Evet ama dün neredeyse bir çocuğu öldüren tek sen varsın. | Open Subtitles | نعم , لكن أنت الوحيد الذي كاد أن يقتل طفل البارحة |
Bunu anlamaya yetecek bilgeliği ve nezaketi olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يتمتع بالحكمة والطيبة لفهم هذا |
Sonuçta hep tek başınasın. Bir tek sen varsın. Önemli olan da bu. | Open Subtitles | في النهاية أنت دائماً بمفردك أنت كل ما تمتلكينه , تلك النقطة |
O gece merdivenlerde paraları sayarken beni bir tek sen gördün. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي رأيتني أعُدّ المال على الدرج في تلك الليلة. |
Bu ülkenin beni ne duruma getirdiğini bir tek sen görüyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط يمكنك أن ترى أن هذه البلد مصنوعة من القذارة |
- geçmişi olan bir tek sen değilsin. - Hayır... | Open Subtitles | لست انت الوحيد الذي كانت لديه حياة قبل ان نلتقي |
Gene de kardeşimin arkadaşları arasında ona düğün hediyesi vermeyen... bir tek sen kaldın. | Open Subtitles | حتى الآن أنت الوحيد من أصدقاء أخي الذي لم يعطيه هدية الزواج |
Onu bulmama bir tek sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيد مَنْ يَسْتَطيع مُسَاعَدَتني بالعثور عليه. |
Üzerine yıldırım düşen insanlar içinde, ...bir tek sen kurtulmuşsun. | Open Subtitles | أنا فقط أفكّر بشأن كلّ الناس الذي حصل على الضربة بالبرق، أنت الوحيد للبقاء. |
Projede bir tek sen varsın - Sanırım bu seni ekip lideri yapıyor. | Open Subtitles | حسناً أنت الوحيد بالمشروع أظن أن ذلك يجعلك رئيس الفريق. تفضل. |
İkinci kopyanın kimliğini bir tek sen biliyorsun. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يعرف بأنّ الوكيل الثاني. |
Annemle ve babamla konuşamıyorum. Yanımda bir tek sen kaldın. | Open Subtitles | لا أريد أن أتركك أنت كل ما تبقى لي |
Annemle ve babamla konuşamıyorum. Yanımda bir tek sen kaldın. | Open Subtitles | لا أريد أن أتركك أنت كل ما تبقى لي |
Bağlantıyı sadece sen kurabilirdin. Yani, "halktan" bir tek sen. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي يمكنُها أن تقوم بالصلة، حسناً، الوحيدة في العامّة |
Aslında neler olduğunu bir tek sen biliyorsun. Başka kimse bilmiyor. | Open Subtitles | في واقع الأمر أنت فقط من يعرف ، ولا أحد سواك |
- Karımı da ara. - George, orada bir tek sen yoksun. | Open Subtitles | واتصلى بزوجتى جورج,انت الوحيد الغير موجود هناك. |
Gerçeği bir tek sen biliyorsun ama senden başına gelecek olanı durdurmanı istiyorum. | Open Subtitles | انت فقط تعرف مافي قلبه لكنني اسألك ان تنقذ حياته |
İşi olan bir tek sen değilsin. | Open Subtitles | لست أنتِ فقط من تعمل، أتعلمين؟ |
Ama seni de kaybetmek istemiyorum. Bir tek sen kaldın. | Open Subtitles | لكني لا أريد أن أخسركِ أيضاً أنتِ كل ما تبقى لي |
Bir şeyleri kırmak isteyen bir tek sen misin? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك الوحيد الذي يريد تكسير الأشياء ؟ |
Sahnede gözüne spot ışığı tutulmuşken, bir erkeğin cebindeki elması bir tek sen görebilirsin. | Open Subtitles | أتدرين أنك الوحيدة على المسرح بإشعاع نور بعينيك ترى الألماس في جيوب الرجال |
Arayanın bir tek sen olduğundan emin olmak istiyorsan, ...100 dolarlık bir sinyal engelleyici bir mahalle yarı çapındaki tüm sinyalleri engelleyecektir. | Open Subtitles | إذا كنت تريد التأكد انك الوحيد الذى يستخدم الهاتف جهاز تشويش بمائة دولار سوف يحجب جميع المكالمات فى الدائرة المحيطه بك |
Böylece bir tek sen farkında olacaktın. | Open Subtitles | و في تلك الحالة فقط أنت كان ليعرف ما حدث |
Tanrının tüm küçük oyuncakları arasında bir kıvılcım gösteren tek sen vardın. | Open Subtitles | من كل ألعاب الرب المدمرة الصغيره، كنت الوحيد الذي يمتلك أي شجاعة. |
Bu konuda bir şey söyleyebilecek bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد ال يقدر يخبرنى أى شىء عن هذا |
Hayır, sadece şu ana kadar bir tek sen hatırladın. | Open Subtitles | لا، كل ما هنالك حتى الآن أنت الوحيدة التي تذكرت |