O sabah, yatak odasından çıktıktan sonra kardeşimle konuşmuş olan tanıkları dinleyin, Kardinalim. | Open Subtitles | لنسمع الشهود الذين تحدثوا مع أخى فى صباح اليوم الذى غادر به مخدعه. |
Şef, görgü tanıkları kızları merdivelerde ve tuvaletin dışında gördüklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يا رئيس، الشهود رأوا مراهقات خرجوا من غرفة الإستراحة وصعدوا السلالم |
Görgü tanıkları, silah seslerinden öyle korkmuşlar ki ateş edene iyice bakamamışlar. | Open Subtitles | الشهود كانوا خائفين من إطلاق النار فلم يلقي أحدهم نظره جيده عليه |
Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda birçok yaralanma olduğunu söylüyor. | TED | وقد أفاد شهود العيان أنه أصيب بعدة جروح. |
Çok küçük bir miktarda görgü tanıkları tarafından çekilmiş, transeksüel ve cinsiyet uyumsuz insanlara karşı suistimal içeren videoları topladık. | TED | أخذنا عيّنة صغيرة جدًا جدًا من تسجيلات شهود عيان تعرض إساءات في حق المتحولين جنسيًّا أو غير المتطابقين لجنسهم |
Ayak izleri bırakıyor, tanıkları korkutuyordu ama sadece sıradan bir köpekti. | Open Subtitles | مخلفاً آثار اقدام، ويخيف الشهود لكن لاشيء أكثر من كلب عاديء |
Tamam, diğer arabadaki görgü tanıkları bir şey görmüş mü? | Open Subtitles | ماذا بخصوص الشهود في السيارة الأخري؟ هل شاهدوا أي شيء؟ |
Görgü tanıkları bilgisayar odasında ya da yakınlarında kimseyi farketmemiş. | Open Subtitles | الشهود لم يلاحظوا أي شخص داخل أو قرب غرفة الحاسوب |
O resimden aradığımız adamı teşhis edebilcek görgü tanıkları var. | Open Subtitles | لديهم العديد من الشهود الذين يمكنهم التعرف على رجلنا من هذه الصورة |
Evet, tabii ki. Senin dışındaki tüm tanıkları çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم,بالطبع, اننى اخطط ان اهدم حجة كل الشهود |
Üstüne birşey atmasını söyle ve bu kez tanıkları da olsun. | Open Subtitles | أخبره أن يحصل على شيء ضدة ويحصل على بعض الشهود في هذا الوقت |
Görgü tanıkları yere otuz derecelik bir açıyla vuran parlak bir ışıktan bahsettiler. | Open Subtitles | وصف الشهود ضوء ساطع تقريبا 30 درجة في الأفق. |
Bu dava sürecini oluşturmak ve tanıkları.., ...bulmak için epey uzun bir vakit ve çok para harcadık, Sayın Hakim. | Open Subtitles | لقد بذل الادعاء مجهوداً عظيماً وتكلفة كبيرة للعثور على هؤلاء الشهود. |
Ama, onun daha önce tanıkları vardı. Bu sefer o yalnızdı. | Open Subtitles | في المرات السابقة كان هناك شهود وهذه المره هو بمفرده |
Beni orda dururken gören görgü tanıkları var kanlı bir kılıçla ve etrafımda kimse yokken. | Open Subtitles | لديهم شهود عيان رأوني واقفة هناك ومعي سيف مغطى بالدماء ولم يكن هناك أحد آخر حولي |
Aslında cinayeti yakından görmüş bir tanıkları yok. | Open Subtitles | هم حصلوا على شهود عيان هم لايدعون ان يكون عندهم شخص ما بالفعل الذي راى الجريمة |
Sözüm ona yasayı temsil eden kurumların eylemlerinin tanıkları. | Open Subtitles | شهود على أعمال ما يسمى بإنشاء قانون الفرض بالقوة |
Kendini korumak için tanıkları tutuklayan bir organizasyon faillerle birlikte cezalandırılmayı hak eder. | Open Subtitles | منظمةٌ تقوم باحتجاز الشاهدين كي تحمي نفسها .تستحق العقاب إلى جانب القاتلين |
Görgü tanıkları bu şeyin şehir merkezine bomba yerleştirdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد لاحظ الشّهود هذا الشيء يحاولُ أن يزرع ما يُشبِه القُنبلة في وسط المدينة |
Ve görgü tanıkları ışıldayan, gümüş rengi bir parıltı tanımladı. | Open Subtitles | وكل الشهود وصفوا بريق لامع فضى |
Babam polisin Bunkie'nin cinayetiyle ilgili bir tanıkları olduğunu duymuş. | Open Subtitles | والدي سمع أن الشرطة لديهم شاهد عيان على مقتل بانكي |
Görgü tanıkları yardım istediğini belirtiyor. | Open Subtitles | وطبقاً للشهود بأنه يطلب المساعدة |
Yani bu cinayetleri işleyebilmek için daha kolay kurbanları ve potansiyel tanıkları dikkate almadı. | Open Subtitles | و يجب ان يكون في لياقة بدنية جيدة لكي يتمكن من قتل لينكولن بيل اذن,لقد تجاوز ضحايا أسهل و شهودا محتملين |
Çünkü gördüğüm kadarıyla delil zaten var, görgü tanıkları sağlam. Kendi iyiliğin için bana gerçeği anlatmaya başlamalısın. | Open Subtitles | لأن ما انظر إليه هو دلائل حاضرة وشهود أقوياء لذا عليك أن تخبرني بالحقيقة لمصلحتك |
Bunun tanıkları da, Cape Town'daki MTN şirketinin personelidir. | Open Subtitles | والشهود على ذلك هم العاملون بشركة موبايل ام تى ان فى كيب تاون |
Görgü tanıkları, adamlarımızdan birini olay yerinde görmüş. | Open Subtitles | لقد حدّد شُهود عيانٍ صديقنا المُقتصّ المُختل في مكان الحادث. |
En az iki sefer daha tehlikede olduğunu düşündüğün tanıkları orada konaklatmıştın. | Open Subtitles | أعرف أنه على الأقل في مناسبتين أخفيت شهوداً أعتقدت أنهم في خطر |
Normalde görgü tanıkları, en az güvendiğimiz kanıttır. Ama bu vakada en çok güvendiğimiz oluyor. | Open Subtitles | عادةً,شاهد العيان أقل دليل موثوقية لكن في هذه الحالة إنه الأكثر موثوقية |