ve tabi ki, metal projektörler ve floresan lambalarımız ve bunun gibi şeyler vardı. | TED | وبطبيعة الحال ، كان لدينا مصابيح اليد المعدنية ومصابيح الفلورسنت وأشياء من هذا القبيل. |
Atalarıdır. ve tabi ki köyün içinde ruhlara ait minyatür bir köy var, değil mi? | TED | وبطبيعة الحال فان شعب ذو روح يملك قرية مصغرة في قريتهم ، أليس كذلك؟ |
ve tabi bu ayaklar sadece kusursuz kaldırım ve yollarda yürümek üzere tasarlanmış uzuvlar. | TED | وطبعاً صممت هذه الاطراف لكي تتمكن فقط من المشي على الأرصفه او الشوارع المستويه. |
ve tabi ki, mahvettiğin evliliğin hakkındaki herşeyi biliyor musun? | Open Subtitles | و بالطبع تحطيم الزواجات ليس شيئاً تعلمي أى شئ عنه |
Ben, Brian, Kenny, Scarface... ve tabi ki sevgili ihtiyar James. | Open Subtitles | كنت أنا، براين, كيني , سكارفايس وبالطبع جيمس كبير السن المحبوب |
erkek alanı. Neon konser posterleri, bir bar, ve tabi ki, çok önemli olan bacaklı lamba. | TED | فيها ملصقات نيون لحفلات الموسيقى٬ مِشرب٬ وطبعا مصباح الرِجل٬ الذي هو مهم جدا. |
ve tabi bütün seyircilerin de... | Open Subtitles | وأىّ شخص فى هذه الصاله سيخبركم بذلك |
ve tabi ki çitler tüm dünyada Kartezyen, hepsi kesinlikle doğrusal. | TED | وبطبيعة الحال تكون الاسوار في مختلف أنحاء العالم كافة متعامدة الشكل, جميعها متكونة فقط من الخطوط. |
ve tabi, gülen yüzler. Her tür yüzü görmek kolaydır. | TED | وبطبيعة الحال ، الوجوه السعيدة. من السهل ان نرى وجوه من جميع الأنواع. |
ve tabi ki bunlar yaş, ırk, kültür, cinsiyeti aşan şeylerdi. | TED | وبطبيعة الحال هذه الأمور تتجاوز حدود السن ، العرق ، الثقافة ،ونوع الجنس. |
ve tabi ki hepimiz duyguların mücadelesiyle iç içeyiz. | TED | وبطبيعة الحال ، نحن جميعا نعيش النضال في العواطف. |
ve tabi risk. Bence mimari riskli olmalı. | TED | وبطبيعة الحال خطرة. وأعتقد أن العمارة ينبغي أن تكون خطرة. |
Buna rağmen son 10 senede, İtalyan, Slovak, Çek ve tabi ki Venezuellalı ve Brezilyalı mağarabilimciler bu bölgede birçok mağara keşfettiler. | TED | وعلى الرغم من ذلك، خلال السنين العشر الماضية قام مستكشفو كهوف من إيطاليا، وسلوفاكيا، وجمهورية تشيك، وبطبيعة الحال من فنزويلا والبرازيل، قاموا باكتشاف العديد من الكهوف في هذه المنطقة. |
ve tabi ki bu kriz sona erdiği an silahlarınızı geri alacaksınız. | Open Subtitles | وطبعاً حالما تنتهي هذه المحنة سوف تستعيدون أسلحتكم |
Annelerimiz veya teyzelerimiz, kuzenlerimiz, kardeşlerimiz, ve tabi ki hiç bir zaman eksik olmayan, nasıl olmamız gerektiğini görüntüler ve sözcüklerle sürekli bize aşılayan medya. | TED | كان لدينا امهاتنا .. عماتنا .. بنات عمومتنا .. إخوتنا وطبعاً الرموز التي كانت حاضرة إعلامياً التي تمطرنا بعباراتها وصورها وتخبرنا عن الطريقة التي يجب ان نكون عليها |
New York'ta her şeyin ticareti yapılır, altın, gümüş, platin, ısıtma yakıtı, propan gazı, kakao, şeker ve tabi ki, donmuş konsantre portakal suyu. | Open Subtitles | هنا في نيويورك كل شيء يُتداول، ذهب، فضة، بلاتينيوم زيت التدفئة، بروبان، الكاكاو و السكر وطبعاً عصير البرتقال المركز المثلج |
Aslında, her 18 ayda bir ikiye katlanıyor ve tabi ki, Digerati'nin her kartlı üyesi bunun Moore'nin kanunu olduğunu bilir. | TED | في الحقيقه هو يتضاعف كل 18 شهراً و بالطبع اي شخص يحمل بطاقة خبير في الحاسوب يعرف ان هذا اسمه قانون موور |
Çöp toplayan süprüntü, beyaz pabuçlu kadın ve tabi ki, trençkotlu adam. | Open Subtitles | ,المشى يكبس مكب النفايات المرأه بحذاء ابيض و بالطبع , الرجل ذو الملابس الرياضيه |
Bu tipler kendilerini motivasyon eksiklikleri, değişken ruh halleri, unutkanlıkları ve tabi ki korkunç düşük sperm sayıları ile ayna gibi belli ederler. | Open Subtitles | حالة نفسية سيئة,كثير النسيان و بالطبع قلة الحيوانات المنوية |
ve tabi ki, yasadışı bir şey yapıyorsanız ya da söylüyorsanız herhangi birinin bunu farketmesi için dikkati fazla dağılmıştır. | Open Subtitles | وبالطبع لو كنت تفعل أو تلاى أي شيء غير قانوني فالفرص هي ان كل شخص آخر سيكون مشتتاً جداً ليلاحظ |
ve tabi Kleiner'da biz, affınıza sığınarak söylüyorum ikinci yol da finanse etmektir diyoruz. | TED | وبالطبع ، نحن في كلينير ، نعتذر ونقول ثاني أفضل طريقة لتمويل المستقبل. |
ve tabi ki, gerçek hayatta, herşey dinamik, yani herşey sürekli değişiyor, darbe dizileri de sürekli değişiyor, çünkü izlediğiniz dünya da sürekli değişiyor. | TED | وطبعا في الحياة الاعتيادية تكون العملية ديناميكية اعني ان الصور تتغير باستمرار وانماط النبضات تتجواب مع ذلك التغير باستمرار طيلة الوقت لان العالم الذي نعيش فيه يتغير طيلة الوقت ايضاً |
ve tabi ben onların kayıt tutmadıklarını çoktan keşfetmiştim hatta Finans Bakanı onlara kayda geçirmelerini söylemiyor bile aslında | TED | وطبعا لقد اكتشفت منذ ذلك الحين أنهم لم يودعون، وفي الواقع "وزير المالية" لم يطلب منهم توثيق ذلك. |
ve tabi bütün seyircilerin de... | Open Subtitles | وأىّ شخص فى هذه الصاله سيخبركم بذلك |