Ben seyir defteri tutmam, ve açıkçası, dev mürekkep balığıyla ilgili yazdıklarınızı merak ettim, özellikle de kurtarılmam kısmını. | Open Subtitles | لا أبقي أي سجلات وكنت بصراحة متشوق لقراءة تعليقك على السمكة العملاقة |
Tüm o uykusuz gecelerden sonra, artık gözlerimi açık tutmam çok zor. | Open Subtitles | بعد كل تلك الليالي المؤرقة، الآن أنا يمكن أن أبقي عيوني بالكاد تفتح. |
- Kâseyi sıkı tutmam lazım, öyle değil mi? | Open Subtitles | عليّ الحفاظ على مؤخرتي مشدودة لأجلك، صحيح؟ |
Haklısın. Çetele falan tutmam lazım. | Open Subtitles | أنت على حق، يجب أن أحافظ على سجل أو شيء. |
Sadece seni nasıl hayatımda tutmam gerektiğini, hayatımın neyden ibaret olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | وإنما لست أعرف كيف أبقيك فيها .لأنني لم أعرف حتى ماتكون حياتي |
Onu annemde tutmam gerektiğini söyleyince, bende öyle söyledim. | Open Subtitles | أردتني أن أبقيها عند أمي أنا فقط قلت ما علي قوله |
Hâlâ detaylar üzerinde çalıştığımız için gizli tutmam söylenmişti. | Open Subtitles | لقد تم إخباري بأن أبقيه سراً بما أننا نعمل على التفاصيل |
Yapmam gereken şey, eğer burada olsaydı annemin bana yapmamı söyleyeceği şey çenemi kapalı tutmam olurdu, neyse ki o burada değil. | Open Subtitles | ما يجب علي فعله, وما ستخبرني والدتي حتماً بما يجب فعله إذا كانت هنا, حمداً لله أنها ليست هنا. أن أبقي فمي مغلقاً. |
Thorpe'un alıcı olma fikriyle sakinleşmiş görünüyordun ve bu anlaşmanın olaysız şekilde sonuçlanması için olayları bir 24 saat daha düzgün tutmam gerekiyordu; ama görünen o ki, başarısız oldum. | Open Subtitles | بدوت هادئ مع فكرة أن ثورب هو المشتري. وأردت أن أبقي على الأمور هادئة لـ 24 ساعة اخرى لتغلق الصفقة من دون اي مشاكل |
Evet ama kendimi hipodromdan uzak tutmam gerekiyor. | Open Subtitles | لكن عليَّ أن أبقي مسافة بيني و بين المدرجات. |
- Hayatı basit tutmam gerektiğini sen söyledin. | Open Subtitles | أنت من قال أنه علّي أن أبقي الأمور بسيطة متى؟ |
Kalp krizinden beri kalbimi formda tutmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب على الحفاظ على قلبى منذ تعرضى لنوبة قلبية |
Hayır, işimi elimde tutmam ve başımı da belaya bulaştırmamam lazım. | Open Subtitles | لا ، أحتاج فقط إلى الحفاظ على عملي ورأسي بعيداً عن المشاكل |
Sözümü tutmam güven oluşturacaktır. | Open Subtitles | الحفاظ على وعدي سيزيد ثقتهم بنا |
Burası benim kentim. Ve sokakları temiz tutmam gerek. | Open Subtitles | هذه منطقتي، وأريد أن أحافظ على شوارعي نظيفة |
Seni tutmam için bana tek bir iyi neden göstermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعطيني سبباً واحداً جيداً لكي أبقيك بالعمل |
Yağmurlu günde, onu içeride tutmam gerekir. | Open Subtitles | وإذا كان الجو ماطرًا، علي أن أبقيها في الداخل |
Onu dış dünyadan güvende tutmam için para ödüyor. | Open Subtitles | يدفع لى لكى أبقيه بعيدا عن العالم الخارجى |
Yani bu bölgeyi fındıktan uzak tutmam gerekiyor. | Open Subtitles | لذا علي أن أُبقي هذه المنطقة خالية من البندق |
- Başka şoförün adını veremezsin. - İkinizi ayrı tutmam gerekecek. | Open Subtitles | 268)} .لا يمكنكِ ذكر إسم سائق آخر - .سيكون علي إبقاؤكما منفصلين - |
- Seni güvende tutmam gerek. - Yardım çağırabilirim. | Open Subtitles | أنا بحاجة الى ان ابقيكي محمية يمكنني احضار المساعدة |
Çekime hazır olana kadar tutmam lazım. | Open Subtitles | يتحتم علي أن ابقيها هكذا حتى نكون مستعدين للتصوير |
ve de parmak izlerimi de uzak tutmam. | Open Subtitles | بضع مناطق فقط لأبقي نفسي بعيد عن الشبهات |
Onu keserlerken elin tutmam gerekiyor. | Open Subtitles | أمن المفترض أن أمسك يداها بينما هم يقومون بتمزيقها إرباً ؟ |
Kapanma kodlarını devre dışı bırakıp kapıları açık tutmam için beni buraya yolladı. | Open Subtitles | أرسلني إلى هنا لأتجاوز أنظمة الإحتواء لأُبقي الأبواب مفتوحة |