ويكيبيديا

    "ufak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الصغيرة
        
    • الصغير
        
    • بسيط
        
    • القليل
        
    • قليلاً
        
    • أصغر
        
    • قليلا
        
    • صغيره
        
    • قليل
        
    • أدنى
        
    • صغيرة
        
    • قصيرة
        
    • ضئيلة
        
    • طفيف
        
    • طفيفة
        
    Bence, bu ufak değişiklikler bize bu artırılmış büyük değişikliklerin altında gelişmekte olan karmaşık bir hesaplama olduğunu gösteriyor. TED إذاً هذه التغييرات الصغيرة أعتقد أنها.. تشير إلى أن حسابات معقدة هي التي تؤدي إلى إحداث وتضخيم هذه التغييرات.
    Peki ya etrafımızdaki tüm bu ufak böcekler ne oluyor? TED لكن ماذا عن هذه الحشرات الصغيرة التي تملأ المكان حولنا؟
    Şu ufak puşta sor. Bu cimri, eminim bir yerlere şeker istiflemiştir. Open Subtitles اسال هذا التافه الصغير أنا متأكد أن هذا البخيل لديه بعض السكر
    Ve siz geride kalanlar için ufak bir itaat zamanı. Open Subtitles أما بالنسبة للثلة المتبقية منكم فقد حان موعد انضباطكم الصغير
    Belki ufak bir farkla: Fareleri, mayın bulan köpeklere göre 1/5 masrafla eğitebiliriz. TED ربما فارق واحد بسيط : يمكننا تدريب الفئران بخمس سعر تدريب كلب الالغام.
    Can sıkacak bir şey değil. ufak bir titreşim olacak. Open Subtitles لا داعى للقلق يا سيدى, فقط القليل من التبديل للبدء
    Onunla buluştuğunda şu ufak yarayı gösterirsen belki sana inanır. Open Subtitles حين ذهبت اليه و اظهرت له رقبتك الصغيرة ربما صدقك
    Balık bıçağı veya çatalı yoksa, daha ufak bir bıçak veya çatal kullanın. Open Subtitles إن لم تكن هناك اياً من الشوكات, استعمل السكين والشوكة الصغيرة لأكل السمك
    Kız kardeşimi arıyorum! ufak bir kız çocuğu gördünüz mü? Open Subtitles أنني أبحث عن أختي الصغيرة , هل رأيت طفلة صغيرة؟
    Cane'in lanetli ufak kasabasını anlatacak... ve birkaç milyon fazla satmanıza yardım edecektim. Open Subtitles حول بلدة كان الصغيرة المطاردة ليساعدك فى أن تبيع ملايين أخرى من النسخ
    Sana ufak bir yardım için gelmiştim, ama sen bütün verdiğin sorun! Open Subtitles جئت إليك لمساعدة الصغيرة وكلّ ما يمكنكي عمله هو إعطائي .. اللعنة
    Küçük bir kızken sahip olduğum ufak sarı şeyi hatırlattı bana. Open Subtitles إنه يذكرني بالببغاء الأصفر الصغير الذي كان عندي عندما كنت طفلة
    10 yaşındaki ufak oğlan bizlere beyzbol kart koleksiyonunu göstermek istedi. Open Subtitles الفتى الصغير ذو العشر سنوات أراد أن يرينا مجموعة بطاقاته بالبيسبول
    Doktor isimleri, hastaların sigorta numaraları, şu ufak girişimine dair her ayrıntıyı. Open Subtitles كل أسامي أطبائك. كل أرقام مرضاك. كل التفاصيل الدقيقة عن مشروعك الصغير.
    Eğer içinizde ufak bir şüphe varsa neden benim sakalımı da çekmiyorsunuz? Open Subtitles و لا زال هناك ارتياب بسيط فلماذا لا تشد لي لحيتي ؟
    Sohbet bol ama ufak tefek hırsızlık ve bilardo sopası darbesi az. Open Subtitles الكثير من المحادثة , و القليل من السرقات و الضرب بعصا البلياردو
    Aslında onlarla geçen gece görüşmüştün. O yüzden onlarla ufak bir konuşma yaptım. Open Subtitles في الليلة التي سبقتها لذا كان عليّ أن أتحدث معهما قليلاً مثلما حدث
    Fakat bu türlerin her biri, hatta en ufak Prochlorococci bile, evrimin başyapıtlarıdır. TED لكن كل من هذه الأنواع، حتى أصغر البروتشلوروكوكو هي رائعة من روائع التطور.
    En ufak bir şekilde bile açılmalarını izlemek çok duygulandırıcıydı. TED و كانت رؤيتهم ينفتحون حتى قليلا ، كان مؤثرا حقا.
    Pyramid Creek'te yolun kenarında yer alan ufak bir kulübede buluşmayı kararlaştırmıştık. Open Subtitles رتبنا ان نتقابل فى كابينه صغيره قباله الطريق السريع على جدول الهرم
    Etkileri devasa ve neredeyse evrensel olduğu hâlde, bu liderleri sadece ufak bir grup insanın seçmesine izin veriliyor. TED عدد قليل فقط من الأشخاص هم المسموح لهم بالتصويت لهؤلاء القادة، بالرغم من أن تأثيرهم هائل ويكاد يكون عالمياً.
    O zamanlarda, Jomo'nun işletme ile ilgili en ufak bir fikri bile yoktu. TED لذا في ذلك الوقت، كان جومو لا يملك أدنى فكرة عن الأعمال التجارية.
    Yapılması gereken basit şeyler var... Örneğin hayvanın burnunu 5sn sokmak zorunda olduğu koklama deliğinde ufak bir lazerimiz var... TED وهناك أشياء بسيطة مثل، على سبيل المثال، ليزر صغيرة في ثقب الشم حيث يضع هذا الحيوان انفه لمدة خمس ثوان.
    En ufak bir dikkat dağınıklığında tüm algı yeteneğimi yitiriyorum. Open Subtitles اذا شتت تركيزي ول فترة قصيرة حسي الادراكي لن يعمل
    Eğer tekrar beraber olabilmemiz için en ufak bir ihtimal bile varsa denemeliyim. Open Subtitles على الأقل, هناك فرصة ضئيلة لكي نعود لبعضنا البعض و علي أن أستغلها
    Kolunu sıyırıp geçen mermi, mermi yolunda ufak bir sapma yaratmış. Open Subtitles كان علي حساب ميلان طفيف في الإسقاط عندما شرخت الرصاصة ذراعك
    Size yük olmak istemem, ama alkol sorunum dışında... ya da onunla birlikte, ufak bir uyuşturucu sorunum var. Open Subtitles أنا لا أريد ان أكون عبء عليك لكن مع مشكلة ادمانى للكحول عندى مشكلة طفيفة مع المخدر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد