ويكيبيديا

    "tanesi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • منهم
        
    • أحدهم
        
    • منها
        
    • أحدهما
        
    • أحدها
        
    • إحداها
        
    • إحدى
        
    • حبة
        
    • منهما
        
    • احدهما
        
    • إحداهما
        
    • للقطعة
        
    • واحده
        
    • إحداهن
        
    • حبات
        
    Beş. Beş, çıplak gözle 100 milyar galasiden beş tanesi. Ve çok keskin bir görüşünüz yoksa bunlardan bir tanesini görmeniz oldukça zor. TED خمسة من أصل 100 مليار مجرة ، بالعين المجردة. واحدة منهم من الصعب جدا أن تراها ما لم يكن لديك بصر جيد جدا.
    Yedi tanesi tamamen aynı, ve sekizincisi baş aşağı çevirilmiş. TED يتطابق سبع منهم تماما لكن الثامن مقلوب رأسا على عقب.
    Askerler bizi samanda bulduklarında,... ..içlerinden bir tanesi kollarımdaki oğlumu almaya çalıştı. Open Subtitles و عندما وجدونا الجنود في القش حاول أحدهم أخذ إبني بعيدا عني
    Sekiz kapsülü de onardık, ...ama bir tanesi düşündüğümüzden de hasarlıymış. Open Subtitles لقد صلحنا ثمان سنفات ولكن أحدهم كانت متضرره أكثر مما إعتقدنا
    Dışarıda 36000 nükleer füze var ve bunların 6000 tanesi ateşlemeye hazır Open Subtitles يوجد بالخارج 36.000 الف صاروخ نووي يوجد منها 6.000 صاروخ جاهزه للاطلاق
    Kapıcı üç adamın cesedi taşıdığını söyledi, iki tanesi burada. Open Subtitles قال البواب أن ثلاثة رجال حملوا الجثة، وإثنان منهم هنا
    Bir tanesi başkanımızın, Bay Edgar Trent'in ellerinde ki kendisi oldukça güvenilirdir. Open Subtitles واحدٌ منهم بين أيدي رئيسنا السيد إدغار تيرنت، والذي يعتبر موثوقا جداً
    Beş farklı annesi olmuş. Bir tanesi ona vurmuş bile. Open Subtitles ، لقد حصلت على 5 أمهات مختلفات وواحدة منهم ضربتها
    Gerçekten fare değiller, iki tanesi hariç. Kendimi iyi hissetmiyorum. Open Subtitles ليسو جرذان حقيقية, ماعدا أثنان منهم أنا لا أشعر بالأرتياح
    Tek bir tanesi için bile bu hayattan vazgeçmeye değmez. Open Subtitles لا يوجد أي واحد منهم يستحق أن تضحي بنفسك لأجله.
    Bu insanların hiç biri, bir tanesi bile, gerçekte nasıl hissettiğimi bilmiyor. Open Subtitles , لا أحد من هؤلاء الناس لا أحد منهم يعرف كيف أشعر
    Bir seferinde, ben uyurken bir tanesi gelip sikini omzuma koymuştu. Open Subtitles ذات مرة، أحدهم جاء ووضع خصيتاه على كتفي بينما كنت نائمة
    Birkac tanesi yerli gibi giyindigi icin bir otobus dolusu turisti olumune dovdu. Open Subtitles قام بضرب مجموعة من السياح ،بعنف لأن أحدهم كان يلبس لبس الهنود الحمر.
    İki insanımız polis tarafından vuruldu. Bir tanesi babandı. Bizim Bren'in'nimizdi. Open Subtitles مات اثنين من قومنا بواسطة الشرطة أحدهم كان والدك، وكان قائدنا
    İkinizin de bildiği gibi, bir tanesi hamilelik testi olan birkaç test yaptık. Open Subtitles كما تعلمان كلاكما , لقد أجرينا بعض التحاليل واحد منها كان إختبار حمل
    Bir tanesi sabit kamera ile diğeri ise elde taşınan kamera ile. TED أحدهما من خلال كاميرا ثابتة و الآخر من خلال كاميرا محمولة باليد.
    İçlerinden bir tanesi foursquare üzerinden New York'ta bir şarküteride check-in yaptığım sırada beni buldu. TED أحدها في الواقع، ملائمة تماما، وجدتني حين دخلت إلى دلي في مطعم في نيويورك في فورسكوير.
    Buna her yönden bakabilirsin ama bir tanesi bana çok açik ve mükemmel bir sekilde açikliyor: hastamla yattin. Open Subtitles ,يمكنك أن تنظري للأمر من كل الزوايا لكن إحداها :الأشياء تبدو بسيطة جداً بالنسبة لي لقد نمتي مع مريضي
    Bu gece buraya gelmeden önce kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı. TED فقط، قبل مجيئي إلى هنا هذه الليلة، بدأت إحدى بناتي بالصراخ.
    Her bir kum tanesi, boyut olarak bir milimetrenin onda biri kadardır. TED حجم كل حبة رمل هو حوالي عُشُرُ ملليمتر.
    Hatta bir tanesi, kibrit çalıp burayı ateşe vermek istedi. Open Subtitles واحده منهما سرقت مجموعه من علب الثقاب وحاولت إحراق المكان
    Bir tanesi yumurtaya sahip çıkarken, diğeri yemek yemeye gidebilir. Open Subtitles حين يعتني احدهما بالبيض يتمكن الآخر من البحث عن الطعام.
    Bir tanesi özel mülkte, bir tanesi açık alanda, diğeri ise kasabanın sınırında. Open Subtitles إذن إحداهما في أرض خاصة والأخرى في حقل مفتوح والأخرى على حافة البلدة
    diye soranlara şu cihazı gösteriyorum: ADE 651, Irak hükümetine satılmıştı, tanesi 40.000 dolara. TED هذا الجهاز، ايه دي اي 651، تم بيعه الى الحكومة العراقية بمبلغ 40,000 دولار للقطعة الواحدة
    Bir tanesi Vanity Fair'de oynadı. Bir tanesi bir sahne yıldızının kızı. Open Subtitles احداهن كانت في فانتي فير إحداهن كانت مبتدئة
    Bunlar üç üzüm tanesi; maymun bunun için gerçekten heyecanlanıyor. TED هذه ثلاث حبات عنب; القردة تشعر بالحماس الشديد حيال هذا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد