Sanırım artık Goren'ın tanıklığı için endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لا اعتقد انك ستقلق بشأن شهادة جورين بعد الان |
Sanırım artık Goren'ın tanıklığı için endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لا اعتقد انك ستقلق بشأن شهادة جورين بعد الان |
Tamam bakalım. Biz bir cinayet için görgü tanıklığı yapacak adamı buluyoruz ondan sonra da adam gidip birini vuruyor. | Open Subtitles | أجل، لنرَ انتهينا من قضية قتل بفضل شهادة شاهد |
tanıklığı, konu dışı, sebepsiz ve önemsizdir. | Open Subtitles | شهادتها غير متسقة، وغير منطقية وغير هامة. |
Herneyse, onun tanıklığı da kuşak kadar iyi bunu ona benim vermediğim açık | Open Subtitles | شهادته ستصبح جيدة لأنه يعلم بأنني لم أعطي له الحزام |
Eskortun tanıklığı jüriyi kötü mü etkileyeceğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنين أن هيئة المحلفين سوف تشكك بشهادة واحدة مرافقة؟ |
Git! Su al ve bu iğrenç tanıklığı ellerinden yıka. | Open Subtitles | امضِ، أحضر ماءً تغسل به ما على يديك من قذارةٍ تشهد على فعلتك |
Ama Chloe'nin tanıklığı olmadan muhtemelen serbest kalacaksın. | Open Subtitles | بدون شهادة كلوى، من المحتمل أنك ستخرج من هنا حرا. |
Bunun dışında, Peder Moore'un tanıklığı savunması için hayati önem taşıyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن شهادة الأب مور تعتبر حاسمة |
Phoenix'in gözde hırsızı buradaki iyi arkadaşımızın tanıklığı için teşekkür ediyor. | Open Subtitles | على لص فونيكس المفضل، بفضل شهادة صديقنا الشهم |
Şu beyin tanıklığı huzurunda açıkça belirtmek isterim ki, çok hoş ve şaşırtıcı... yetenekleriniz olduğundan eminim. | Open Subtitles | أود الذكر بلا لبس مع شهادة هذا المتصلب أنه ليس لدي أدنى قطرة من الشك |
Bu adamın tanıklığı uzarsa ve bir gün daha kalması gerekirse diye gerekli düzenlemeler yapıldı mı? | Open Subtitles | هل لديك أى ترتيبات فى حالة نشر شهادة هذا الرجل ووبقى يوماً آخر؟ |
Yani kalp vuruşu tek başına tanıklığı engeller. | Open Subtitles | اذاً تهديد بضربة القلب وحده كافي لمنع شهادة |
Bayan Vail'in tanıklığı artık güvenilir değil. | Open Subtitles | واقع , شهادة انسة فيل الان اقل من الموثوق بها |
Babasının katilinin hapse girmesi için kızın tanıklığı lazım, değil mi? | Open Subtitles | لكنك تحتاجين شهادتها لحبس قاتل والدها صحيح ؟ |
Bunları daha önce de yaşadık. Ama böyle olunca tanıklığı da kariyeriyle beraber yok olup gidiyor. | Open Subtitles | لقد أحطنا بهذا الموضوع كله لكن بهذه الطريقة، تنتهي شهادتها مع إنتهاء مهنتها |
tanıklığı jüriyi onun koluna iğneyi saplamaya ikna edecek kadar güçlü değil mi? | Open Subtitles | شهادتها غير قوية كفاية لإقناع هيئة المُحلفين لوخز إبرة فى ذراعه ؟ |
tanıklığı sırasında bunu o ortaya attı bu yüzden yasal olarak tekrar dile getirebilirsin. | Open Subtitles | لقد أظهر ذلك خلال شهادته لذلك يمكنك قانونياً ان تعيد تقديمها |
Onun tanıklığı neredeyse tüm örgütü devirdi. | Open Subtitles | شهادته أدت إلى القضاء على المنظمة بكاملها تقريباً |
Darby'nin tanıklığı ile Ames ölüm cezasına çarptırılacak. | Open Subtitles | و بشهادة (داربي) سيكون (ايمز) في صف القتلة |
Hayır ama, eğer eyalet Tasha aleyhinde baskı hissederse, Lux'ın tanıklığı gerekebilir. | Open Subtitles | لا, لكن إذا اختارت الولاية توجيه الاتهامات على تاشا حينها يجب على لاكس أن تشهد |
Brown cinayetleri davasının şüphelilerindendin fakat kız kardeşinin tanıklığı sayesinde yakanı kurtardın. | Open Subtitles | كنـت شخص مهتم بـ قضايا جرائم قتل الـ بـراون لاكـنك لم تكن متهم بسبب اثبات اختك عذر غيابك |