Belki de eskiden gölün etrafında çevreleyen güzel tepelerin hatıraları onları kalmaya zorluyor. | Open Subtitles | أو ربما عدم الرغبة في خسارة ذكرى تلك التلال الجميلة التي تحيط بالبحيرة |
Bu tepelerin ardında ne olduğunu hiç merak etmedin mi? | Open Subtitles | ألم تتساءلي قبلاً ما الذي يقبع خلف تلك التلال ؟ |
Ya o uzak tepelerin ardında ne gibi harika deneyimler olduğunu kim bilebilir? | Open Subtitles | ووراء هذه التلال من يدري يمكن أن تكون هناك تجارب مثيرة |
Tanrım, tepelerin ve vadilerin efendisi, güzelliğini yok etmek üzere olduğumuz için bize karşı hoşgörülü ol. | Open Subtitles | يا إلهي، رب التلال والوديان تحلّ بالصبر معنا لأننا على وشك تدمير ما أبدعته |
Farkettim de ray çetesi şimdiden tepelerin arkasındalar. | Open Subtitles | لقد لاحظت ان الاسلحة الحقيقية بالفعل خلف هذة الهضاب |
Biz tepelerin güvenliğini bıraktık, Peder. Teclo koruyor. | Open Subtitles | لقد تركنا الأمان في التلال أيها القس حماية تيكلو |
- Saldırmadan önce tepelerin arasına girmeniz için size birkaç gün vereceklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم سوف يعطيكم يومان للوصول الى التلال قبل أن يضربوا |
Beş yüz bin Fransız askeri bu tepelerin altında düşmanı gözlüyordu. | Open Subtitles | نصف مليون جندى فرنسى أحتوتهم بداخلها تلك التلال الأسمنتيه الصناعيه |
- O güne kadar köyün etrafındaki tarlaların, tepelerin ötesine geçmemiş olan ben... | Open Subtitles | وأنا الذي لم أذهب أبداً لمكان أبعد من التلال التي تحيط بقريتي |
Savaş alanı düz bir arazide, alçak tepelerin eteğindeki bir nehir kıyısındaydı. | Open Subtitles | كانت ساحة المعركة على سهل عند النهر ...عند نهاية بعض التلال المنخفضة |
Anayol tepelerin ardında kaldı. Sinyal alabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | فالطريق السريع على الجانب الأخر من تلك التلال ولن تحصل على إشاره |
Bana göre, bir erkek ılık tepelerin ve yumuşak akıntıların ürünü olan yalnız bir müzisyen olmamalı. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، الرجل يجب ألا يكون عازف وحيد في التلال الدافئة والجدوال الناعمة |
Bu tepelerin dışında başka kim insanları baykuşlar gibi yere sererdi? | Open Subtitles | من ذلك الذي يسقط الناس مثل البومة تكوّر خارج التلال |
Biz şeref duyuyoruz tepelerin kızıyla, onun güzelliği Shiva'yı büyüledi. | Open Subtitles | نحن نغني لتمجيد إبنة التلال التي سحر جمالها شيفا |
Güneşin tepelerin arkasından doğuşunu izlemek için erkenden kalkardım. Evet. | Open Subtitles | لقد أعتدت أن أستيقظ مبكراً لأتمكن من رؤية الشروق من خلف التلال |
Kırmızı ve sarı renkler depremin merkez üssünün doğusundaki tepelerin sahiden de depremden sonra nasıl 5 metre kadar yükseldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | اللونين الأحمر والأصفر يُظهران التلال شرق بؤرة الزلزال قد ارتفعت بالفعل بمقدار 5 أمتار أثناء وقوع الزلزال. |
"Atalarının cemaatine hizmet eden bu tepelerin şerefli evladı." Adımı söylersin. | Open Subtitles | ثم يمكنك ان تقول الابن الفخور لهذه التلال الذى خدم آباءه وعندها ستقول اسمى |
Bu tepelerin hepsi, bir buçuk milyon yıl önce patlayan bir volkandan kalma. | Open Subtitles | الهضاب وغيرها من تضاريس جاءت من البركان الذي انفجر منذ مليون ونصف سنة مضت |
-Vadilerin ve tepelerin meraklısı mı sandın beni? | Open Subtitles | أتظن أن الدافع حبى للتلال والأودية ؟ |
Batıdan esen güçlü rüzgârlar kumları bu tepelerin daha üst kısımlarına taşır ve binlerce yıl boyunca dev kum tepeleri oluşturur... | Open Subtitles | الرياح القوية تحرك الرمل الي كثبان رمليه عالية. كثبان هائلة تتكون. |
Çayırların olduğu bir yeri tepelerin olduğu bir yeri hayal et. | Open Subtitles | فى مكان ما هناك أرض خضراء فى مكان ما هناك تلال |
Bu tepelerin etrafından dönmek... kıyıdaki şu ormandan geçmek gerekecek... ve orada. | Open Subtitles | نَحتاجُ أَنْ ندور حول هذه التلالِ خلال هذه الغابةِ قُرْب الساحلِ هناك |
Güneşin tepelerin ardından batışını seyredebilir. | Open Subtitles | يمكنها مشاهدة الغروب فوق التّلال. |