| Eğer tek bir adam olsaydı eminim onun hakkında bir şeyler yapılabilirdi. | Open Subtitles | لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه |
| Sadece tek bir adam olsaydı, eminim onu engelleyecek bir şeyler yapılırdı. | Open Subtitles | لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه |
| Sadece tek bir adamsın. tek bir adam dünyayı değiştiremez. | Open Subtitles | أنت رجل واحد فقط رجل واحد لا يمكنه تغيير العالم |
| Bir atlı geldi ve bize Arayıcı'nın Rising Ridge Savaşı'nda D'Haran'ları püskürttüğü haberini getirdi. Yüzlerce kişiye karşı tek bir adam. | Open Subtitles | جائنا فارس بأخبار ، بأن الباحث عائد إلى دهار بمعركة التلال الشامخة ، رجلاً واحداً يقاتل آلاف. |
| Nasıl oluyor da tek bir adam iki kıtada üç yıl boyunca hem İnterpol'ü hem FBI'ı hem de bizi zekasıyla alt edebiliyor? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل واحد أن يعمل بمفرده ويتفوق علينا و الأنتربول و المباحث الفيدرالية بحنكة ودهاء طيلة ثلاث سنوات عبر قارتين؟ |
| tek bir adam zafer ve yenilgi arasında fark yaratabilir. | Open Subtitles | رجل واحد قد يكون الإختلاف بين النصر والهزيمة |
| tek bir adam, zafer ve yenilgi arasındaki fark olabilir. | Open Subtitles | رجل واحد قد يكون الإختلاف بين النصر والهزيمة |
| Çalışmasına başladığında bilime tek bir adam hakimdi. | Open Subtitles | عندما بدأ عمله ، كان رجل واحد هـو المُهـيمـن على هـــذا العـلـم |
| Yanımda güvenlik için tek bir adam getireceğim. Sen de aynısını yapabilirsin. | Open Subtitles | سيكون معى رجل واحد للأمن يمكنكِ فعل الشىء نفسه |
| Hayır, daha çok kontrolden çıkmış, vahşi bir çete karşısında tek bir adam! | Open Subtitles | كلا إنه رجل واحد ضد عصابة عنيفة شديدة خارجة عن السيطرة |
| Bağımsızlık bizi tek bir adam sayesinde güçlendirmeyecektir! | Open Subtitles | الإستقلال لا يعزز لنا يد رجل واحد و لا أقل من ذلك |
| Onüç bir tehdit olabilir, ama sadece tek bir adam. | Open Subtitles | ،،العميل "13" قَدْ يَكُون تهديد ! لَكنَّه فقط رجل واحد |
| Adaletin olmadığı bir dünyada güçlünün, zayıfı avladığı yerde tek bir adam, en büyük mücadeleyi verecek. | Open Subtitles | في عالم بدون عدالة حيث يأكل القوي الضعيف رجل واحد يجب أن يواجه التحدي الأخير |
| Serumu eline almış tek bir adam bütün olasılıklarla baş edemez. | Open Subtitles | رجل واحد مع دواء حقن بالوريد لا يمكنه التعامل مع كل الإحتمالات |
| Bu kadar özgün tek bir adam var. | Open Subtitles | هناك فقط رجل واحد عمله محدد إلى هذه الدرجة |
| İçlerinden birinde saldıracak tek bir adam kalmayıncaya kadar savaşmaya yemin ettiler. | Open Subtitles | سوف يستمرون في القتال حتى لا يتبقى لدى أحدهما رجل واحد يستطيع حمل السيف |
| Karınla aranda tek bir adam var! | Open Subtitles | هنا لا يقف سوى رجل واحد يحول بينك وبينها |
| Karınla aranda tek bir adam var! | Open Subtitles | هنا لا يقف سوى رجل واحد يحول بينك وبينها |
| - Yine de tek bir adam var. | Open Subtitles | على الرغم من هذا إنه لايزال رجلاً واحداً |
| - Yine de tek bir adam. | Open Subtitles | على الرغم من هذا إنه لايزال رجلاً واحداً |
| Gerekeni yap. tek bir adam için bir yiyecek, hiç bir şey fark ettirmez. | Open Subtitles | وجبة واحدة لرجل واحد لن تشكل أي فارق |
| Hepimize karşı tek bir adam. | Open Subtitles | إنه مجرد شخص واحد في مواجهتنا جميعًا |
| Kahraman askerlerimizin, tek bir adam kaybetmeden görevlerini yapıp döndüklerini düşün. | Open Subtitles | فقط تصور أنه بفضل بعض الجنود الأكفاء سنتمكن من الحصول على كل شيء دون أن نخسر رجلا واحدا |
| Bunu kim yaptıysa, tek bir adam için fazlaca ateş gücü kullanmış | Open Subtitles | من فعل هذا جلب معه الكثير من النيران ليقضي على رجلٍ واحد فقط |