Bunların hepsi farklı kimlikler kullanan tek bir kişi olabilir mi? | Open Subtitles | هل يحتمل أن يكون شخصاً واحداً يملك أكثر من اثبات هوية؟ |
Onun masum olduğunu düşünen tek bir kişi söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | تستطيع أن تسمي شخصاً واحداً يعتقد بأن ذلك الفتى بريء؟ |
Dünyada uğruna öleceğim tek bir kişi var, ve o da sensin. | Open Subtitles | هنالك شخصٌ واحد فقط أنا مستعدٌ للموت من أجله, و هو أنت |
Üç çatallı kargı karşısında, Trakya kılıcıyla... herhangi bir şansa sahip olan sadece tek bir kişi var okulda. | Open Subtitles | رجل واحد فقط في المدرسة كلها يقدر على مجابهة الرمح الثلاثي بالسكين التريسي |
Tüm bunlardan geriye hayatta kalan tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط الذي يبدو انه على قيد الحياة |
Kontrol etmeyi öğrenmen gereken tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك فقط شخص واحد تحتاج ان تتعلم كيف تتحكم به |
Üç ace'den sonra, dördüncü ace'in gelmeyeceğini düşünen tek bir kişi bile yoktu. | Open Subtitles | بعد الثلاث تقدمات تلك, لم يكن هناك شخص واحد لم يعتقد أن الهزيمة النكراء آتية. |
Sonunda, sadece tek bir kişi kalabilir. | Open Subtitles | في النهاية يمكن أَن يكون هناك فقط واحد |
Bu kadar güvenlik var ve görüntüye tek bir kişi erişebiliyor. | Open Subtitles | كلّ تلك الحماية وشخص واحد فقط يستطيع ولوج المراقبة المرئيّة؟ |
Sadece tek bir kişi varmış gibi gösterirler... | Open Subtitles | يحدثُ هذا كثيراً . . يُظهرون أنهم شخصاً واحداً |
Ve size yardım edebilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | و هنالك شخصاً واحداً فحسب يستطيع مساعدتكما |
Cimrilik yaptığın tek bir kişi vardı. | Open Subtitles | لكن كان هناك شخصٌ واحد كنتَ شحيحًا معه بحقّ. |
Etkilemek istediğim tek bir kişi var burada. | Open Subtitles | لأنّ هناك شخصٌ واحد هنا عليّ إثارة إعجابه |
Şu an da bize yardım edebilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك رجل واحد فقط الذي يمكن أن يساعدنا الآن |
Sevgisini verdiği adam dışında, tek bir kişi bile ona ihanet etmedi. | Open Subtitles | ليس هناك شخص واحد كان يرغب في خيانته إلا شخص واحد الذي اعطاه حُبه ابنه اللعين |
tek bir kişi olacağımı biliyordu ...birlikte çok daha iyi ve parlak bir geleceğe adım atıcaz | Open Subtitles | فقط شخص واحد علم بذلك نحن سنفعل هذا سوياً , سنجعل الوطن أفضل لنجلب المستقبل المشرق لهذا البلد |
Geriye tek bir kişi kaldı. | Open Subtitles | بقي شخص واحد لم يعرفنا على نفسه |
Bu tüm şirketleri dünyada başarılı kılan bir şey var ortak bir noktada buluştukları sadece tek bir şey: Hiçbirisi tek bir kişi tarafından başlatılmadı. | TED | هناك صفة واحدة فقط مشتركة بين كل الشركات العالمية الناجحة، أمر واحد فقط: لم تنشأ شركة بمجهود شخص واحد فقط. |
tek bir kişi varolabilir! | Open Subtitles | يمكن أَن يكون هناك فقط واحد |
Massive Dynamic personel dosyalarında arıyorum ve Solivia'nın dosyalarına erişebilenlerden bu kan grubuna sahip tek bir kişi var. | Open Subtitles | أبحث في ملفات موظفي (ماسيف دايناميك) الآن وشخص واحد فقط دمه من تلك الفئة ويمكنه الولوج لملفات (فوليفيا) |
- Cenazemden tek bir kişi mi var? | Open Subtitles | .. ِ هل هذا هو الشخص الوحيد الذي يحضر جنازتي؟ |
tek bir kişi bile buna karşı çıktığında, tüm bölgede... başka yaratıkların ortaya çıktığını görmeleri ne büyük... karmaşa yaratır düşünebiliyor musunuz kardeşlerim? | Open Subtitles | أن فشل في السيطرة على الوحش تصورا أيها الأخوة ما سيحدث لو أنكلالمقاطعاتفيالمملكة... هُوجمت من قبل وحوش أخرى |
Tüm seçeneklerim bitince aklıma iş bulmama yardım edebilecek tek bir kişi gelmişti. | Open Subtitles | بعد أن نفذت الخيارات منّي بقي شخص واحد يمكنه مساعدتي في العثور على عمل |
Her zaman benim yanımda olan tek bir kişi vardı. | Open Subtitles | ثمّة شخص واحد فحسب الذي لطالما كان دوماً بجانبي |
Ne yapacağız? Bizi bu durumdan kurtaracak tek bir kişi var! | Open Subtitles | هناك شخص واحد يمكنه أن يخرجنا من هذه الأزمة |