ويكيبيديا

    "trene" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالقطار
        
    • للقطار
        
    • قطاراً
        
    • قطارا
        
    • بقطار
        
    • القطارات
        
    • متن القطار
        
    • على القطار
        
    • محطة القطار
        
    • القطار و
        
    • قطاري
        
    • القطارَ
        
    • فليركب
        
    • على السكة
        
    • قطارًا
        
    Sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. trene yetişmek için koşmam gerekir. Open Subtitles لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار
    Ve bu tüvitler gitmeli. - trene yetiştiğine emin misin? - Kesinlikle. Open Subtitles وملابس التويد هذه لابد من التخلص منها امتأكدة انها لحقت بالقطار ؟
    trene yetişememe nedeninin tutuklunun bir diğer arkadaşı olan Profesör Godbole'nin ibâdet etmesi olduğuna inanmamız bekleniyor... Open Subtitles يتطلب الأمر الإعتقاد بأنه مُنعَ من الوصول للقطار لأن أحد أصدقاء السجين البروفيسور قودبولي كان يؤدي صلواته
    Sürekli trene bakıp duruyordu. Sanki onu orada biri bekliyormuş gibi. Open Subtitles وكانت تنظر للقطار كما لو أن أحداً ينتظرها هناك
    1902 sonbaharında Başkan Theodore Roosevelt Beyaz Saray'dan biraz uzaklaşmak için Mississippi'ye giden bir trene bindi. Smedes adlı bir kasabada kara ayı avlamayı planlıyordu. TED كان خريف عام 1902، والرئيس ثيودور روزفلت احتاج الى اجازة قصيرة من البيت الابيض فأخذ قطاراً الى مسيسيبي ليصطاد الدببة السوداء خارج مدينة تدعى سميدس.
    Ama annemin beni trene bindirdiği o meşhum günden sonraki 70 yıllık ömrümde, hayal bile edemeyceğim kadar çok şey yaptım. TED لكني حققت الكثير خلال العقود السبعة منذ ذلك اليوم الكئيب الذي وضعتني فيه أمي بالقطار أكثر مما كنت أحلم به.
    trene yetişmeniz gerektiğini biliyorum. Önemli değil. Open Subtitles اعلم انك تريد اللحاق بالقطار مبكرا اطلاقا
    Yolculuk tutuyor. Uzun zamandır trene binmiyordu. Open Subtitles السفر متعب لم تسافر بالقطار من فترة طويلة
    trene yetişeceğiz. Her şey için teşekkürler. Open Subtitles يجب علينا أن نلحق بالقطار شكراً على كل شيء
    trene yaptıklarınızın devamını garnizonu alarak getirirsek bütün adamlarım yüreklenirler. Open Subtitles لو تبعنا ما فعلته بالقطار با لاستيلاء على الحامية ,
    Subaydan trene, bizi gördüler. Hemen buraya gelin! Open Subtitles من الضابط المسؤل للقطار لقد اوقفونا اهربوا الي هنا الان
    Trafik, tabi ki... trene izin vermek için durmuştu. Open Subtitles ..بالطبع، حركة المرور توقفت للسماح للقطار
    Hayır, trene binmeden önce sordun, istasyondan çıkarken değil. Open Subtitles لقد طلبته عندما حاولنا الصعود للقطار.. ليس قبل أن نترك المحطة
    trene binebileceği zamana kadar. Open Subtitles حتى يستطيع أن يركب قطاراً لقد أخبرتك لابد من وجود قطار
    Sabah erkenden trene bindik, çünkü saat 1:00 den sonra başka tren yok. Open Subtitles أخذنا قطاراً باكراً لم يكن هناك أى قطار حتى الواحدة
    Daha sonraki bir trene binersek, Helen konsere yalnız gitmek zorunda kalmaz. Open Subtitles إذا ركبنا قطارا متاخرا قلن تضطر هيلين ان تذهب للحفل وحدها
    Ucuna mendil bağladığın değneğini omzuna vurup trene mi atlayacaksın? - Open Subtitles تريد ربط ثيابك في صرة وحملها على ظهرك والذهاب بقطار شحن ؟
    Kirli, iç karartıcı otel odaları. Sürekli trenden trene koşuşturma. Open Subtitles قذارة، غرف الفندق الكئيبة دائما مطاردة القطارات
    Etik ve Hedge trene atlıyorlar ve önerindeki uzun yolculuk için bir saklanma noktası buluyorlar. TED هربت إيثيك وهيدج على متن القطار ووجدوا بقعة مختبئة على طول الرحلة.
    Buraya gelmek için trene binerken beni çocuklar uğurladı. Open Subtitles انظر، روكى، مباشرة قبل قدومك هنا، الأولاد ودعوني على القطار
    İstasyonda trene binecek her 500 kişilik grup için 1.000 altın sikke. Open Subtitles ألف دولار على هيئة عملات ذهبية لكل 500 رجل يركبون محطة القطار
    Hadi hemen trene binelim ve herhangi bir yere gidelim. Open Subtitles دعينا فقط ان نركب القطار و نذهب إلى مكان ما
    O halde, sıram geldiğinde, o trene benim binmeme neden izin vermedin? Open Subtitles إذن لِمَ لم تدعيني أركب قطاري عندما حان وقتي؟
    Kiliseden hemen sonra, ilk trene atlayıp Londra'ya giderek amcalarını görmeliyim. Open Subtitles مباشرةً بعد الكنيسةِ،أنا سَآخذُ القطارَ القادمَ إلى لندن واَرى عمَّهم.
    Herkes trene! Open Subtitles سيغادر الآن فليركب الجميع!
    Efendim, trene doğru insanlar geliyor. Open Subtitles سيدي, هناك العديد من الناس يقفون على السكة الحديدية
    trene atlayıp New Mexico'nun yolunu tuttum ve onu buldum. Open Subtitles اخذتُ قطارًا إلى "نيو ميكسيكو" ولقد وجدته...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد