ويكيبيديا

    "uzaklara" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بعيداً
        
    • بعيد
        
    • البعيدة
        
    • بعيدًا
        
    • بعيدة
        
    • البعيد
        
    • بعيدا عن
        
    • خني بعيدا
        
    • بعيدآ
        
    • وبعيدا
        
    • لأبعد
        
    • الفضاء دونا
        
    • والابتعاد
        
    • وحلّق صوب
        
    • يعُدْ
        
    Beni bir daha asla bulama diye babam bizi uzaklara götürecek, korkuyorum. Open Subtitles إن والدي يريد أن ينقلنا بعيداً كي لا تجدني أبداً وأنا خائفة
    ÜItimatomları sevmiyorsun diye onun uzaklara gitmesine izin mi vereceksin? Open Subtitles أنتِ علي وشك جعله يذهب بعيداً لانك لا تحبين الإنذارات
    uzaklara gidelim. Bu gece olmasa da önümüzdeki hafta sonlarından birinde. Open Subtitles هل ستذهبين بعيداً, لا أقصد الليلة, لكن في أحدى الأسابيع القادمة
    Ben Gerry'i uzaklara götürdüğüm için bana çok kızdığınızı düşünüyordum. Open Subtitles أنا أعتقدت فقط أنك غاضبه مني لانني أخذت جيري بعيد
    Girişin en ucunda duruyoruz, mihraptan ve din adamlarına ait kapıyla kapalı yerden uzakta ve bir başlangıç noktası arayarak uzaklara bakıyoruz. TED حين نقف في النهاية البعيدة عند المدخل، بعيدا عن مذبح الكنيسة وعن السياج الخاص بالكهنة و نمعن النظر في هذا الأفق باحثين عن بداية.
    Hafta sonu için uzaklara gideceğin söyledin Belkide bir tatile Open Subtitles وقلت أننا سنذهب بعيداً في العطلة، ربما نذهب في رحلة
    Bir gün seni, hakettiğin hayatı yaşatmak için, seni uzaklara götüreceğime söz vermiştim. Open Subtitles لقد وعدتكِ بأنه يوماً ما ساَخذكِ بعيداً عن هنا ومنحكِ السعادة التي تستحقينها
    Sefil salını çevir ve uzaklara, gidebildiğin en uzak yere git. Open Subtitles أدر قاربك الهزيل، واذهب بعيداً جداً، أبعد ما يمكنك أن تذهب
    Mezun olup çok çok uzaklara taşınabilme ve normal biri gibi yaşayabilme umudu. Open Subtitles الأمل بأنني أستطيع التخرج و الانتقال بعيداً بعيداً جداً و العيش كـشخص طبيعي
    Seni uzaklara göndermemin Dokgo yüzünden olduğunu düşünüyorsun değil mi? Open Subtitles هل تعتقدين أنني أرسلكِ بعيداً بسبب دوك غو جين ؟
    Neresi olursa olsun, bu saraydan çok uzaklara gitmek istiyorum. Open Subtitles أنا أريدُ الذهاب بعيداً عن القصر، أيّاً كان هذا المكان.
    Çünkü neden öğrencilerimiz bulundukları bölgeden çok çok uzaklara gitmek zorunda kalsınlar ki? TED لأنه لماذا على طلابنا أن يذهبوا بعيداً جداً عن حيث يقطنون؟
    Gröndland'ı ziyaret etmek daha çok zamanda geriye gitmek sonra da kuzeyde çok uzaklara gitmek gibiydi. TED إن زيارة جرين لاند تشبه العودة للماضي أكثر من كونه سفراً بعيداً نحو الشمال
    -Hadi, çabuk, çocuk, koş! uzaklara koş ve saklan! Open Subtitles والآن ، بسرعة يا طفلتى ، إهربى إهربى بعيداً ، إختبئى
    Önünde duracak ve diyeceksin ki uzaklara gittim tehlikeye atıldım ve işte tamamen masum adamın Open Subtitles ستقفين أمامه قائلةً سافرت بعيداً وخاطرت كثيراً وها هو الرجل البريء
    Birlikte uzaklara seyahat ettiğimizi gördüm.. ..hep gitme özlemini duyduğum yerlere. Open Subtitles رأيتنا نسافر بعيداً إلى كل الأماكن التي طالما أردت زيارتها
    Ertesi sabah, birkaç askerin onu uzaklara götürmesinin ardından, bir daha geri dönmedi. Open Subtitles في الصباح التالي، أخذه بضعة جنود لمكانٍ بعيد ولم يرجع قط
    At onları çok uzaklara, Çin'e götürdü. Open Subtitles الفرس السحرية حملتهما إلى الصين البعيدة
    Aşırı derecede uzun bir zaman diliminde, kara delikler olay ufuklarından uzaklara parçacık saçarken kütle kaybederler. TED عبر حقبٍ هائلة من الزمن تفقد الثقوب السوداء كتلتها بينما تزيح الجزيئات بعيدًا عن أفق الحدث.
    Çok basit bir fikir, ama çok daha uzaklara erişebilir. TED فكرة بسيطة، لكن يمكن أن يكون لها آثار بعيدة المدى
    uzaklara At Süren, Uzun Saçlı ile konuşmalıyım. Open Subtitles الراكب البعيد ، يَجِبُ أَنْ أَتكلّمَ مع صاحب الشَعرِ الطويلِ.
    Bu güvenli bir yerden çok uzaklara gitmek için kendi aracını nasıl tasarlayacağı konusunda fikir verir. TED ذلك يجعلك تفكر في كيفية تصميم المعدات الخاصة بك لطائفة طويلة بعيدا عن ملاذ آمن.
    "beni uzaklara götür... ah sevgilim beni uzaklara götür" Open Subtitles خني بعيدا أة يا حبيبي خذني بعيدا
    Uç benimle uzaklara. Open Subtitles طائرى الصغير طير بعيدآ معى
    Size söylüyorum, o sesler kimsenin rüyasında bile cesaret edemeyeceği kadar yükseklere ve uzaklara gidiyordu. Open Subtitles ويجعل قلبك يتألم كانت هذه الأصوات تحلق عليا وبعيدا كأنه حلم
    Öyle uzaklara gideceğim ki, sizi bir daha asla görmeyeceğim. Open Subtitles سوف اذهب بعيدا,لأبعد مكان حتى لا ارى وجهك ثانية
    Evde olduğunda da öylece oturup boş boş uzaklara bakıyorsun. Open Subtitles و حتى عندما تجلس أنت فقط تجلس محدقا في الفضاء دونا أنا في الطيار الآلي ماذا تريدين مني
    Ama gitmemiz gerekebilir uzaklara, yeni bir yere. Open Subtitles ولكن ربما نضطر إلى الذهاب والابتعاد إلى مكانٍ جديد.
    Neşredip meleğin kanatlarını uç git uzaklara! Open Subtitles فأبسط جناحيّ ملاك*، *وحلّق صوب الآفاق البعيدة
    uzaklara uçtu, çok uzaklara, dönmemek üzere. Open Subtitles عامَ بعيداً، بعيد، لا يَجِبُ أبَداً أنْ يعُدْ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد