من عمرها وتعمل كنادلة في محل للمشويات بميتشغن. |
Başka bir durumda tanışmış olsaydık uzun bir süre takılabilirdik. | Open Subtitles | إن كنا تقابلنا بمكان آخر كنا لنصبح صديقتين |
Eğer üniversitede tanışmış olsaydık ilişkimiz muhtemelen yürüyebilirdi. | Open Subtitles | إذا كـُنـّا تقابلنا في الجامعة كـُنـّا سنـُحاول على الأرجح تطوير العلاقة بيننا |
Asıl ilginç olan şey Rufus'la kilisede tanışmış olmamız. | Open Subtitles | حسناً ، الشيء المضحك أنا و روفيس تقابلنا في كنيسـة |
Arkeolog Carl Bugenhagen'le tanışmış mıydınız? | Open Subtitles | هل قابلت فى حياتك عالم الآثار كارل بوجنهاجن ؟ |
Babası ile orda tanışmış. | Open Subtitles | اسم قرية في فرنسا حيث لم يكونوا يعرفوا من هى سارة لي وحيث قابلت والد فرانك |
İki yıl önce Niky Jager'ın kardeşi Debbie zengin bir Fransızla tanışmış... ve bir ay boyunca, adamın yatıyla Akdeniz'de dolaşmışlar. | Open Subtitles | منذ سنتان اخت نيكي جاجر يا فتاه ، قابلت الفتى الثرى وقضت شهر من الإبحار البحر الابيض المتوسط على يخته |
Yeni tanışmış olsaydık bunun cevabın tamamı olduğuna ikna olurdum. | Open Subtitles | ولو أننا التقينا للتو سأصدق أن هذا هو الأمر برمته |
Seninle bu koşullar altında tanışmış olmaktan çok üzgünüm Eve. Ben Cristy. Cristy Keane. | Open Subtitles | آسفة أننا التقينا فى ظل هذه الظروف يا إيف أنا كريستى ، كريستى كين |
Bu kızla tanışmış olsaydı, hayatını mezeci olarak geçirirdi. | Open Subtitles | لو انه قابل هذه الفتاة لكان افتتح دكان معلبات نعم. |
Çünkü burada yaşasaydın, mutlaka tanışmış olurduk. | Open Subtitles | إذا كنت تعيش هنا، كنا قد التقى قبل الآن. |
Şu, yakışıklı ibne adam ile sokakta mı tuvalette mi ne tanışmış. | Open Subtitles | هنا, وفي استراحة عامة, التقت بذلك المقامر الصغير الجميل |
Eğer farklı koşullar altında tanışmış olsaydık arkadaş olur muyduk? | Open Subtitles | لو كنا إلتقينا في ظروف مختلفه أممكن أن نكون أصدقاء؟ |
Belki seninle daha önce tanışmış olsaydım, hayatım bambaşka olurdu. | Open Subtitles | لربما إن قابلتك في وقتٍ قريب لكانت حياتي مختلفة كلياً |
Dedektif, sizinle o zamanlar tanışmış olsaydım, beni atış poligonuna götürmenizi isterdim. | Open Subtitles | أيها المحقق.. لو كنت التقيت بك وقتها.. لأردتك أن تصطحبني لميدان الرماية |
Çünkü, benim tanışmış olduğum, kendi burnunu talimat olmadan bulamıyordu. | Open Subtitles | لأنّ من قابلته لا يستطيع لمس أنفه بدون إرشادات |
Henüz tanışmış olduğun her kişiyi öldürme planın olduğundan emim olma. | Open Subtitles | تتأكد من وضع خطط لقتل كل شخص إلتقيت به من قبل |
Arkadaşı değildiyse insanların rastgele sohbetler ile bir araya geldiği bir yerde tanışmış olmalılar. | Open Subtitles | إذا لمْ يكن صديقاً، فلابدّ أنّه إلتقى معه في مكان ما حيث يفتتح الناس حديثاً عفوياً. |
O kadının da kimsesi yoksa yetimhanede tanışmış olabilirler. | Open Subtitles | ،إذا كانت هذه المرأة، أيضاً، ليس لديها والدان هناك إحتمال أنهما تقابلا في هذا النوع من الملاجئ |
Sadece onun seni hak ettiğinden emin olmaya çalışıyorum. Biriyle tanışmış olman harika. | Open Subtitles | أنا أتمني فقط أن يكون مناسباً لكِ أعتقد أنه من الرائع أنكِ قابلتِ شخص ما |
Ama daha iyi biriyle tanışmış, kahverengi saçları olan, | Open Subtitles | ولكن إلتقت رجل أفضل مع شعره المتوسطة البني، و |