ويكيبيديا

    "ucunda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نهاية
        
    • طرف
        
    • الطرف
        
    • حافة
        
    • المحك
        
    • أطراف
        
    • نهايته
        
    • على الجانب
        
    • النهايةِ
        
    • عند اطراف
        
    • طرفها
        
    • متناول
        
    • بنهايته
        
    • بالجانب
        
    • في الجانب
        
    İşin ucunda 2 milyar dolarlık bir şey elde edecek miyiz? Open Subtitles هل سيكون لدينا مليوني دولار من السندات المالية في نهاية المطاف؟
    Köprünün diğer ucunda olan, bu dinleyicinin anlayabilmesi. TED ما يوجد في نهاية ذلك الجسر متروك للجمهور لمعرفته.
    Sonra kendisine doğru çekti, aynen bu şekilde, bıçağı aldı ve ucunda tuttu. TED وسحبه نحوه، وبعد ذلك، أخذ السكين ووضعه على طرف.
    Ve daha az bile, eğer ucunda birisinin parmakları varsa. Open Subtitles و أقل بكثير إذا كان إصبع أحدهم على الطرف الأخر
    diyoruz. Şey, iki yıl önce bu benim problemimdi. Çünkü daha önce milyonlarca defa oturduğum yatağımın ucunda oturuyordum ve intihara eğilimliydim. TED قبل سنتين كانت هذه مشكلتي، لأنني جلست على حافة سريري المكان الدي جلست فيه ملايين المرات من قبل وكنت أرغب في الإنتحار.
    Boynu ipin ucunda olan biri neden gidip haber versin? Open Subtitles لماذا لم يتحدث أحد عندما تكون حياته على المحك ؟
    Ve sahnenin ucunda gördüğünüz kişide Madonna değil. TED والشخص المتواجد في نهاية المسرح هو ليس مادونا.
    Annesi hemen yanında, bu yüzden oyuncağı ona verip kişiyi değiştirebilir, fakat kumaşın ucunda başka bir oyuncak daha bulunacak ve kumaşı kendine çekerek oyuncağı değiştirebilir. TED والدته حاضرة هناك، لذا يمكنه أخذ اللعبة وتقديمها لتغيير الشخص، ولكن ستكون هناك لعبة أخرى أيضاً في نهاية ذلك القماش، ويمكنه سحب القماش نحوه وتغيير اللعبة.
    Annesi hemen yanında, bu yüzden bebek deneyeni değiştirebilir ve kumaşın ucunda başka bir oyuncak daha olacak. TED ووالدتها بجانبها، لذا بإمكانها تغيير الشخص، وتوجد لعبة أخرى عند نهاية القماش.
    Fakat, silahın namlusuna o kadar uzun süre baktım ki, tünelin ucunda bir ışık gördüm. TED لكني حدّقت لأسفل هذه البندقية مدة طويلة حتّى رأيت ضوء في نهاية النفق
    savaşın idaresini üzerine almıştı ve sekiz yeni lejyonla Spartaküs'ün peşine düştü ve sonunda isyancıları İtalya çizmesinin ucunda kıstırdı. TED كأغنى مواطن في روما، وتابع سبارتاكوس مع ثماني جيوش جديدة، في نهاية المطاف تمت محاصرة الثوار في جنوب إيطاليا.
    Mühendislerin hepsi masanın bir ucunda oturdular, tasarımcılar ise benimle masanın diğer ucunda, son derece sessizce. TED المهندسون جلسوا هادئين على طرف من الطاولة, و أنا و المصممين جلسنا على الطرف الآخر, بصمت شديد.
    Üzgünüm, ama kaptan kütlenin öteki ucunda bir deneyde. Open Subtitles آسف, لكن كما قلت النقيب مشغول بإختبار عن طرف الطوف
    Dün gece yatağın bir ucunda yattım, çünkü yeniden tekme yemek istemedim. Open Subtitles لقد نمت على طرف سريري لكي لا يتم ركلي مرة أخرى
    Bu demek oluyor ki katilimiz bu kapağın diğer ucunda olabilir. Open Subtitles هذا يعني أنّ القاتل قد يكون في الطرف الآخر لهذا الغطاء
    Buraya geldiğimizde parkın diğer ucunda iki uyuşturucu alışverişi gördük. Open Subtitles سيدتي رأينا صفقتين تتمان على الطرف الآخر للحديقة عندما وصلنا
    Her neyse hala hatırlamakta güçlük çekiyorsunuz, dilinizin ucunda değil, zihninizin bir köşesinden başını da uzatmamış. TED أياً كان هذا الشئ أنت تعاني لتتذكره، وهو ليس علي حافة لسانك، ولا حتى مختبئ في ركن غامض من طحالك.
    Yani iğneyi temizler, iğnenin ucunda hiç sıvı olmaz. Open Subtitles .فيقوم بتنظيف الأبرة بما يعني أن حافة الأبرة بالكامل خالية من السائل
    İşin ucunda olan şey bugünkü hayatımız, yaşımız ilerledikçe yaşayacaklarımız ve çocuklarımızın ve torunlarımızın hayatları. TED ما يوجد على المحك هو حياتنا اليوم وحياتنا كلما تقدمنا ​​في السن وحياة أطفالنا وأحفادنا.
    Bir plan geliştirdiğinizi düşünün, masanın bir ucunda bir rahip ve diğer ucunda da uyuşturucu taciri, kilisenin toplumun tamamına yardım edebileceği bir yol arıyor. TED تخيل أن تقوم بوضع خطة ولديك رجال دين على أحد أطراف الطاولة وتاجر هيروين على الطرف المقابل، يضعون تصور لكيفية قيام الكنيسة بخدمة المجتمع ككل.
    Kuzey ucunda meşe ağacı olan uzun bir taş duvar var. Open Subtitles به حائط صخرى طويل و شجرة بلوط كبيره فى نهايته الشماليه
    Parkın diğer ucunda, 8 ay önce buna benzer bir ceset bulmuştuk. Open Subtitles تعاملنا مع واحدة كهذه على الجانب الآخر من المنتزه قبل ثماني أشهر
    ucunda tuhaf bir şey vardı. Open Subtitles كَانَ عِنْدَهُ مثل معزقة في النهايةِ منها.
    Buranın yaklaşık 300 km kuzeyinde çölün ucunda bir askeri üs var. Open Subtitles هناك قاعدة عسكرية عند اطراف الصحراء على بعد 200 ميل من هنا
    - Ve ben de stetoskop koyuyorum. - ucunda küçük kulaklıkları olanlardan mı? Open Subtitles - وسأزيد الرهان بسمـاعة الطبيب هل يوجد غطاء بلاستيكي للأذن على طرفها
    Evren bizim parmaklarınızın ucunda sunabileceği ve biz fuck-up sadece bir avuç. Open Subtitles اعطاها لنا الكون في متناول يدينا و نحن مجرد حفنه من الفشله.
    Beynin bu bölgesini uyarmak için kafatasınının dörtte birini delmem ve içine ucunda elektrik olan bir sonda koymam gerekecek. Open Subtitles علي أن أثقب مسافة ثلاثة أرباع إنش من جمجمتك, و أدخل مسباراً مع قطب سالب بنهايته, لإحفز ذلك الجزء من الدماغ
    Salonun bir ucunda yalnızsın, ben de diğer ucunda. Open Subtitles أنت تجلس في آخر الغرفة بمفردك وأنا بالجانب الآخر.
    Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. TED في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد