Bir çanta dolusu uyuşturucu parası için başka kimseyi incitmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح له بإيذاء أي شخص آخر من أجل كيس من أموال المخدرات ، كانت منذ زمن بعيد |
Citibank Meksika'dan 100 milyon dolar uyuşturucu parası çıkardı. | Open Subtitles | و ساعد سيتى بنك فى تسريب 100 مليون دولار من أموال المخدرات خارج المكسيك |
Biri sürü can, milyonlarca uyuşturucu parası. | Open Subtitles | العديد من الحيوات. الملايين من أموال المخدرات. |
Peşinat parasıymış, ama memur Robb uyuşturucu parası olduğundan şüphelenmiş. | Open Subtitles | مال أجور مؤجلة لكن الضابط يشك أنها أموال مخدرات |
Adalet Bakanlığı büyük bir New York bankası hakkında Mexico City şubelerinde uyuşturucu parası akladıkları gerekçesiyle soruşturma başlattı. | Open Subtitles | يقوم بغسيل أموال مخدرات (من خلال فرعهم في (مكسيكو سيتي هل تريد هذا من أجل أخبار المساء؟ وماذا عنك؟ |
Yani programdaki bütün espri ve kahkahaların temelinde uyuşturucu parası olabilir. | Open Subtitles | إذاً برنامج يجلب البهجة، الضحك و الأرباح للناس في كل مكان ربما بُني على مال مخدرات |
Keşin teki uyuşturucu parası için bütün ailesini öldürür. | Open Subtitles | طفل مُدمن يقتل عائلته كلّها لأجل أموال مُخدّرات. |
uyuşturucu parası güvercin gibidir. Her zaman evinin yolunu bulur. | Open Subtitles | نقود المخدّرات مثل حمامة فدومًا ما تجد طريقها لبيتها |
Biri sürü can, milyonlarca uyuşturucu parası. | Open Subtitles | العديد من الحيوات. الملايين من أموال المخدرات. |
Sonra o buraya senin gibi dildolarla kariyer yapmak için geldi, bense yollarda çalıştım gerçek komedyenler gibi uyuşturucu parası için bok çukurlarında çalıştım. | Open Subtitles | ثم أتى هنا و حصل على وظيفة مع حقراء أمثالك و أنا من عانى مع أموال المخدرات كالكوميديانات الحقيقيين |
uyuşturucu parası iki tarafın da ekonomisi için çok önemli. | Open Subtitles | أموال المخدرات ذات أهمية بالغة لكلا اقتصادينا |
Truth bendeyken yaptığım kadar uyuşturucu parası aklayamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني غسيل أموال المخدرات كما هو الحال عندما كنت أمتلك الملهى |
Lenny bayilik ile kara para aklıyormuş. uyuşturucu parası... | Open Subtitles | ليني, كان يقوم بعملية غسل الأموال عن طريق وكلائنا للسيارات, أموال المخدرات |
Bebeğim, uyuşturucu parası yasadışıdır ama güzel yanı nakit paradır. | Open Subtitles | يا عزيزتي، إن أموال المخدرات وسخة الأمر الجيد هو أنه نقدي مما يجعله غير قابل للرصد |
Onun işi her ay Chicago'dan Meksika'ya, milyonlarca dolar uyuşturucu parası sevk etmek. | Open Subtitles | عملياته نقل ملايين من أموال المخدرات... من "شيكاغو" إلى "المكسيك" في كل شهر. |
Şu resimdeki adam 17 yaşında bir çocuğu öldürmekten ve yarım milyon il çapında çete savaşını başlatan uyuşturucu parası çalmaktan zan altında. | Open Subtitles | هذا الرجل هنا مشبته به بقتل صبي عمره 17 عاماً وسرقة نصف مليون دولار من أموال المخدرات وهي التي أشعلت أتون حرب عصابات في انحاء المدينة |
İçinde Zetas Kartel'in de yer aldığı, büyük bir uyuşturucu parası kaçakçılığını, yaptığımı operasyonla başarıyla engelledik. | Open Subtitles | لقد افشلنا بنجاح الكثير من أموال المخدرات من عملية تهريب لمنظمة (زيتاس). |
Çiftçi uyuşturucu parası olduğunu hemen anladı. | Open Subtitles | عَلِم المزارع أنه أموال مخدرات |
Sonra ben de düşündüm, birkaç bin dolar uyuşturucu parası çalıp arkasında tanık bırakacak kim vardır? | Open Subtitles | ففكرت في نفسي "من هو الشخص الذي يريد سرقة بضعة مئات الآف من أموال مخدرات ويترك خلفه شاهدًا؟" |
Polis katilinden uyuşturucu parası aldınız. | Open Subtitles | لقد أخذت مال مخدرات من قاتل شرطي |
uyuşturucu parası güvercin gibidir. Her zaman evinin yolunu bulur. | Open Subtitles | نقود المخدّرات مثل حمامة، فدومًا ما تجد طريقها لبيتها. |