O benim kardeşim değil... çünkü benim gibi gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | .. و لكنهُليسأخي أوصديقيتلقائياً. لأن لديه عيون وآذان مثلي. |
Telsiz ve hidrofon burada. Geminin gözleri ve kulakları. | Open Subtitles | هنا الردايو والهاتف المائى عيون وآذان المركب |
İşte radyo ve hidrofon. Geminin göz ve kulakları. | Open Subtitles | هنا الردايو والهاتف المائى عيون وآذان المركب |
Her yerde gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | ذلك هو المقصد لديهم أعين و آذان في كل مكان |
Adamın kanı karıncalar tarafından, gözleri ve kulakları Güneş tarafından, ...aklı ise Konuşan Tanrı ve Polen Çocuk tarafından bir araya getirilir. | Open Subtitles | يتم جمعها من قبل النمل دمه ، عينيه وأذنيه من قبل أحد ، عقله من خلال الحديث الله وصبي اللقاح. |
Sparta'yı şüphe ve korkuya düşüren Theron'un gözleri ve kulakları üzerimdeyken, kendi evimin duvarlarına nasıl güveneceğim? | Open Subtitles | كيف سأصبح مؤتمنة ما خلف أسوار بيتي؟ ثرون له عيون وآذان مافتئت تبث الشك والهلع في سبارطة |
Selam, görünüşe göre Araf'da gözleri ve kulakları olan bir tek ben yokmuşum. | Open Subtitles | مرحبا. يبدو أنني لست واحد فقط مع عيون وآذان على العذاب. |
Her yerde gözleri ve kulakları var . Değil mi? | Open Subtitles | لديكِ أعين وآذان في كل مكان، أليس كذلك؟ |
Bu yüzden Francisco'nun üstünde gözleri ve kulakları olsun istediler. | Open Subtitles | لهذا السبب أرادوا عيون وآذان على (فرانسيسكو). |
Bu saraydaki duvarların da gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | في القصر، للجدران أعين وآذان |
- O Sokar'ın buradaki gözleri ve kulakları. | Open Subtitles | -انه عيون وآذان سوكار هنا. |
Diğerlerinin de öyle olduğunu sanıyor ama onların gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | -إنه يلعب باستقامة و يثق أن الجميع يحذون حذوة و لكن الآخرين لديهم عيون و آذان |
Şapkasını aşağıya kadar çekerek giyer ve kulakları onu zor duruma sokardı. | Open Subtitles | لبس قبعته مشدودة للأسفل بقوة وأذنيه برزت للخارج |