"tanıkları" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الشهود
• شهود
• حجة
• الشاهدين
• الشّهود
• وصفوا
• عيان
• للشهود
• شهودا
• وشهود
• والشهود
• شُهود
• شهوداً
• شاهد العيان

O sabah, yatak odasından çıktıktan sonra kardeşimle konuşmuş olan tanıkları dinleyin, Kardinalim.
لنسمع الشهود الذين تحدثوا مع أخى فى صباح اليوم الذى غادر به مخدعه.

Şef, görgü tanıkları kızları merdivelerde ve tuvaletin dışında gördüklerini söylüyorlar.
يا رئيس، الشهود رأوا مراهقات خرجوا من غرفة الإستراحة وصعدوا السلالم

Görgü tanıkları, silah seslerinden öyle korkmuşlar ki ateş edene iyice bakamamışlar.
الشهود كانوا خائفين من إطلاق النار فلم يلقي أحدهم نظره جيده عليه

Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda birçok yaralanma olduğunu söylüyor.
وقد أفاد شهود العيان أنه أصيب بعدة جروح.

Çok küçük bir miktarda görgü tanıkları tarafından çekilmiş, transeksüel ve cinsiyet uyumsuz insanlara karşı suistimal içeren videoları topladık.
أخذنا عيّنة صغيرة جدًا جدًا من تسجيلات شهود عيان تعرض إساءات في حق المتحولين جنسيًّا أو غير المتطابقين لجنسهم

Ayak izleri bırakıyor, tanıkları korkutuyordu ama sadece sıradan bir köpekti.
مخلفاً آثار اقدام، ويخيف الشهود لكن لاشيء أكثر من كلب عاديء

Tamam, diğer arabadaki görgü tanıkları bir şey görmüş mü?
ماذا بخصوص الشهود في السيارة الأخري؟ هل شاهدوا أي شيء؟

Görgü tanıkları bilgisayar odasında ya da yakınlarında kimseyi farketmemiş.
الشهود لم يلاحظوا أي شخص داخل أو قرب غرفة الحاسوب

O resimden aradığımız adamı teşhis edebilcek görgü tanıkları var.
لديهم العديد من الشهود الذين يمكنهم التعرف على رجلنا من هذه الصورة

Evet, tabii ki. Senin dışındaki tüm tanıkları çıkarmak istiyorum.
نعم,بالطبع, اننى اخطط ان اهدم حجة كل الشهود

Üstüne birşey atmasını söyle ve bu kez tanıkları da olsun.
أخبره أن يحصل على شيء ضدة ويحصل على بعض الشهود في هذا الوقت

Görgü tanıkları yere otuz derecelik bir açıyla vuran parlak bir ışıktan bahsettiler.
وصف الشهود ضوء ساطع تقريبا 30 درجة في الأفق.

Bu dava sürecini oluşturmak ve tanıkları.., ...bulmak için epey uzun bir vakit ve çok para harcadık, Sayın Hakim.
لقد بذل الادعاء مجهوداً عظيماً وتكلفة كبيرة للعثور على هؤلاء الشهود.

Ama, onun daha önce tanıkları vardı. Bu sefer o yalnızdı.
في المرات السابقة كان هناك شهود وهذه المره هو بمفرده

Beni orda dururken gören görgü tanıkları var kanlı bir kılıçla ve etrafımda kimse yokken.
لديهم شهود عيان رأوني واقفة هناك ومعي سيف مغطى بالدماء ولم يكن هناك أحد آخر حولي

Aslında cinayeti yakından görmüş bir tanıkları yok.
هم حصلوا على شهود عيان هم لايدعون ان يكون عندهم شخص ما بالفعل الذي راى الجريمة

Sözüm ona yasayı temsil eden kurumların eylemlerinin tanıkları.
شهود على أعمال ما يسمى بإنشاء قانون الفرض بالقوة

Kendini korumak için tanıkları tutuklayan bir organizasyon faillerle birlikte cezalandırılmayı hak eder.
منظمةٌ تقوم باحتجاز الشاهدين كي تحمي نفسها .تستحق العقاب إلى جانب القاتلين

Görgü tanıkları bu şeyin şehir merkezine bomba yerleştirdiğini söyledi.
لقد لاحظ الشّهود هذا الشيء يحاولُ أن يزرع ما يُشبِه القُنبلة في وسط المدينة

Ve görgü tanıkları ışıldayan, gümüş rengi bir parıltı tanımladı.
وكل الشهود وصفوا بريق لامع فضى

Babam polisin Bunkie'nin cinayetiyle ilgili bir tanıkları olduğunu duymuş.
والدي سمع أن الشرطة لديهم شاهد عيان على مقتل بانكي

Görgü tanıkları yardım istediğini belirtiyor.
وطبقاً للشهود بأنه يطلب المساعدة

Yani bu cinayetleri işleyebilmek için daha kolay kurbanları ve potansiyel tanıkları dikkate almadı.
و يجب ان يكون في لياقة بدنية جيدة لكي يتمكن من قتل لينكولن بيل اذن,لقد تجاوز ضحايا أسهل و شهودا محتملين

Çünkü gördüğüm kadarıyla delil zaten var, görgü tanıkları sağlam. Kendi iyiliğin için bana gerçeği anlatmaya başlamalısın.
لأن ما انظر إليه هو دلائل حاضرة وشهود أقوياء لذا عليك أن تخبرني بالحقيقة لمصلحتك

Bunun tanıkları da, Cape Town'daki MTN şirketinin personelidir.
والشهود على ذلك هم العاملون بشركة موبايل ام تى ان فى كيب تاون

Görgü tanıkları, adamlarımızdan birini olay yerinde görmüş.
لقد حدّد شُهود عيانٍ صديقنا المُقتصّ المُختل في مكان الحادث.

En az iki sefer daha tehlikede olduğunu düşündüğün tanıkları orada konaklatmıştın.
أعرف أنه على الأقل في مناسبتين أخفيت شهوداً أعتقدت أنهم في خطر

Normalde görgü tanıkları, en az güvendiğimiz kanıttır. Ama bu vakada en çok güvendiğimiz oluyor.
عادةً,شاهد العيان أقل دليل موثوقية لكن في هذه الحالة إنه الأكثر موثوقية