Patronlarım demeyi umduğum insanların önünde beni perişan ettin ama. | Open Subtitles | لقد صفعتني بقسوة أمــام أُناسٌ كنتُ آمل أن أدعوهم رفقائي |
Yıllık gelenek haline gelmesini umduğum gösteriyi düzenleyelim şimdi: - Balon patlatma. | Open Subtitles | و الأن فلنقم جميعاً بتفجير البالونات بما آمل أن يتحول لتقليد سنوي |
Gitmeden önce, bahçede bana yardım edebileceğini umduğum bir şey var. | Open Subtitles | قبل ذهابك هناك شيء ما في الحديقة تمنيت لو ساعدتي فيه |
Ama umduğum kadar kirlenmiş değil tabii. Senin hakkında söylenenleri duyduktan sonra bu kadar komik ve çekici olmana şaşırdım. | Open Subtitles | لكن ليس بالقدر الذي تمنيته. بعد كل الذي سمعته عنك، |
umduğum gibi değil. Ama tehlikeye değerdi. | Open Subtitles | لم تسر كما أملت لكن كان الأمر يستحق المخاطرة |
Tam, siz ahmak polislere göre bir çalışma, umduğum gibi. | Open Subtitles | حسنا , هذا بالضبط الصدع بعمل الشرطة الذي توقعته منكم يا رجال |
Seneye, gelecek yaz, ev sahipliği yapmayı umduğum şey; tarihteki en büyük ve en iyi aile toplantısı. | TED | السنة القادمة ، الصيف القادم سأقوم بإقامة ما آمل أن يكون أكبر و أفضل اجتماع عائلي في التاريخ |
Vakfımı kurduğum zaman, önce dünyayı şu anki halini düşündüm, sonra gelecek nesillere bırakmayı umduğum dünyayı düşündüm. Hayatım boyunca önemsediğim ve üzerinde etki yaratabileceğim şeylerle ilgili gerçekçi olmaya çalıştım. | TED | عندما نظمت مؤسستي، وفكرت في العالم كما هو والعالم الذي آمل أن أتركه للجيل القادم، وحاولت أن أكون واقعياً حول ما أهتميت به طوال حياتي والذي ما يزال لدي تأثير عليه. |
Yuva kurmak, geçmişime rağmen hâlâ yapabileceğimi umduğum bir şey. | Open Subtitles | حيث ينشئ عائلة، وبرغم ماضيّ فذلك أمر لا أزال آمل تحقيقه. |
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | و أنا آمل أن تحصل على إختصاص قلبي فقط أدعها تحتفل مع العائلة |
umduğum gibi, tüm güçlerini topladıklarından hiç bir şüphem yok ve bize onları bir kerede ve toptan yok etme fırsatı vermiş oldular. | Open Subtitles | كما تمنيت,ليس لديهم شك بأنهم جمعوا كل قواتهم و قدموا لنا الفرصة المثالية لإبادتهم مرة واحدة وإلى الأبد |
İşte hayatımda gerçeklememesini umduğum birkaç şey: | Open Subtitles | وهذه بعض الأشياء التي تمنيت ألا تحصل في حياتي |
Sistemin başarısız olduğu iki kadının intikamını almak için sana şans verdim ve tıpkı umduğum gibi, sen de bu fırsatı değerlendirdin. | Open Subtitles | لقد أعطيتك فرصة لتنتقم من أمرآتين لم يستطيع النظام أن ينتقم لهم وكما تمنيت ، لقد أستغليت الفرصة |
İnsanlar için gerçekten önemli olan şeyleri konuşmak, tam da umduğum şeydi zaten. | Open Subtitles | ولكن هذا التحدث عن الأمور التي تهم الناس هذا بالضبط ما تمنيته |
Sonunda, umduğum gibi beni akşam yemeğine davet etti. | Open Subtitles | أخيراً فعل ما تمنيته و دعاني على العشاء |
Onu kurtarmayı umduğum Criterion Caddesindeki yetimhanede kalan çocuklar için oyun sahnelerdi. | Open Subtitles | كانت تعزف للأطفال في الميتم الموجود في شارع كريتريون,منه أملت أن أصل إليها |
Yapabileceğini umduğum kadar çok değil. | Open Subtitles | ليس مثلما توقعته أن يفعل هل يقوم بأية حيل؟ |
umduğum şey şu ona bu işin peşini bırakmasını söylemen. | Open Subtitles | ما آمله هو أن تخبره بأن يتراجع ويترك هذا الأمر |
umduğum kanıt henüz yok, ama yakın gelecekte olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | الدليل الذي أتمناه ليس موجود و لأكنه سوف يكون قريبا هنا |
Bir gün üstüme olacağını umduğum bu elbiseyi bana Suzanne aldı. | Open Subtitles | إشترتْ سوزان لي هذا الرداء الذي أَتمنّى أنا يناسبنى يوماً ما |
umduğum donanım tecrübesine sahip değil ama iş var. | Open Subtitles | يافع, ليست لديه الخبرة في العتاد التي توقعتها , لكن يبدو لطيفاً كفاية |
İşte evleneceğim kişiye hiçbir zaman söylemeyeceğimi umduğum bir şey söyleyeceğim. | Open Subtitles | أليكم شيئاً كنت اتمنى ان لا اقولة الى الشخص الذى سأتزوجة: |
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | منذ كنت أتوقع شيئا خاصا أنا أعرف كيف للاحتفال |
Ve kendimi eski yaşam tarzıma yöneltmem, hiç de umduğum kadar sorunsuz olmadı. | Open Subtitles | وأعود إلى طريقة الحياة القديمة لم يسير الأمر جيّداً كما تمنّيت |
Ve tek umduğum şey, belki günün birinde ben de o insanlardan sayılırım. | Open Subtitles | وكل ما اتمناه بأنه في يوم ما, ربما أعد من ضمن هؤلاء الناس |
Benden aldığı büyü gücü, yapmasını umduğum şeyi yaptı. | Open Subtitles | إنه .. السحر الذي أخذته مني لقد فعل ما آملت أن يفعل |
Burada olacağını umduğum oldu. Masum olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | ما أتمنى أن يحدث هنا تمت تبرئته |