Öğretmenimiz seni unutmuştu sen de trenle eve dönmek zorunda kalmıştın! | Open Subtitles | نسي معلمنا أمرك، ومن ثم كان عليك أخذ القطار إلى البيت |
Saçını kim kestiyse şurada bir parça unutmuştu. | Open Subtitles | ، أيا كان الشخص الذي قام بقص شعرك فإنه نسي هذا الجزء القليل هناك |
O masadan kalkıp gittiği zaman, muhtemelen ne hakkında konuştuğumuzu unutmuştu. | Open Subtitles | عندما نهضَ عَن تلكَ الطاولة ربما نسي عما كُنا نتناقَش |
Hayâl kırıklığına uğramıştık. Herkes bizi unutmuştu. | Open Subtitles | ما أحبطنا أن العالم بدا وقد نسى كل شئ عنا |
Ayrıca Lady Gaga, Taylor Swift olarak tekrar geldiğinde peruğunu değiştirmeyi unutmuştu. | Open Subtitles | زائد، أن ليدي غاغا نست أن تغير باروكتها عندما رجعت متنكره كـ تايلور سويفت |
12 yıl sonra onu buldum ama o herşeyi unutmuştu | Open Subtitles | بعد 12 سنةِ عَرفَتة لَكنَّه نَسى كُلّ شيءَ. |
Ayrıca Trevor izlediği dizileri bildiğin için rahatsız olmadı değil, çünkü TV'yi modeme bağlayan o olsa da TV'nin de bizi izlediğini unutmuştu. | TED | استاء تريفور قليلاً لمعرفتك بانغماسه في المشاهدة، لأنّه على الرغم من أنّه هو الذي يصل التلفزيون بالموجّه، فقد نسيَ أنّ التلفزيون كان يشاهدنا. |
Hayır değil. Arabanın vergisini yenilemeyi unutmuştu o kadar. | Open Subtitles | كلا، ليس كذلك، لقد نسي تجديد الضرائب على السيارة ذلك كل ما في الأمر |
Babam hayatının artık son senesinde çocukları olduğunu bile unutmuştu. | Open Subtitles | أتعلمين , خلال آخر عام من حياة أبي نسي أنه أنجب أبناء |
unutmuştu ya da hiç bilet almamış da olabilir. | Open Subtitles | نسي الموعد، بل غالباً لم تكن لديه تذاكر أصلاً |
Hayır, değildi. Babam cüzdanını unutmuştu. Biz sürekli tartışıyorduk. | Open Subtitles | كلا، لم يكن نسي أبي محفظته و كنا نتشاجر طوال الوقت |
Yani tartışmasız, Amerika vatanseverliği hakkında her şeyi unutmuştu. | Open Subtitles | لا يوجد هناك سؤال لقد نسي فجأة كل شيء عن بلده امريكا |
Ama birisi arama iznini imzalamayı unutmuştu... | Open Subtitles | لكن شخص ما نسي أن يوقع علي تصريح البحث |
Ama... Avrupalı dansçıların ne kadar tembelleşebileceğini unutmuştu. | Open Subtitles | لكنة نسي مدى كسل الراقصات الأوروبيات |
Ama üzerinde sadece iç çamaşırı olduğunu belirtmeyi unutmuştu. | Open Subtitles | لكنه نسى شيئًا أن يذكره، عندما أعتداء عليها كان يلبس الملابس الداخلية |
Üç tane polis arabası gelmişti, fakat her şeye değmişti çünkü Billy, fıskiyenin üzerinde ölen komşuyu çoktan unutmuştu. | Open Subtitles | جائت 3 عربات للشرطة لكن الامر كان يستحق لان بيلى نسى كل شيء عن الجار الميت الذى كان يقفز على مرشة المياه |
Ve her zamanki gibi o gün, Kunal benim doğum günümü unutmuştu. | Open Subtitles | و في ذلك اليوم ، كالعادة نسى كونال عيد ميلادي |
İki dakika önce kolunu kırmıştım. Ama gözleri bu olayı çoktan unutmuştu. | Open Subtitles | كنت قد كسرت ذراعه توّاً، بينما عيناه نست ذلك في لحظتها. |
Cenaze töreni düzenlemeleri ve tüm o üzüntü arasında herkes Kızıl Köpeği unutmuştu. | Open Subtitles | بكُلّ الحزن و... ... الترتيباتللجنازةِ نَسى كُلّ شخصُ كلباً أحمراً. |
Kesinlikle kim olduğumu unutmuştu. | Open Subtitles | و حتماً نسيَ مَن أكون |
Aşağıdaki korkulardan korunmak için kendini buraya kilitledi ama vebanın, rüzgârla taşındığını unutmuştu. | Open Subtitles | حبست نفسها بالأعلى لتحمي نفسها من الفظائع بالأسفل لكن ما نسيته أن الرياح تنقل الطاعون |
O da benimkini unutmuştu biz de ayak bileğine dövme yaptırdık. | Open Subtitles | حسناً، لقد نسيّ خاصتي مرة، والآن أصبح وشم كاحله. |
Açlığını nerdeyse unutmuştu Büyük vadiye ulaşması gerektiğini de unutmuştu. | Open Subtitles | دون ان يفكر او يلاحظ جوعه ونسى بأنه يجب أن يصل الى الوادى العظيم |
Sanırım benim orada olduğumu unutmuştu. | Open Subtitles | حسناً أظنّها نسيتْ أنّي كنتُ هناك |
Ne yazık ki Jennie'den tek bir işaret yoktu. Anlaşılan, buluşmamızı unutmuştu. | Open Subtitles | "لسوء الحظ ، لم يكن هناك أثر ل " جينى من الواضح أنها قد نسيت الأمر |