Haklısın. telsizle ara onları. Gübre çuvallarını boşaltınca dönüp onları alacağımızı söyle. | Open Subtitles | تكلم على الراديو قل لهم أننا سنعود لنقلّهم بعد أن نوصل الحثالة |
Sınırın üstünde olacağım, ve size yasadışı olanları telsizle haber vereceğim. | Open Subtitles | سأطير بجانب الحدود واحدد لكم مكان وجود الغير شرعيين عبر الراديو |
Herhangi bir şey olursa telsizle bildir. Bunun haricinde sessiz kalıyoruz. | Open Subtitles | إذا حدث أي شيء هاتفني لاسلكياً ما عدا ذلك نلتزم الصامت |
Memur bey, bu tarafa gelin. telsizle bağlantı kurabildiniz mi? | Open Subtitles | -هاي أيها الظابط هل إستطعت انت تكلم أحد بهذا اللاسلكي |
Bırakın kalsın. telsizle yardım istedim. | Open Subtitles | إتركه ، لقد إتصلت بالراديو طلبا للمساعدة |
Dağda olmuş. telsizle bildirdiler. | Open Subtitles | نعم يا زاكرى, على الجبل هكذا يقول الراديو |
Clermont, düşman sınırının 50 km gerisinde! telsizle onlara ulaştın mı? | Open Subtitles | هذا على مسافة 30 ميل خلف خطوطهم هل حددتهم على الراديو ؟ |
Bu fırtına yüzünden telsizle onları ararsanız iyi olur her şey yolunda mı öğrenmek için. | Open Subtitles | و بهذه العاصفه و كل شئ سوف أكون ممتنا إذا طلبتهم على جهاز الراديو الخاص بك لنتأكد أن كل شئ على ما يرام |
Bir pencere açılsa telsizle uyarı gelirdi! | Open Subtitles | إذا فتحت نافذة يتواصلون على أجهزة الراديو |
telsizle gürültü çıkarmanı istiyorum. | Open Subtitles | يريدك أن تجعل يا له من مضرب على الراديو. |
telsizle haber ver, birileri gelip cesedi alsın. | Open Subtitles | إتصلا لاسلكياً وحاولا الحصول على شخص ما لنقل الجثة |
Bilmiyorum, sadece bize telsizle bildirildi. | Open Subtitles | لا أَعْرف , أحد جنود الحراسة فقط أخبرونا لاسلكياً بذلك |
telsizle iletişim kurmayı da denedim, ama haberleşme sistemi hala devre dışı. | Open Subtitles | لقد حاولت أيضاً الاتصال لاسلكياً هنا ولكن الاتصالات لا تزال معطلة |
Hayır. Hayır, bu telsizle onunla iletişim kurabilirsiniz. | Open Subtitles | كلا ، بل ويمكنك الاتصال به عبر هذا المذياع اللاسلكي |
Sorun değil. telsizle nasıl yapacağını konuşuruz. | Open Subtitles | لا بأس , سنكون على إتصال يمكننا إستخدام اللاسلكي |
Sıhhiyeden telsizle haber veririm, ve seni doğruca bir hastaneye yollarız. | Open Subtitles | ثم سأكون قادر على استدعاء طبيبا من المستشفى بالراديو |
telsizle Sheppard'a ulaşmaya çalıştım ama ne ondan ne de Teyla ve McKay'den yanıt alabildim. | Open Subtitles | حاولت الاتصال بالراديو مع شيبرد لكن ليس هناك إجابة منه أو تايلا أو مكاي |
Ölmeyeceğiz! telsizle polise haber verdim bile. Uzun sürmez. | Open Subtitles | لن يحدث , لقد أرسلت خططنا لاسلكيا للشرطة لن يطول الأمر |
Nolan Ken'in başına geleni telsizle bildirdi mi? | Open Subtitles | هل يستطيع راديو نولان ان يعيد ماحدث لكين |
Güvenli bir yere ulaştığınızda bana telsizle o hikâyeyi anlat. | Open Subtitles | عندما تكونين في مأمن ، خاطبيني باللاسلكي و اخبريني تلك القصة |
Sizin nerede olduğunuzu bilecek, telsizle doğrudan bizimle iletişim kurabileceksiniz. | Open Subtitles | سوف يعرف اين انتم وسوف يتصل بنا مباشرة عن طريق اللاسلكى |
telsizle konuşmasını sağlarsak? | Open Subtitles | سيدنى سيدنى ماذا لو حاولنا ان نتصل به على الاسلكى |
Tüm bölgeyi Ruslar ablukaya almış durumda ama telsizle bağlantı kurdum. | Open Subtitles | كلّ منطقة تحت قصف روسي مكثف الآن لكنني أتدبر للقيام بالإتصال الإذاعي |
- telsizle General Bradley'i ara. - Emredersiniz. | Open Subtitles | أطلب الجنرال "برادلـى" على الردايو حاضر يا سيدى |
telsizle ulaşmaya çalıştım. Cevap vermiyor. | Open Subtitles | حاولت أن أتصل بها لا سلكياً إنها لا تجيب |
telsizle falan oynarız. Kamyoncular ne yapıyorsa işte. | Open Subtitles | ونلعب في الراديو اللاسلكيّ أو أيا يكن ما يفعله سائقي الشاحنات |