Çünkü ne zaman cep telefonlarını kullansalar bir ateş yakmak gibi bu. | Open Subtitles | لأنهم اينما كانوا سيستخدموا الهواتف الخلويه ، انه يشبه ارسال شعله ضوئيه. |
Cep telefonlarını almaya çalışmak bence pek iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أن يعود لدينا الهواتف المحمولة هو بالضرورة فكرة عظيمة. |
Tanrı aşkına! Bana kaynaklarının isim ve telefonlarını ver! | Open Subtitles | من اجل الله,اخبرني باسماء و ارقام هواتف كل مصادرك |
Birçok kere, yöneticimin eski karısının telefonlarını ve e-maillerini izlediğini gözlemledim. | Open Subtitles | في عدة مرات لاحظت أن المشرف علي يراقب مكالمات طليقته وإيميلاتها |
Millet! Birazdan başlayacağız, lütfen herkes cep telefonlarını kapatabilir mi? | Open Subtitles | ايها الجميع ، سوف نبدأ قريباً لذا أرجو أن تغلقوا هواتفكم |
Evcil hayvanları iyi olmadığında, DVD'leri kırıldığında, cep telefonlarını nasıl kullanmaları gerektiğinde veya hastaneden çıkarken orada bekleyen biri olmasını istediklerinde bizi aradılar. "Çember" aynı zamanda zengin sosyal içerik sunuyor-- | TED | لقد اتصلوا لأن حيواناتهم الأليفة مريضة، لأن مشغّل أقراص الفيديو الرقميّة قد انكسر، لأنهم نسيوا كيفية استعمال هاتفهم الجوّال، أو ربما لأنهم سيخرجون من المستشفى وهم في حاجة إلى شخص برفقتهم. |
Bu sadece yarım mil içindeki cep telefonlarını dinler. | Open Subtitles | هذا الجهاز الخلوي يلتقط المكالمات في دائرة نصف قطرها نصف ميل فقط. |
Şu cep telefonlarını toplayıp CART a getireecek biri lazım.. | Open Subtitles | أنّي بحاجة لاحد يقوم بجمع تلك الهواتف وينقلهم إلى السياره. |
Cep telefonlarını, İnternet'i ve benzer şeyleri kestirememişlerdir. | TED | ليس بامكانهم توقع الهواتف الخلوية و الإنترنت و كل هذه الأشياء. |
Cep telefonlarını kapatın. Bilgisayarları kapatın. | TED | أوقفوا تشغيل تلك الهواتف النقالة. وأجهزة الكمبيوتر تلك. |
Ve yapacağınız şey, tezgâhlara gidip bu cep telefonlarını görmekti. | TED | و ما كنت ستفعله هو زيارة قاعات عرض السلع والمحلات ورؤية هذه الهواتف المحمولة |
Herkesin telefonlarını ve cep bilgisayarlarını alın. | Open Subtitles | خذ هواتف ومنظم المواعيد الالكتروني من الجميع |
Cep telefonlarını ve kameraları burada bırakın. | Open Subtitles | إتركوا أيّ هواتف خلويّة و كاميرات تصوير هنا |
Cep telefonlarını kopyalayabilen bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق من يَستطيع عمل هواتف خلوية مطابقة للأصل. |
Çünkü ne zaman canım sıkılsa, ki bu her zaman oluyor, satışçıların telefonlarını dinlerdim. | Open Subtitles | , لأنه عندما اشعر بالملل , و هذا دوماً أتنصت على مكالمات مع الباعة |
Cep telefonlarını cebinize koyun. Dikkatli dinleyin. | Open Subtitles | وَضَعوا هواتفكم الخلوية فى جيوبكم وأنصتوا إلىّ جيداً |
Yolun aşağısında, telefonlarını kullanmamıza izin veren İngiliz bir aile var. | Open Subtitles | هناك عائلة إنجليزية أسفل الطريق سمحوا لنا بإستخدام هاتفهم |
Biz cep telefonlarını kullanırken orada insanlar ölecek ve gitmek zorundayım. | Open Subtitles | انا الرئيس هنا انا اعمل المكالمات , ويجب على الرحيل. |
Üç yıldır telefonlarını bağlıyorum. | Open Subtitles | أمرر مكالماتك منذ 3 سنوات الآن، |
Bırakalım kişisel aramaları için cep telefonlarını kullanabilsinler. -- tanrı korusun. | TED | أتعلمون شيئا ، دعوهم يستعملون هواتفهم لإجراء المحادثات الشخصية-- معاذ الله. |
Ve Bay Sloan çok şey beklemez, sadece telefonlarını cevapla, kahvesini getir, eğer seninle konuşmazsa bunu kişisel olarak algılama. | Open Subtitles | السيد سلون لايتوقع الكثير إعداد قهوته والرد على هواتفه |
telefonlarını, konuştuğu adamları izliyoruz, ama bir şey bulamadık. | Open Subtitles | تم الإستماع إلى مكالماته وتتبعها لكن حتى الان لا شيء |
Çünkü telefonlarını açmıyorlar ve şimdiye kadar gelmiş olmaları gerekirdi. | Open Subtitles | ،لأنهما لا يجيبان على هواتفهما و يفترض بهما التواجد هنا بحلول هذا الوقت |
telefonlarını atmışlar ve Hetty az önce onlarla buluşmaya gitti. | Open Subtitles | لقد تخلصا من هاتفيهما وقد غادرت هيتي للتو لمقابلتهم |
Babam, telefonlarını dinletebilir. | Open Subtitles | يمكنه ان يتعقب مكالماتهم الهاتفية |
Kurum kimsenin dinlenmediğine emin olmak için tüm birimin telefonlarını kontrol etme kararı aldı. | Open Subtitles | قامت القوة ببدء عمل بحث شامل لضمان عدم وضع أي أجهزة تنصت على هواتفنا. |
Sonra müthiş bir şey oldu, insanlar bize eski cep telefonlarını yollamaya başladılar. | TED | ثم حدث شيء مدهش حقًا، كان في إرسال الناس لهواتفهم المحمولة القديمة. |